dinden, feuerbach'tan avdetle ruhsuz bir dünyanın ruhu, dünyanın ters dönmüş bilinci olarak söz eder. ateist olanın, yani tanrıyı yadsıyanın engels olduğu pek bilinmez. burdan hareketle marx'a 'din düşmanı' sıfatının yakıştırılması da hakkaniyetli değildir. o, dinin üretim süreçlerinin şekillenmesinde, devlet örgütlenmesinde neye tekabül ettiğine dair eleştirel bir perspektife gönül indirmiştir. bu dünyayı katlanılır kılan şeylerden birinin din olmasını tepeden ve sığ bir karşı çıkışla eleştirmemiştir. bilimsel bir temele, yönteme yaslanan bir hat izlemiştir bu hususta; tıpkı kendisinin uğraş verdiği diğer alanlarda olduğu gibi.
babası marx'ın avukat olmasını istermiş ancak marx buna sırtını dönmüş, insanlığa kendi kaderine sahip çıkmanın yollarını gösterdiği gibi kendi mecrasını da kazmıştır.*
Saint simon yada max weber gibi kapitalist burjuva düşünürlerin aksine dünya siyasal ve ekonomik sistemini farklı bir açıdan yorumlamıştır. Bu yüzden sevilmemekte ve sayılmamakta, basit olarak nitelendirilmektedir. Halbuki sadece farkklı bir bakış açısı getirmiş ve dünyayı değiştirmiştir.(düşünsel anlamda)
sosyolojide söylenebilecek en basit şeyleri söylemiş, (burjuva-proleterya çatışması) (sermaye-kapital falan) o yüzdende kafası çok fazla basmayan insanlarda idol olarak seçmişlerdir kendilerine bunu..
halbuki nerde o saint simonlar, max weberler, emile durkheimler..
Marx tarih boyunca hep toplumlara ateist bir kişi olarak lanse edilmiştir. Ancak das kapital'de ve diğer kaynaklarda düşüncelerini irdelersek yaratıcıyı kötüleyerek varlığını kabul etmiştir. Ancak daha da ilginci inancını şeytana tapma noktasına getirmiştir. Yani bir satanisttir idiası son araştırmaların odak konusudur.(Bu iddiayı kanıtlamak için birçok delil mevcut, düz bir mantıkla anlamak imkansız)"Hegel diyalekti"ni benimsemiş bunu kendine uyarlamıştır. Das kapital'de amacını şu cümleyele açıklamıştır:
"Benim hayattaki tek amacım Tanrı'yı tahttan indirmek* ve kapitalizmi yok etmek" demiştir.
1818 doğumlu alman düşünür.Kendisi hukuk alanında eğitim görmesine rağmen daha çok tarih ve felsefe ile ilgilnedi.
bir başka ünlü düşünür olan engels ile uzun süre birlikte çalıştı.Engels ile birilkte Kutsal Aile, Feuerbach Üzerine ve Savlar Alman ideolojisi eserlerini yayımladı.
Kendisi Uluslararası işçiler Derneği'nin kurucularındandır.Bu arada 1.enternasyonelin açılış konuşmasıı ve tüzüğünü yazmıştır.Kapital adlı kitabı yazarıdır.
1883 yılında londrada hayatını kaybetmiştir.
emperyalizm'i mükemmel analiz etmiş, fikirleri dönemine göre oldukça iyi, bugün yanlışlığı kesin olarak kanıtlanmış olsalarda sayg duyulacak düşünür.
das kapital adlı eseri, böyle şeylere meraklı olmama rağmen 2000 sayfalık cüssesiyle beni bile yanından uzaklaştırmıştır. ha, kitabın özü : "işte bu nedenlerle, kapitalizm uzun vadede zengini daha zengin, fakiri daha fakir olmaya çeker" ispatıdır. doğrudur, ama sunulan alternatif yanlış olduğu için bu da marx ın üzerine kalmştır.
marx'a saygı duyan insana rahatlıkla aydın insan diyebiliriz. marxın resmini duvarına asan adama da aynı rahatlıkla özenti diyebiliriz.
kapitalist sistemi nisbeten erken bir donemde cok iyi analiz etmis, basarili sosyologdur. batili dunya gorusunden siyrilamamistir yalniz. e normaldir bu durum da. bunu akilda tutarak okundugunda cok faydalari gorulecetir kanaatimce.
elestirmek kolay, alternatif sunmak zordur yalniz. marx da bu ikincide pek basarili degildir. o sebeple elestirilerine deger verir ancak yerine sundugu sisteme pek sicak bakmam. hatta (bkz: marxism)
