sonuna kadar takdir ettiğim davranıştır. bende garsonum evet uzaklaştırması lazım dilencileri çünkü aman rahatsız olduk bilmem ne diye götünü yırtan müşteriler oluyor patron talimat veriyor vs.. ama kesinlikle iterek kakarak değil onunda gönlünü yaparak uzaklastıracaksın ki kadıncagız belkide dilenmeyecekti bile. iyi yapmışsın kardeşim, helal olsun. yediği dayak, maaşından gidecek para, ve patronun fırçası aklını başına getirir umarım. biraz da olsa vicdanını sorgulatır.
son derece yerinde bir eylemdir. dün akşam iş arkadaşlarıma " bugün çok yoruldunuz. akşam yemeği ısmarlamak istiyorum." diyerekten güzel bir restorana götürdüm. adamlar harıl harıl çalışıyor. hem de elemanların gözünde öyle "kötü patron" imajı çizmeyeyim diye bir yemeği hakettiler düşüncesine kapıldım. girdik restorana. tabi herkeste takım elbise. garson, garsonun patronu falan "buyrun efendimler" "ner arzu ederdiniz" ler havada uçuşuyor. oldum olası sevmemişimdir böyle samimiyetsiz şeyleri. efendi gibi gel abi ne alırdınız de. samimi ol azıcık. neyse hava yağmurlu, dışarısı ise soğuk, buz gibi. biz yemeğe başladık. işte masa donatıldı ettir, salatadır falan. teyzenin biri bize doğru gelmeye başladı. acayip yaşlıydı. soğuktan donduğu belliydi. teyzeyi yemeğe davet edip, cebine de biraz para koyup göndereceğim. hem de ısınsın biraz kadıncağız. kadın ağır adımlarla yaklaştıkça ben de kafamda tasarlıyorum. "anneme benziyorsun, teyzecim falan" diyerek rencide etmeden para vermek, karnını doyurmak amacım. kadın gerçekten çok yaşlı.
üç beş saniye geçti geçmedi garson tuttu bunu omzundan itekledi. yaşlı kadın sendeli ama birkaç metre geriye doğru savruldu. düşmedi. yine aynı şeyi tekrarladı. yaşlı nine de "tamam oğlum, gidiyom" tarzı şeyler söyledi cılız sesiyle. ben kalkıp kadını getirecektim garson bana doğru gelmeye başladı. bekledim. geldi. söylediğine bakın: " kusura bakmayın beyefendi böyle insanlar yüzünden size rahatsızlık verdik. müesesemizin suçu değil, bu dilenci adinin suçudur. mazur görün."
iş arkadaşlarım ve ben şaşkın şaşkın baktık. bir yudum su aldım. peçeteyle ağzımı sildim. sol elimle (solağım) bir tokat patlattım buna. neye uğradığını şaşırdı. bakıyor. bir tane yumruk attım burnunun üstüne. burnunu tutuyor. sonra hızımı alamadım tekme tokat allah ne verdiyse vurmaya başladım. yerde kıvranıyor. her vurduğumda yaşlı teyze geliyor aklıma. patronu geldi "beyefendi beyefendi" sesleniyor. "yapmayın, etmeyin" diyor. diğer müşteriler de bakıyor sadece. tuttum bir tokatta buna patlattım. o da feleğini şaştı. dedim özür dileyeceksiniz o teyzeden. "tanıdığım ulan benim o" dedim. "sizi rezil ederim şerefsizler" dedim. dizilerde, filmlerde hani zengin çocuklar söyler ya. " sen benim kim olduğumu biliyor musun ulan? " diye. aynı cümleyi ben de kullandım ki amaç göz dağı vermek.
teyzeyi getirdi bizim iş arkadaşı. "teyze nasılsın, iyi misin?" dedim. teyze de sıcakkanlı sanki kırk yıldır tanışıyormuşuz gibi cevap veriyor. rahat 85-90 yaşında ya. ama maşallah sıhhati yerinde. gel dedim otur.
teyze de yedi bir şeyler. yukarıda yazdığım muhabbeti yapıp "anneme çok benziyorsun" tarzında şeyler söyleyip para da verdim.
yemek bitti. baktım herkes cebinden para çıkarmaya çalışıyor. "durun" dedim. kalktık ceketlerimizi giydik. çıkışa doğru yöneldik. patron bakıyor. dedim size dava açarım bu kadın benim tanıdığım. kamera kayıtlarınızda görüntüler de var. bizim paramızı garsonunuz öder. hadi eyvallah dedim. "bir daha bekleriz efendim" tarzında şeyler söylediler. teyzeyle de araba konuştuk, evine klima taktıracağım kadıncağızın. elimden geldiğince yardım edeceğim.
bu tür olaylar herkesin başına gelebilir. bu tür insanları da böyle madara etmek lazım. açık ve net.