susuzluktan ağzı kurumuş kardeşe su getirdikten sonra 'ama içine tükürmüştüm' diyerek içine öküz oturtturulur. kardeş ikilemde kalır acaba ciddi mi değil mi diye.
gecenin köründe canı sıkılan mojito addiction kafasında hemen bir plan tasarlar ve kurban olarak seçtiği kardeşini uyandırarak evden kaçacağını ve sessiz olması gerektiğini söyleyerek valizini hazırlamaya başlar. Kardeşinin sesli ağlaması nedeniyle ebeveynler odaya gelirler ve hüngür hüngür ağlayan bir çocuk ve gülme krizine girmiş bir ergen görüp, zamanında ne kadar büyük bi hata yaptıklarını anlarlar.
Ben hatırlamıyorum, yeni doğduğum sıralarda ablamın rüyasın(artık ne hikmetse) bir amca giriyor ve kardeşini öldür diyor. Bizim geri zekalı da dünya tatlısı kardeşinin(hele hele) yüzüne tekme atmak suretiyle eylemi gerçekleştirdiğini sanıyor. Sonra tabi kendisi de çok ağlıyor.
Ha bunu bana çok sonra anlattılar, intikamımı aldım mı? Aldım.
gece yatarken abla süt getirir. mitokontri35 de mırın kırın etmesinler diye sütü bir dikişte içer. ağzına ekşi bir tat gelir. bu süt bozuk mu der. tarihine bakılır ama geçmemiştir. neyse belki bir şey olur diye mitokontri35 i uyutmazlar. izlesin diye ayı winnie açılır. karnı ağrısada doktora götürürler diye söylemez. bir şey olmayınca yer yatağı serilip 15 yaş büyük ablayla yatar mitokontri35 uykusu yoktur. 2 saat geçmiş ama o uyumamıştır. sonra ablası karnına bakar çaktırmadan ,nefes alıyor mu diye. bunu anlayan mitokontri35 o an nefes almaz ve ablasının yüreğine indirir. **
elektronik aletlere karşı özel bir ilgisi olan abim evde bulduğu her şeyin içini açar dururdu.
o sıralarda da teyzem bana yurtdışından tarlatanlı, altında da aç-kapa düğmesi olan dans eden bir bebek getirmişti. bir gün bebeğimi odamda bulamayınca telaşla aramaya koyuldum. sonra abim geldi yanıma;
- jineps sana sürprizim var
+ ne sürprizi?
- bak sana ne yaptım, beğendin mi abajürü?
benim bebeği başı kopmuş şekilde tutuyor, tarlatanın içine bir lamba yerleştirmiş, düğmeyi de ona bağlamış. ışığı açıp açıp kapatıyor.
ben birkaç saniye tepkisiz kaldım sonra başladım ağlamaya tabii "anneeee abimmm bebeğimi kırmışşş"
sonrasında annem o abajürü bizim komşu kızına vermiş. "aman kızım gözünü seveyim sen al da bizim kız gördükçe ağlamaya başlıyor, evde durmasın" diyerekten. **
not: hakikaten kendi isteğiydi, kulağını deldirmek istiyodu o arada, benden başkası da olur demiyodu. o da öyle bir yol seçti. ben şaka yapıyo diye gülerken yıkamış bile... *
yaş farkı biraz fazlaysa (6-7 yaş gibi) deneme tahtası olarak kullanılan kardeşin yaşadıklarıdır. şöyleki;
-bebekken emziğini anne görmeden limona bulayıp ağzına tıkmak. bunu can sıkıldıkça sıkça uygulamak.(yüzünün şekli hoşuma gidiyordu)
-bacağındaki et beninin böcek olduğunu onu her geçen gün içten yediğini 2 gün içinde öleceğine inandırmak.
-kardeşliğin olmazsa olmazı onun kapıya bırakıldığını acıyıp baktığımızı evlatlık olduğunu idda etmek. gerçi bu iddadan sonra çok ağlardı annenin güdümlü terliğiyle gerçeği anlatmak zorunda kalırdım ama safım defalarca da anlatsam hep inanırdı.