gözü dışarıda olmak:başkalarına bakmak
niyedir efendim niye?sen evlenmiş al karını bak ona...ayrıca kaldı ki güzellik kavramı çok farklıdır.aşk, sadece güzelliğe bağlanrsa bunu söyleyenin mantığını seveyim derim başka bi şey de demem.
karısı dünya güzelide olsa kişinin içinde varsa ne karısı ne de dünya umrunda olmaz..o yapacağından geri kalmaz..üstelik kişilik gereği yaptığından büyük bir zevk duyar, gram vicdan azabı duymaz.
yalanın dik alasıdır. varlığının başlangıcından bu yana kadın erkeğin en büyük zaaflarından biridir(belki de en büyüğü) ve güzel bir kadın her şartta erkeği yoldan çıkarır. hem karın dünyanın en güzel kadını olsada "başka" bir tat "başka" bir ten... benim o bilim adamlarının aklına s.çayım.
maymun iştahlı yaratılmış erkeğin gözü, her daim dışardadır önermesi daha doğru olacaktır kanımca. üstelik tercih edilen kadın nedense hep daha çirkindir karısından. aslında bunun güzellikle, iyi sex yapmakla ilgisi yoktur. evlilik sorumluluğunun ağır gelmesi, sürekli aynı kadınla beraber olmak, dışarıdan gelen taleplere artık hayır diyememe zayıflığı vs. erkeği dışarı iter.
ne alaka lan diyeceğim ba$lıktır. karı algısı, yani uzun süreli bağlılık sıkar erkeğin canını, genelde bu yüzden aldatır zaten. örnek mi?
(bkz: nietzche ağladığında)
(bkz: doktor breuer)
artık karısı güzel gelmiyorsa, istediği kalitede pozisyon yaratamıyor, ilişikiye hakim olamıyor ve en baştan boyun eğiyorsa bir fenerbahçeliyi pek bir ilgilendiren sözdür. zevk ve tercih meselesidir. *
hugh grant isimli dallamanın tee 1995 yılında çürüttüğü önermedir. kendisi dünyanın en taş kızlarından biriyle (bkz1) beraberken, bir arabanın içinde 20 dolarlık bir kokoş ile (bkz2) iş pişirmiş öküzdür.