hürriyet ik'nın üçüncü sayfasının sağ üst köşesinde bir sütun var. kariyerinde sıçrama yapan, terfi eden, transfer olan isimlere yer veriliyor.
necati kaymak
diagnost braun alberthouse
avrupa ve ortadoğu iş geliştirme direktörü
amerika teknik üniversitesi elektronik mühendisliğinden mezun oldu. çok güzel mastır yaptı, deli gibi doktora yaptı...
****
bu pırıl pırıl insanlara elektronik mühendisliği okutup, yıllarca deterjan diş macunu sattıran şeyin sadece para olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. her şey parayla olsa, 4.levent gökdelen bahçesi değil, dişi hint keneviri tarlası olurdu. bu insanların hayatlarını, umutlarını, eğitimlerini, "kariyer planlaması" denen süslü ünvanlarla bezeli çarmıha geren şey, paradan fazlasıdır.
"kübik" denen hücrelerde geçen yıllar,
tek tip kıyafetler, aynı renk saç boyaları,
aynı frekansta yanıp sönen floresan lambalar,
devasa mönitörler,
"mutluymuş" izlenimi vermek için, kübiğin duvarına asılmış fotograflar,
asla ders alınmayan kızılderili atasözleri
hep aynı hayaller:
ege'de küçük bir sahil kasabası
bahçesi olan köy evi
tavuklar, civicivler, domatesler, biberler
ege de orda duruyor, sahil de, kasaba da.
ama bırakıp gitmek mümkün değil. daha tırmanacak çok basamak, alınacak yepyeni ünvanlar, projeler, "atıyorum"lar, "sesli düşünüyorum"lar, bitmeyen toplantılar, aşırı stres, bolca kahve...
****
bak necati,
bir gün gelecek, ömrünü törpüleye törpüleye emekli olacaksın. ege'deki sahil kasabasında, bahçesi olan köy evinde civcivleri beslerken, damarların yırtılıyor gibi hissedeceksin. terleyecek, yere yığılacaksın. ambulans gelecek, gözünü açtığında doktoru göreceksin. doktor, "aortik disseksiyon" diyecek. sen, zar zor "yani" diye soracaksın. doktor, ilk ve son gerçeği söyleyecek sana, "damarlarınız yırtılıyor" diyecek. şansın varsa, bedeninde boydan boya uzanan bir fermuarla yaşayacaksın. yoksa, mezar taşına şöyle yazacaklar:
necati kaymak
diagnost braun alberthouse
avrupa ve ortadoğu iş geliştirme direktörü
bir kariyer sahibi olucaksanız eğer katlanılabilecek durumdur. Lakin bu ülkede bunu gençlerin büyük bir çoğunluğu yapar ama kariyer sahibi olanlar azınlıkta kalır.
(bkz: boşu boşuna harcanan gençlik)
Hayatımız sınavla geçti.Kendimi bildim bileli önüme şıklar sunuldu.Değişen tek şey her geçen yılla birlikte şık sayısının artması.Yeni nesi için endişeleniyorum.
hırs, yüksek hayat standartları ve tanınmışlık arzularına kapılan gençlerin oluşturduğu kitledir. hayatı çalışmakla, yırtınmayla geçer, '' ne yaparsam kârıma'' stratejisiyle devam eder hep. bu aşırı hırs geçmişte yaşanan darlık, yokluk anlarından kurtulma düşüncesi de olabilir. hayattan intikam almak için yaptığı bu girişim '' çok cefa çektim şimdi ise sefasını sürücem'' düşüncesidir. rahata, huzura ulaşmak iyidir de renkleri hissetmek gerekir.
abd de yapılan bir araştırmada harvard gibi üniversitelerde okuyan gençlere mezun olduktan sonra elde etmek istedikleri şeyin ne olduğu soruluyor ve çok azı para diyor. genelde çoğu piyasaya atılıp, rakiplerimin canına ot tıkamak, herkesi alaşağı edip onlara en büyük kimin olduğunu göstermek falan diyor. tabi bu elemanların çoğu 25-30 yaşında mutluluğu kokainde arayıp, 40 yaşında ilk myocard enfarktüsü ve anjiyoyu tecrübe ediyor.