an itibari ile kanal d haberde çkan karşıyaka banvit basketbol maçına giden karşıyaka taraftarlarının balıkesir yolunda bir benzinlikçi de mola verdikleri sırada olay patlak vermiştir.
karşıyakalı arkadaşımızın öldürüldüğü olaydır. evet ortada bir cinayet vardır. ancak ben bir karşıyakalı olarak ve o adamın hangi durumdan sonra ve hangi ruh hali ile bunu yaptığını tahmin edebiliyorum. çünkü aynı olayları yüzlerce kez yaşadım ve bizzat yerinde gördüm. muhtemelen ksk taraftarları mola noktasındaki her yeri yağmaladılar ve kafaları da güzel olduğu için kendilerini dokunulmaz ve kimsenin bir şey diyemeyeceği kişiler zannettikleri için bunu aşırıya kaçırmış ve sabrı taşmış bir vatandaşın haklı olarak ama aşırıya kaçmış geri tepkisinin acı sonucu yaşanmıştır. bu ölen kardeşimiz muhtemelen yolda giderken ''futbol şiddettir , futbol holiganlıktır , futbol adam bıçaklamaktır..'' gibisinden laflar mutlak söylemiştir. ama bu bir basket maçıydı ! ve ne yazık ki orada da dediği gibi acaba spor şiddet ve holiganlık mıdır bazıları için ?
bir karşıyakalı olarak öz eleştiri yapıyorum. lütfen tüm karşıyakalı arkadaşlar biraz eleştiri yapalım, böyle şeyler artık olmasın.
bir göztepe'liden başkasının da yapabileceği bir şey. evet futbol şiddettir futbol holiganlıktır v.s. ama bu sadece ve sadece tribünde olmalıdır! ölen kişiye allah rahmet eylesin diyorum bir göztepe'li olarak karşıyakalılara başsağlığı diliyorum.
dipnot: ulan yıllardır kavga ederiz tribün kovalarız hep göztepe karşıyaka atarı gideri olmuştur ama hep tribünde kalmıştır rengi ne olursa olsun hangi üç puan bir candan değerlidir. hangi kupa öleni diriltir! aklımzı başımıza alalım!
olay, basında teröristin biri sağduyulu bir vatandaş tarafından pompalı tüfekle öldürüldü gibi lanse edilmesine rağmen, gerçekler pek de öyle değil. bir kaç taraftarın kendi arasındaki tartışmasına karışan istasyon çalışanları ve olaya müdahele etmek isteyip rastgele birine ateş açıp kavgayla doğrudan ilgisi olmayan sevdiğimiz bir arkadaşımızı öldüren bir kahbe evladı söz konusu. netice itibariyle ateş düştüğü yeri yakıyor. olan gencecik bir üniversite öğrencisine oluyor. sakarya deplasmanında taner abiyle birlikte bize amigoluk yaptığı görüntüler ise ancak bir anı olarak yüreklerimizi sızlatıyor.
nasıl bir ülkede yaşıyoruz kimse bilmiyor. evimizden çıktıktan 5 dakika sonra başımıza ne gelecek belli değil. herkesin cebinde silah, herkes mafyacılık oynama derdinde. bu insanlara silah ruhsatı veren her kimse, hani kurumsa yazıklar olsun.
Özgür Soylu, henüz 21 yaşında, beden öğretmeni olma hayaliyle Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor bölümünde okuyan, genç yaşına rağmen Karşıyaka tribünlerinde herkes tarafından çok iyi tanınan, sevilen, iyi kalpli, yardımsever, mütevazi ve toplumsal meselelere duyarlı hayat dolu bir arkadaşımızdı. Maçlar öncesinde ve sırasında olay çıkmaması için en çok o çaba sarfeder, Karşıyaka taraftarlarının medyada kötü gösterilmesinden şikayet ederdi. Bandırma Banvit-Pınar Karşıyaka basketbol maçından bir gün önce 15 Kasım Cumartesi günü Karşıyaka Çarşı'daki taraftar toplantısına gitmiş ve orada da sağduyulu olunması ve hiçbir taşkınlık yapılmaması gerektiğini belirtmişti. Maalesef iyi niyetinin ve ülkemizdeki bireysel silahlanma terörünün kurbanı oldu...
16 Kasım 2008 Pazar günü Bandırma yolunda, yine çok sevdiği Karşıyaka sevdasının peşinde koşarken, deplasman otobüsünde çıkan kavgayı ayırmaya çalıştı. Olayların dışarıya taşması sonucu benzinliğin sahibinin oğlunun pompalı tüfekle rastgele açtığı ateş sırasında öldürüldü. Ancak Özgür'ün kötü talihi bununla da bitmedi. Ayırmaya çalıştığı kavganın kurbanı olan bu altın kalpli genç, olayları araştırmak yerine belirli kalıplar çerçevesinde ele almaya alışmış medyanın bir bölümünde sanki benzinliğe yağma yaparken dükkan sahibi tarafından vurulan bir holigan gibi gösterildi. Olayların Balıkesir Polis Meslek Yüksek Okulu'nun karşısında gerçekleştiği ve tamamen şahsi bir tartışmaya dayandığı göz ardı edilerek, olayları yatıştırmak isterken kazara vurulan Özgür'ün ruhunun acısı bu yalan haberlerle daha da arttı.
Biz Karşıyakalı taraftarlar olarak sporda ve tribünlerde şiddetin sona ermesinin bir toplumdaki şiddet olgusunu ortadan kaldırmaya yetmeyeceğini ve şiddetin ancak demokrasi ve barış kültürünün toplumun her kesiminde güçlenebildiği ölçüde azalacağını düşünmekteyiz. Medyanın değerli kardeşimiz Özgür Soylu'nun anısına saygısızlık etmemek adına yalan haberlerini düzeltmelerini istiyoruz. Daha önemlisi bireysel silahlanmayı teşvik eden siyaset adamlarımızın, vatandaşın pompalı tüfekle kendini savunabileceğini söyleyen yetkililerin Özgür'ün talihsiz ölümünden sonra söylemlerinin nerelere gidebileceğini yeniden düşünmelerini talep ediyoruz.
sözün bittiği yerlerden biridir. o otobüsün içinde karşıyakalılar değil de başka bir taraftar topluluğu; o kurşunla vurulan özgür değil de başka biri de olabilirdi. futbol çok geniş kitlelere hitap eden bir spor dalı. ve toplumun her kesiminde olduğu gibi tribün denilen yerlerde de herkesin sütten çıkmış ak kaşık olması elbette beklenemez. nasıl ki cihat aktaş cinayetinden sonra her beşiktaş taraftarına katil muamelesi yapmak aptalcaysa, deplasman yolculuğuna çıkan her taraftara da hırsız muamelesi yapmak o kadar beyinsizcedir. evet doğru, bu ülkede deplasmana giden bazı otobüslerde bir takım şeyler oluyor. bazı otobüslerin içinde düzgün tipler olamıyor. bunu inkar etmek yanlış olur. ancak bu gerçek deplasmana giden her taraftara suçlu muamelesi yapmayı gerektirmez.
insan hayatı bu kadar basit işte bu ülkede matrix gibi tüplerden çıkıyoruz ya mına koyim hiç sevenimiz yok sayanımız yok ya
bireysel silahlanma denilen şu mına koduğumun savunma mekanizmasını hala bir kalkan olarak kullanan insancıkları ateşleyen başbakan var tabi en büyük referans o,göthün sıkıştı mı,düşünceni kabul ettiremedin vur hepsini kralsın büyüksün,manyağın eline verin bir tüfek teksasa çevirsin bütün ülkeyi namusunu,malını,düşüncesini s*k kadar beyninden büyük silahıyla korusun anca ona yeter kalleş yüreği.
biz karşıyakalıyız terörist değil...
