Her entrysinde komiklik yapmaya çalışan ama maalesef başaramayan ergen yazar kardeşimiz. Hep balon joje'den özenti bu hareketler. Olmuyor bacim kasma artık.
Ya ben anca uyandım nadide yazarımızın geri döndüğüne anca ayıktım, yuh yani bana. ismini cismini taklit eden, ilgi meraklısı ergen bir yazar, sıkılır gider diye bakıyordum, vay anlı şanlı eski karındeşenmiş. pek bi sevindirik oldum.
kendisi bir garip iddia ortaya atmış yazardır. hodri meydan madem o kadar netsin sana inanan 5 kişi bul.
onu bulursan yazarlığımı kapatıp pılımı pırtımı sözlüğü terk edeceğim. ama sen bulamazsan sen gideceksin?
boşu boşuna altından kalkamayacağınız iddialar ortaya atmayın.
kendisinin sözlükteki çizgisi aklıma bir anımı getiren yazar dişisidir.
dayımlar eltisiyle henüz kavga etmiş evde gergin bir şekilde durum değerlendirimesi yapıyorlar. abimin ilgisini çekmiş olacak hemen odasından çıktı konuyla ilgisi varmışçasına dinlemeye koyuldu. ben de saatlerdir beklediğim bilgisayarı kapmak ümidiyle odasına girdim. girdim ama giriş o giriş içerde gördüğüm manzara beni tee beş yaşıma halamın düğününde yaşadığım travmatik bir olaya götürmüştü.
babamın kuzeni denen adam düğüne yine salak kızlarını getirmiş bizimkilere hava atıyor, adeta hıyarlıkta seviye atlıyordu. ben de henüz çocuk olduğumdan gittim adamın yanına, ama nasıl koşuyorum, bekliyorum ki amca benimle ilgilenecek diğer akrabalar gibi şımartacak. birden büyük kızı önüme çıktı ama kendi de farkında değildi. orgu amcanın çaldığı dımtıslı müziğe daha içeriye girmeden kendini vermiş coşmuş gibi oynuyordu, meğer kuzenimin oğluna yavşıyormuş tabii o zamanlar anlamadım. neyse ablayı aşacaktım ki annem gel pasta ye dedi bi baktım, pastanın üstünde dilimlenmiş muz var en sevdiğim diye başladım yemeye ama birazdan başıma gelecekleri bilsem o yaşımda bile o lanet şeyi yemezdim.
demem o ki şu hayatta önemli olan konuları es geçmemek bize çok şey katar. katar katmasına da hayatı kaçırmamak teğet geçmemek ölmeden tam içene girmek önemlidir.
O çok tatli ses tonunla ve incecik saçlarınla geldin hayatıma. kocaman güldün hep kocaman kocaman kelimelerle konuştun, tartışmaların da sevgi sözcüklerin gibi tutkulu oldu. hiç yıkılmaz gibi duran narin bedenli , heybetli bir kadındın sen. imrenmekle, çekinmek, yaklaşmakla, kaçınmak birbirine girdi ilk zamanlar. sonra ne zamandı hatırlamıyorum bir seferinde ürkek minik bir parıltı gördüm aysız gözlerinde, işte o zaman sevdim seni en çok. kırılganlığını sevdim. o savaşçı ruhun, kat kat zırhın altındaki minik kız çocuğunun, badem şekeri bakışlarına tav oldum. daha da sevdim. sonra benim yüzümden gittin sen. ama aslında gitmedin. ben seninle bir kere daha öğrendim ki arkadaşlık birinin yanında durmak değil..mesafeler birbirinin içini görenlere engel değil. ben seninle tüm yanlışlarımı sevmeyi öğrendim canım karindesen'im, kendimle küskünlüğüm son bulsun. simdi dönüşün için bahar temizliği yapıyorum, sehri kendi renklerime boyuyorum, moru çok severim sende severdin... zamanın kaç fersah ötesine gidecek olursa olsun bir de buradan söylemek istedim; seni çok seviyorum canım arkadaşım, çok özledim.
çok güzeldir bi tanedir kendisi..
kezban diyorlar aldırmasın bitanesi..
bu duyduğun ses sbag ın taa kendisi...
sana da yazarız şiir karındesenjackin kız kardeşi..
herkes kendi aşkından sorumludur. işte bunu anlamayan yazar.
ben çok isterdim. bir iskoç kasabasında doğup, ingilizler hakkında nefret dolu cümlelerle ağzımı doldurmayı. "yavuuuşahlar yıllardır biz iskoçları sömürüoyr" diye diye bireyv hart kafası yakalamak için her şeyimi verirdim. (anti parantez iskoç özentiliğimin etek giymeyle alakası yok arkadaşlar lütfen yhaaa)
bir de şeyi çok isterdim. 1.95 olmayı. böyle deve gibim bi şey olmak isterdim. böyle git git bitmeyen. belki o zaman severdi beni. ama n'apalım 1.60 boyum var. suç mu? suç mu heeeğ suç mu!!!!
bu devirde sen evlenme teklif eden adam bulmuşsun hala 1.90 diyorsun. ben annamıyorum arkadaş seni ya. oysa "çiçeeeem", "sevdaaaaam", "gülüüüüüm" diye kaydedecektim seni telefonuma. ismail yk biriktiriyordum klasörlerde.