Onu yaşadığım günden beri, bir yanım karakış!
Sadece kardeşinizi kaybetmiyorsunuz,
yaşadığınız acı tatlı anılarınızı hatırlarken en mutlu anılarınız dahi hüzün bulutuna sarılıyor..
Bir yanınız gülerken, bir yanınız göz yaşlarını siliyor..
Kardeşime ithaf ettiğim
hangi birini yad edeceğimi şaşırdım,
bir telaş bir sürrat çağı idi sanki,
hiç mi hatırım yoktu?
bu kadar mı çabuk olmalıydı her şey?
hani en son burgaz'a gitmiştik,
yapabileceğimiz kadar yaramazlık yapacaktık seninle,
çocukluğumuzu aradık telaşla..
kocaman harfler ile yazmıştın adını,
geçen bahar bulamadım yazdığın yerde..
deniz, evler ve sokaklar...
bir seni affedemiyorum,
bir sana öfkeliyim sanki,
ömrüm, anılarım,
ıssızlığımın ortasında ki fırtınaydın sen..
söz vermiştin bana,
keşke, diyorum keşke..
ve sensizlik,
ruhumu vuruyor yine!!!
ben ilkokula başladığımda annem düşük yapmıştı, sonra bir kere daha düşük yaptı ve hayatı tehlikeye girdi. bunun sonucunda tek çocuk olarak kaldım. keşke yaşasalardı, belki onlar adam olurdu, ebeveynleri mutlu ederlerdi. ben bir bok olamadım.
öz kardeşim değil ama 12 yıllık kardeşim vefat etti geçen hafta. Aramak isteyip arayamamak, her zamanki gibi nörüyon gardaşım yazamamak. Uçuk kaçık planlar yapamamak. Diğer herkesin güleceği fikirlerimi anlatacak başka kimsenin olmaması o kadar koyuyorki. Bir anda yarı yolda bırakılmış hissediyor insan. Yola beraber çıkıyorsun ama tek kalıyorsun o yolda.
sadece bir kardeşim var.
her ne kadar beni sinir etse de,çileden çıkartsa da seviyorum onu.
bazen hazırlıyorum kendimi böyle durumlara.
düşündükçe sessizce,yapayalnız,bir köşede hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.
ikinci bir kardeşim daha olacakmış ama doğmadan ölmüş.tabi 9 yaşımdaydım daha haberim bile yoktu.
tuhafıma gidiyor.
acaba ikinci kardeşim doğsaydı onunla nasıl anlaşırdık diye düşünüyorum..
allah sabır versin kardeşini kaybedenlere.düşüncesi bile bu kadar zorken...
çıkmıyor aklımdan bu sözün. çıkartamıyorum bir türlü. olmuyor... sen bu sözü söylediğinde seni tek bir doktora götürmüş olmak çıldırtıyor beni. yoksa bilirsin hiç güvenmem tek doktora. böyle şeylerde en az 3 doktora gitmek lazım derim. ama o kadar test, o kadar tahlil, ve sonuç olarak "hiç bir sıkıntı yok" lafını duymak doktordan, bilmem nasıl anlatayım ki... bütün bu tahlillerin üstüne bir gün geçmeden senin o ambulansa binmen, son olarak "ben gidiyorum" diyerek el sallaman çıkmıyor aklımdan.
şimdi burada olsan,
14 yaşında ilk sigaranı içerken yaptığın gibi anneme yakalansan, yine suçu benim üstüme atsan. abim zorla iç dedi desen. yine dayağı ben yesem... ama bu sefer kızmasam sana. söylemesem sana "abicim kötü bir şey yapıyorsan da dürüst ol, ben yaptım demeyi bil" demesem sana. sikin saolsun koçum desem...
içtiğin biranın boş şişesini atmaya yine üşensen, babam şişeyi görünce abim içti desen. alkolik mi olacaksın lan sen diye babamın azarına yine ben maruz kalsam. "yaptığın bokun arkasında dursana lan, niye bana yapıştırıyorsun?" demesem sana bu sefer. afiyet olsun abicim desem...
düğünümden hemen önce gelsen yine, ben damatlığımı giyinirken gentleman jack diye bağırarak açsan en sevdiğim viskiyi. sırayla diksek şişeyi kafamıza. yine sarhoş sarhoş çıksam düğüne. yine göz göze gelsek, her göz göze geldiğimizde kahkahalar atsak...
abi akşam fenerin maçı var yengem de müsaade verirse rakı alıp geliyorum desen. bana gemikli et yapar mısın desen, elinde rakı ve ekler pastayla gelsen. ben sana bu sefer "gemikli değil kemikli lan, pirzola onun adı" demesem. düzeltmesem seni, gemiğini iyi sıyır paşam desem...
yine bir şeylere beraber sinirlensek sen nazikçe abi afedersin ama sikicem ya desen...
evde ben mantı yerken gelsen, bana karnıbahar haşlayın desen. kilo vermem lazım desen. bende lan siktirtme mideni otur mantıyı yutalım işte desem...
telefonum çalsa, heyecanlı heyecanlı "abi, abi kurtar beni desen fısıltıyla" lan noldu desem, kızın evinde basıldık dolapta saklanıyorum desen...
dedemin mezarını ziyaret edelim desen, mezara ellerinle diktiğin çiçeklerin altına 1 ay sonra senin girdiğini bilmesem...
ben sana para biriktir desem, sen yok desen. olum dolar al lan yükselecek desem sen amerikan oyunu bunlar desen. cüzdanının bir köşesinde 100 dolar dursun parasız gezme desem, sen de cevap olarak kredi kartım var desen. o da olmadı abim var ararım ateşlersin 100 kağıt desen. ve ben almasam o soğuk morgda bir poşet içinde bana verilen son kıyafetlerini. görmesem pantolonunun arka cebinden çıkan sana hediye ettiğim cüzdanı. bulmasam o 100 doları cüzdanının gizli bölmesinde. bir de beni öldürmesen orada...
#26378298 yazmışım.
2400 gün olmuş birader. ve ben günden güne sana daha fazla yaklaşmışım. kırmızı su an aynen devam, kafam olursa yazıyı uzatırım ama şimdilik bu kadar. seni seviyorum.
Dünyanın en acı en berbat duygusudur.
Anneye, babaya Bir şekilde yakıştırılıyor ama kardeşe yakışmıyor ölüm. Olmuyor. Kardeş başka bir şey. O toprağa oğullarıyla bir kendini de gömen anneler gördüm. Toprağa giren oğullar değil anneler oluyor.
isterseniz kanlı bıçaklı olun düşüncesi bile el titretir.
bir kere alkol komasına girmişti pezevenk onda bile aklım çıkmıştı. niye çünkü ben abiyim. ben ölsem adam umursamaz ama.
adaletini sikeyim dünya.
annemin karnında iki taneydiler. öyle yolladım onları. tekini başka bi doktor karanlığa koydu öyle yolladı eve, diğeri hiç gelmedi o hastaneden. götürmediler de beni hastaneye bi kere bile görmedim. 20 yaşıma kadar babam beni mezarlığa da götürmedi. zaman sonra annemle gittik. bi baktım babaannemlerin yanında yarım metre kadar var yok bi mezar. tutamadım kendimi, eşşek kadar ben herkesin içinde dolu dolu yaş döktüm o benim kardeşim diye diye, bi kez bile görmediğim miniğim için.
şimdi onu elimde avcumda kalan ikiziyle yaşatıyorum. aldığı her nefese şükürler olsun.
Haftada birkaç kere insanın rüyasına girmesidir. Yaşasaydı şunu bunu görürdü, şunlara güler, şunlara kızardı diye hayal kurdurandır. Her geçen gün boşluğunda, yokluğunda yaşanılan bir dünyayı sevmemektir sırf o yok diye. Her güzel olayda gözlerinden bir bulut geçirendir. ikinci yarını kaybetmektir. Üşütendir, insanın içini titretendir.
edit: bu entry için eksi veren konusunda içimden birşey söyledim.