2004 yapımı bir ahmet uluçay(1954-2009) filmidir. Aynı zamanda yönetmenin Yaşamı boyunca çekebildiği tek uzun metrajlı filmdir. Öncesinde çektiği Optik Düşler(1993), Uzun Metrajın Resmi(1999), Şeytan kovma(2000) adlı kısa filmleriyle bağlantılıdır. Kendisi de filmin çekildiği yer olan Kütahya tavşanlı doğumludur. ilkokul yıllarında ilk kez köye gelen seyyar bir sinemacıyla tanışır ve sinemaya merakı artar, artık tek dileği bu topraklarda film çekebilmektir. yakın arkadaşı ile beraber bir sinema makinesi yapmaya çalışırlar.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2243804/+
Nihayetinde Tepecik Köyü arkadaş sinema grubunu kurar. Sürekli sinemaları gezer kopuk filmleri toplar kendince kolajlayarak kısa filmler yapmaya çalışır bunu da sahnesini kurduğu o köhne ahırda köy halkına izletirmiş. Filmi de kendi çocukluğundan bir kesittir.
Birkaç yıl önce izlediğim bir filmdir. Değeri bilinmeyenlerdendir. Saçmalıklarla dolu bir yığın dandik günümüz yerli filmlerini ve yabancı filmleri sanatsal açıdan tokatlar. Düşük bütçesiyle adeta sağlam bir iran filmi izliyor havası veriyor. Keşke yönetmen ölmese ve devam edebilse imiş. Yetenek ve bakış açısı birleştiğinde imkansızlıklar sadece teferruat kalıyor. Bunun ispatı olan çok güzel bir filmdir.
Bozkırda yaşayan sinema aşığı iki gencin, recep ve mehmet’ in kendi sinemalarını yapma umutlarını anlatan, mükemmel bir müziğe sahip olan ahmet uluçay filmi.
Bir hayalin peşinde giden öyküyü anlatan filmdir. Şeritlerden perdeye yansıyan hayat. Kitapların büyülü dünyası. Zorluklar, yokluklar ve yoksulluğun da olduğu filmdi. Ya pes edip her şeyi bırakacaksın ya da hayallerinin peşinde gideceksin. Ahmet Uluçay da hayallerinin peşinden gitti ve filmi çekti. Bu filmin neyini beğendiniz diyenler için. Sanat eğitimi almamış, ilkokulda gördüğü seyyar sinemadan aldığı ilhamla yıllarca bu yolda yaşamını vermiş, bu yüzden babasıyla dargın gitmiş bir insan. Popüler değil, zengin değildi. Tek kazandığı ile de kasaba da bir evi oldu sadece. Hayata şiirle, resimle, kitapla ve özellikle de sinemayla tutunmuş bir insan. Filmini çekebilmek için Beyoğlu'nu arşınlamış. Kendi ifadesiyle bu filmi çekmeseydim çıldıracaktım diye.
2004 tarihli Ahmet Uluçamın yönettiği sanatsal film.
Harika bir Anadolu tasviri yapmış yönetmenimiz tüm doğallığı ve samimiyetiyle
Çok pitoresk sahneler var filmde.
hakkında olumsuz yorumlar yapılan entrylerin manyak gibi eksilendiği film.
yönetmeni ve yapımcısı sözlükte yazar sanırım.
şu an izliyorum bir boka benzemiyor.
zaten ödül almış filmler içinde adam gibi bir film yok.
saçma sapan birşeyler çekince ödül alıyor demek.
cidden nesini beğendiniz de "harika", "süper" falan yazmışsınız amına koyayım?
sizin görüp bizim göremediğimiz ne? biri açıklasın allah aşkına.
Recep ve Mehmet 60'lı yıllarda Tepecik adlı bir köyde yaşayan iki kafadardır. Yaz aylarını herkes gibi aylak aylak geçirmemek için yakındaki kasabada çıraklık yaparlar. Recep bir karpuzcunun, Mehmet ise bir berberin yanında çalışır. Hayat hep böyle mi geçecektir, bir karpuzcu ve berber olma uğruna çalışmayla? iki çocuğun ufku ne o köye ne de kasabaya sığmayacak kadar geniştir. Boş kalan tüm zamanlarını terkedilmiş bir ahırda film projeksiyon makinesi yapmaya çalışarak geçirirler. Kimsenin umursamadığı bu uğraşlarında tek bir destekçileri vardır, köyün delisi Ömer.
O yaz sandıklarından çok daha fazla genişletecektir ufuklarını. Recep, kelek çıkan karpuzları toplamaya gelen Nezihe ile ahbap olur ve kadının evine arada bir yemek yemek için gidip gelmeye başlar. Tüm hayallerinin ötesinde bir duyguyla tanışır ve aşık olur. Aşk, iş, hayaller? Bu iki çocuk için Tepecikli köyünde ömürleri boyunca unutamayacakları bir yaz yaşanmaktadır.
Yapımı : 2004 - Türkiye
Tür : Aile , Dram , Romantik
Süre: 97 Dak.
Yönetmen : Ahmet Uluçay
Oyuncular : Boncuk Yılmaz , Ahmet Uluçay , ismail Hakkı Taslak , Kadir Kaymaz , Gülayşe Erkoç
Senaryo : Ahmet Uluçay
Yapımcı : Ezel Akay , Serkan Çakarer
bu aralar çekilen saçma sapan aşk filmlerinin yanında türk sinemasının parlayan yıldızı, kütahya/tavşanlı'da çekilmiş bir ahmet uluçay filmi.
fırsat buldukça izliyorum şu filmi, orijinalliğinden hiç ödün vermiyor. ismi bile ilgi çekici, iç ısıtır.
--spoiler--
- bunlar * adana mı kemal oğlum?
+ diyarbakır salih amca, diyarbakır.
- niçin bu sene adana getirmedin?
+ ha adana ha diyarbakır salih amca. ikisi de aynı memleketin çocuğu. içi de dışı da bir bunların.
*
- aşık olma lan kıza.
+ kız daha küçük, 14-15 yaşında, sümüklünün teki.
- senin yaşın kaç oğlum? senin sümüğün ne zaman kurudu?
--spoiler--
Hangi sümüklü bunu saniyesinde eksilemeyi başardıysa ona selam olsun.
Herkesin çok sevdiği ama benim pekte hoşuma gıtmeyen bır filmdir çünkü fazlasıyla duygulara hitap ediyor yönetmen bana biraz tribünlere oynamış gibi geldi.
Çok önemli Edit : Bu filmi bir arkadaşimla konustum o benim tutumuma karşı ahmet ulucay ın belgeselini izle dedi ve 3 belgeselini birden izledim ve çok acımazsızca ve bencilce bir yorum yaptığımı anladım kusura bakmayın. Cahilliğiminde kusuruna bakmayın.
ahmet Uluçay ın kendi yaşam öyküsünden de kesitler bulabileceğiniz muazzam bir film.
ahmet abi de tavşanlıda büyümüştür ve film çekmek istemektedir, eşi evi geçindirirken ahmet Uluçay film çekmeye çalışır. yıllarca bunun için uğraşır ama bir türlü bunu gercekleştiremez ta ki ezel akay bu yeteneği keşfedene kadar. ezel akay ın ön ayak olmasiyla filmi çekerler ve sonucunda inanılmaz bir iş başardıklarını görmüşlerdir.
özellikle basroldeki çocukların oyunculukları olağanüstü ama nedense ben onlara bir daha filmlerde rastlamadım.
bunun dışında türk yapımı olduğu için ülkemizde dandik bakıldığından dolayı reklamı da yapılmadı, oysa iron man olsa afiş afiş her yerde olurdu. kaldı ki anadoludan çıkan yeteneklere yol açmazsak sadece başkalarının yaptıkları gerçeklikten uzak yapay filmleri izlemekle yetiniriz.
