dünya da beslenme-gıda açısından kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik, şimdi afrika'da ki aç insanların ülkesinde ki görüntüler benim ülkemde.
insanlar domates biber ekmek et süt yağ vb gıda kuyruklarında...
gerçekten ülke insanları dengeli ve sağlıklı beslenme açısından yeterli vitamin mineral protein alımında açlık kategorisinde bulunuyor.
yok yani, eleştirmek için demiyorum ilgilenmiyorum da artık bu durumlarla ve de bu konu hakkında idare sistem parti yönetici politikacı eleştirmek aptallık ki; halk bunu istedi ve oyları ile de destekledi ama insan şaşırıyor.
Cumhuriyet dönemi ülke ekonomisi yokluklar üzerine kurulmuştu. Sanayi devrimini ıskalayan, toprakları ve halkları dağılan, nüfusunun verimli iş gücü olabilecek kesiminin çoğunu savaşlarda ve göçlerde kaybeden ülkemiz, kuruluş döneminde içeride binbir güçlük yaşarken aynı zamanda dünya konjonktürü de büyük bir kaos yaşıyordu.
inönü döneminde, 1. Dünya savaşı’nın vurduğu ekonomik darbelerin üstüne ayrıca dünyayı kasıp kavuran 1929 Bunalımı ve onun üstüne de 2. Dünya savaşı gibi Avrupa’dan Pasifik’e kadar devam eden tarihin en kanlı savaşı gerçekleşmiştir.
O dönem yeni kurulan, Osmanlı’dan ciddi bir ekonomik alt yapı mirası olmayan Türkiye Cumhuriyeti, 2. Dünya savaşının korkunç kamplaşması içerisinde bağımsız kalmaya çalışarak her ihtimale karşı yine de savaşa hazırlanmıştır.
inönü, hem ülkede üretimi kıt , hem savaş ve kriz yüzünden ithalatı çok zor olan buğday ve ekmek tüketiminde kotalar koyarak halkı karneye bağlamıştır. Bütün amaç bu kıtlık ve belirsizlik içerisinde hem kaynakları israf etmemek hem de savaş ihtimalinde orduyu besleyecek stok oluşturmaktır.
Sıkı durun....
2. Dünya savaşının o en buhranlı günlerinde halkı ekmek ve yiyecek karnesine bağlayan tek ülke Türkiye değil; aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomik ve siyasi gücü olan ingiltere, öteki Avrupa ülkeleri ve ABD’de aynı politikaları harfiyen uygulamıştır. Hem krizden, hem savaştan dolayı büyük güçlükler ve yokluklar yaşayan Avrupa’da insanlar uzun süre karneyle yiyecek, elbise, petrol almıştır.
Muhafazakar yobaz kitlenin "bunlar değil miydi" diye başladıkları iki yüzlülüklerinin göstergesi olan kusmukları. 1942 yılında ikinci dünya savaşı sırasında alınmış bir tedbirdir. Zira 1 milyon genç silah altına alınmışken çöpe gidecek ekmeğe kimsenin tahammülü yoktu, aynı dönemde müslüman görünen kimsenin cesaret edemediği varlık vergisi de zenginlerin tepesine bindirilmiştir. Bugünkü gibi fakirlere ağır vergiler koyup zengine sürekli teşvik verme durumu yoktu. Benzer bir olay hz. yusuf döneminde de yaşanmış ve bizzat hz. yusuf tarafından buğday alım satımına tedbir koyulmuştur. Hadi hz. yusuf a da sövün lan muhafazakar güruh.
