hakkinda söyle bir sehir efsanesi dolasan fizolof;
12 eylül döneminde polisler bir eve baskin yaparlar,o sirada polislerden biri duvarda asili olan marx´in posterine bakip söle der:ayip degilmi böyle anarsik olaylara karisiyorsunuz,bari su sakalli dedenizden utanin.
marksist devlet teorisinin temek kabulleri söyle sıralanabilir=
1)devlet, egemen sınıfın baskı aracıdır
2)devlet iktidarını devlet aygıtından ayırmak gerekir
3)sınıf mücedelerinin hedefi devlet iktidarıdır
4)hükümeti yönetim, ordu, polis, mahkemeler, hapis haneler vb. devletin baskı aygıtlarıdır
5)proleterya, burjuva devlet aygıtını yıkmak ve ilk asamada onun yerine bambaska bir devlet aygıtı koymak ve ileri asamalarda radikal bir süreci , devletin yıkılma sürecini baslatmak icin devlet iktidarını ele gecirmelidir.
karl marx. * süfer bir üst marka, haute coutre markası olup marka dünyasında versace'ye üç, armani'ye beş, çakma zortiden isimli laleli markalarına 33.5 basma potansiyeli hala * farkedilememiş müthiş karizmatik, isim-ötesi 'über alles' isim...
I
Herşeyi özetleyip indirgedik imlere,
Kesin matematik imlerle artık Uslamlama.
Tanrı bir noktaysa eğer, silindir sayılamaz,
insan - üstü otururken, kafa üstü duramaz.
II
a Sevilense eğer ve b de Seven,
Öç tutarım gömleğimin on keresiylen
Ki a ile b toplandığında
Sevişen bir Çift çıkar ortaya.
III
Ölç çizgilerle Dünyanın dört yanını,
Yine de boşaltmazsın onun Canını.
a'yla b'yle kavgalar yatışsaydı eğer,
Ne işe yarardı Mahkemeler.
Karl MARX
dünya üzerinde gelmiş geçmiş tüm filozofların düşünmeyi dahi akıl edemdikleri şu güzide dizlerin sahibidir: "insan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır, ne kadar toplumsallaşırsa da o kadar kendisine yabancılaşır"
görünenler gerçek olsaydı bilimlere gerek kalmazdı,
cihannuma da bir heyula kolgeziyor komünizmin heyulası (bkz: komünist manifesto 1. baskı)(dünyada bir hayalet dolaşıyor komünizmin hayaleti.(komünist manifesto ..?.. baskısı)
dinden, feuerbach'tan avdetle ruhsuz bir dünyanın ruhu, dünyanın ters dönmüş bilinci olarak söz eder. ateist olanın, yani tanrıyı yadsıyanın engels olduğu pek bilinmez. burdan hareketle marx'a 'din düşmanı' sıfatının yakıştırılması da hakkaniyetli değildir. o, dinin üretim süreçlerinin şekillenmesinde, devlet örgütlenmesinde neye tekabül ettiğine dair eleştirel bir perspektife gönül indirmiştir. bu dünyayı katlanılır kılan şeylerden birinin din olmasını tepeden ve sığ bir karşı çıkışla eleştirmemiştir. bilimsel bir temele, yönteme yaslanan bir hat izlemiştir bu hususta; tıpkı kendisinin uğraş verdiği diğer alanlarda olduğu gibi.
babası marx'ın avukat olmasını istermiş ancak marx buna sırtını dönmüş, insanlığa kendi kaderine sahip çıkmanın yollarını gösterdiği gibi kendi mecrasını da kazmıştır.*
Saint simon yada max weber gibi kapitalist burjuva düşünürlerin aksine dünya siyasal ve ekonomik sistemini farklı bir açıdan yorumlamıştır. Bu yüzden sevilmemekte ve sayılmamakta, basit olarak nitelendirilmektedir. Halbuki sadece farkklı bir bakış açısı getirmiş ve dünyayı değiştirmiştir.(düşünsel anlamda)
sosyolojide söylenebilecek en basit şeyleri söylemiş, (burjuva-proleterya çatışması) (sermaye-kapital falan) o yüzdende kafası çok fazla basmayan insanlarda idol olarak seçmişlerdir kendilerine bunu..
halbuki nerde o saint simonlar, max weberler, emile durkheimler..
Marx tarih boyunca hep toplumlara ateist bir kişi olarak lanse edilmiştir. Ancak das kapital'de ve diğer kaynaklarda düşüncelerini irdelersek yaratıcıyı kötüleyerek varlığını kabul etmiştir. Ancak daha da ilginci inancını şeytana tapma noktasına getirmiştir. Yani bir satanisttir idiası son araştırmaların odak konusudur.(Bu iddiayı kanıtlamak için birçok delil mevcut, düz bir mantıkla anlamak imkansız)"Hegel diyalekti"ni benimsemiş bunu kendine uyarlamıştır. Das kapital'de amacını şu cümleyele açıklamıştır:
"Benim hayattaki tek amacım Tanrı'yı tahttan indirmek* ve kapitalizmi yok etmek" demiştir.