Yeni aldığın ayakkabıyı giyinip arkadaşlarla Cafe ye gidersin.
Ayak ayak üstüne atmışsındır.
Herkes ayakkabına bakar.
Ne ayakkabı almışım be der kendi kendine boburlenirken.
Eve gittiğin de bir bakarsın ayakkabının fiyat etiketi tabanda duruyor.
hergün gözleme yemeye gidilen minik şirin kafeye hoşlandığınız çocuğu davet etmek ve akabinde onun kahvaltı tabağı istemesi,her gün gözleme yemeğe alışık bünyenin de eh bende kahvaltı tabağı isteyim diye düşünüp 2 kahvaltı tabağı lütfen denmesi ve ardından sizin o cümleyi kurmanız.
- üstüne yağ sürmeyin ama...
ilkokulda annem her gün yarım ekmek sandviç yapıp çantama koyardı. ben de karizmam sarsılmasın diye(ilkokuldasın piç! ne karizması) onları sınıfta yemezdim. çantayı sadece sene sonları açtığımız için bir yerden sonra birikirdi bu ekmekler çantada.
bir gün teneffüs dönüşü o acı gerçek yüzüme çarptı;
sınıftan çığlıklar atıp koşarak uzaklaşan kızlar ve benim çantadan gelen ölü dinozor kokusu...
o gün bugündür kasmıyorum karizma. annem de ekmek yapmıyor zaten.
arkadaşlarla yemek yenmektedir. Eleman acı biber turşusu getirmiştir.
-eleman: viva la raza götür kardeş.
-Viva : yok evde var sağol.
- eleman: yok oğlum götür derken ye demek istedim.
Herkes gülerken viva la raza morarmış yemeği hızlı hızlı atıştırmaktadır.
delik cepten demir para/paraların düşmesi ve sizin parayı almak için eğilmeniz. ya da sizden düşmemiş gibi yapmanız, ya da boşver önemli değil deyip karizmayı kurtarmaya çalışan havalara girmeniz.
kişinin açtığı başlığa entry girilmediğini gördüğü andır.
yeni tanıştığın birinin karşısında kanat şiş veya hamsi balığı söyledikten sonra, yemeğin elle yenilmek zorunda kaldığı andır.
karizmayı sıfıra indiren bir numaralı unsur kuşkusuz banka kapılarıdır. hani şu cam kapılar. normal durumlarda bu kapıları içeriye doğru itersin, açılır. bazen bankaya girerken -ki özellikle insanların kendini lord soyundan gelme gibi gösterdikleri banka ortamlarında başıma geliyor bu- kapıyı öyle bir zorlamak gerekiyor ki aynı güçle traktörü bile hareket ettirebileceğimi sanıyorum.
mahalledeki güzel kızların önünden bisikletle geçerken pedalları hızlı çevirmeye başlarsınız.saçları havaya atarsınız.işte o anda düşerseniz geçmiş olsun.
hayatı sorgulatan anlardır bu anlar önüne de geçilemez olcağı vardır olmuştur bi kere. sonuçta bazen kimsenin size tanımadığı bi yere gitmek bile istenebilir yada insanlarla böle yakın ilişkiler kurduğunu sorgulanmasını sağlayabilir. bunların hepsi tek sonuca bağlanır işte bir bakıma da artık o an gelir gitmek gerekir uzaklaşmak.