kardeşle yapılan boks maçı sırasında olmadık yere ağır bir yumruk almak, sonrasında kardeşi bu sebepten öleceğine inandırmak, abi katili olacağını sanan küçük kardeşi günlerce ağlatmak. *
teyze iki kardeşi öğle uykusuna yatıracaktır. * kardeşler uyumak istememekte ama teyzeden de korkmaktadırlar. teyze direnen kardeşlere aldırmadan kardeşleri yanyana yatırır, perdeyi çeker ve çıkar odadan.
abla rahat durmaz. sağa döner olmaz, sola döner olmaz.
b: sen uyu, ben pencereden dışarı çıkacağım. biraz bisiklete biner gelirim.
zk: bende geliceeeem .
b: olmaz sen küçüksün, uyu da büyü
zk: teyzeye söliceem seni
zk: teeeyzz...
b: şşşşt suss tamam gidiyoruz kalk.
abla kızmıştır ama ne yapacağını da iyi bilir. ispiyonlamakla tehdit eden kardeşe bir oyun müstehaktır.
b: tamam o zaman beraber çıkacağız ama kimseye bir şey söylemek yok.
zk: tamam söz, hadi gidelim *
abla perdeyi çeker, pencereyi usulca açar ve der:
b: gel canım önce seni indireyim, nasılsa ben rahat atlayabiliyorum.
kardeş pencerenin eşiğine oturur, abla ise kardeşinin koltukaltından tutarak yavaşça onu aşağı indirir.
kardeş yasak bir şey yapmanın verdiği heyecanla, ablasına heves dolu bakar. pencereden çıkma sırası ablasındadır. aşağıda ablasını bekler ama abla haindir.
b: benimle aşık atmak neymiş sen gör şimdi. bir daha beni şikayet etmeyeceksin.
der ve kapatır pencereyi kardeşinin yüzüne. ne olduğunu idrak edemeyen kardeş önce bir sağa sola bakınır, kısık sesle ablasına seslenir : " habla habbbla " . hablası içerde kıkır kıkır gülmektedir.
hemen teyzeye haber edilir, e kardeş uykudan kaçmış, teyzeye karşı gelmiştir. teyze bir koşu dışarı çıkıp ağlamak içi dışına çıkmış kardeşi kucaklar.
zılgıtı yiyeceğini anlayan abla hemen odasına gider ve uyuma numarası yapar. nitekim bir süre sonra uyuyakalır. ağlamaktan yorgun düşmüş kardeş ise öğle uykusundan yırtar. *
gözüne kolonya sıkarak, kapının arkasına saklandığınızda kafanıza camın inmesi ve 10 dikiş çakmaları. daha sonra bu acılı gencin, yıllar sonra bir sözlüge yazar olarak onu, canavar gibi göstermesi.
her sorumlu abinin yaptigi, abiligin vasiflarini ogrenmesi icin yapmasi gerektigi, kardesleri vahsi dogaya hazirlayan en guzel hareketlerdir.
misal;
gece uyuma vakti gelmis, herkes yatagina uyumaya gider, ama serefsiz abi, gariban kardesine; baksana canim kardesim, benim yatagimda bir 5 dakikaligina uyumaya ne dersin? abi yatagi nasil oluyormus ogrenirsin. hemde sende artik abi oldugun icin, kendini gelecege hazirlamis olursun. gariban ve saf kardeste sevine sevine bu teklifi kabul eder, abisi tarafindan kabullenildigini, artik kendisininde abiler klubune uye oldugunu dusunerek, kosa kosa, ziplaya ziplaya yataga gider.
kardes, buz gibi yatakta kivrila kivrila 5 dakikasini gecirmistir. 5 dakikadan 1 saniye sonra abi gelir ve "hadi ulan yatagina inek, burayi hotel mi sandin?" der. kardes bu durumdan bir bok anlamamistir ama abinin samimi duygularini ona yoneltmesi ve onunla acik acik konusmasi onu sevindirmistir.
kardes boynu bukuk ama gururlu bir sekilde, ne oldu ulan az once diye dusune dusune yatagina gider ve abi artik simsicacik olmus yatakta bir guzel uyur.
eğer iki büyük kardeşin arasındaKi bir işkence meselesiyse olay en büyük işkence senden yardım istemesi gereken durumu bildiğinden telefonu kapsamdışına alarak olaya yorumsuz kalmaktır ki bu en büyük ceza zannımca ''aradığınız kişiye ulaşılamıyor bu bir işkence kaydıdır''**
yere yatırmak, ayaklarının üzerine oturup kollarını kafasının üzerinde birleştirmek suretiyle her yerini gıdıklamak. işetene kadar güldürmek. bir yerden sonra işeyince de donlarını çıkarıp o donlarla kafasına kafasına vurmak. acayip eğlencelidir.
*arabanın kasasını macunla kapatıp camiden su taşıyarak doldurup yapay bi havuz oluşturarak kız kardeş ebeda'ya yüzme öğretme bahanesiyle suya sokup kafasını suyun içinde basılı tutmak. işten erken gelen baba arabadaki sallantıdan şüphelenip yanına geldiğinde abi denilen cani varlık boğulmak üzere olan ebeda'nın kafasını bırakıp hemen suda oynamaya başlayıp yaramazlık süsü vererek kurtulur.
*anneyi camın kenarına oturarak beklemeyi teklif eden abi güven sağlamak için camın kenarına önce kendi oturur, yanına oturan ebeda bir iki dakika sonra hain bi gülümsemenin akabinde camdan aşağıya itilir! allahtan alcaktır düşülen yer, alında iki dikiş iziyle ölümsüzleşir.
örnekleri çoktur yapılan işkencelerin, sebebi tabiki kıskançlıktır. gariptir ki, her ne kadar söylensede işkence eden ve işkenceye maruz kalan kardeş birbirinden nefret etmez.
kardeş odaya çekilir ve giysiler birbiri ardına dolaptan çıkarılmaya başlanır ve bak ben ölünce bunların hepsi sana kalacak denir ve tek tek denettirilir, bakayım üstünde ben öldükten sonra nasıl duracak diye. kardeşin ruh dengesi bozulur ve ağlamaya başlar hayır ölme diye.
her gece 3 harfliler ha geldiler ha gelecekler diye korkutmak. zavallı bi care * korkudan biraz olsun kurtulmak içini eline uzatır ama işkence uzmanı * elini tutması karşılığında tüm parasını ister. sonuçda hem kendine saf bir köle bulur hemde sonsuz para kaynağı.
sözlükte okuyup oy verirken, kardeşim tarafından hatırlatılan işkencelerdir. *
o zamanlar robocop meşhur, ve insan vucudu bilinci oturmamış benim salak kardeşim, robokoptan korkuyor. aynı zamanda bunun dişleri yeni çıkıyor, bir azı dişinde çürük var annem bunu doktora götürüp dolgu yaptırıyor. bu olay periodik bir şekilde tekrarlanıyor, küçük kardeşim yaramazlık yapıp dolguyu düşürüyor, annemde bunu doktora götürüyor.
bir gün yine bunun dolgusu düşüyor, elinde dolgusu bana bakıyor ve şeytan işte burada devreye giriyor;
kk: küçük kardeş
b: ben
b: şimdi o elindeki var ya?
kk (masum bakış) : hıı?
b: aslında sen gerçek değilsin, robotsun sen, o elindeki de senin bir parçan, dişlerin filan hep çip, sen su içiyorsun bunlar paslanıyor annemde seni doktora diye tamire götürüyor.
kk (korkak bakış): nasıl yani? gerçeğim ben (ağlamak üzere)
b(elinde bir parça alüminyum folyo) : al bak çiğne bunu, çiplerinde elektrik oynicak, görüceksin.
kk (folyoyu alır ve çiğnemeye başlar, dişlerindeki ince sızıyı elektrik devresinde atlama sanar ve ağlayarak anneye koşar) : anneeeeeeeeeeee
anne: ne oldu yawrım, niye ağlıyorsun (anadolu anası yawrım diyor)
kk: gerçek değilim beeeeeeeeeeeeeeennnn, bana yalan söylediniiiiiiiiiiz...
-dolabın en ust rafında onlardan saklanmış olan kucuk radyoyu alabilmesi için kardeşi öncelikle omuzlara almak, omuzlara binen yük nedeniyle omuzlar acıyınca birden çekilip, düşen radyonunun anteninin yine düşen kardeşin yüzünde ömür boyu kalacak küçük bir iz bırakması.
-pazara giderken babaya emanet edilen abla ve kardeşin limon kolonyasını oralarına buralarına dökünüp bitirmelerinden sonra, boşalan şişenin erkek kardeşin idrarıyla doldurulmasının sağlanması; pazardan dönüp bu operasyonu farketmeyen annenin kolonyayı misafirlere ikram etmesinden sonra olayı çakan misafirin durumu anneye gammazlaması neticesinde, ablanın ördüğü " ben yapmadım o yaptı duvarı " nın arkasında kalan erkek kardeşin falakaya yatırılması.
-öğle yemeklerini eğlenceli hale getirmek için icat edilen "tükürüklü çorba" klasiğini pisleştirerek tükürük yemeği haline gelmesine neden olan erkek kardeşin kulak kepçesine boşta duran çatalın batırılması.
-1 metre yüksekliğindeki duvarın üstünde oturan ablanın kardeşi tarafından duvardan aşağı itilerek alnında kocaman bir şişlik oluşturulmak suretiyle, yukarıdaki tüm olayları gerçekleştiren ancak, " aman ne kadar uslu, akıllı kız maşallah " tezahüratlarına layık görülen abladan intikam alınması.
-oyun saflığı içerisinde çeyiz sandığına kapatılıp üzerine de yorgan vs yığılan kardeşin, dakikalarca sandıkta kapalı kalması. Olaya konu olan kardeş, en son çare olarak ayaklarıyla sandığın kapağını iman gücüyle açar ve kurtulur.
saatlerdir çişini yapmamış kardeşi ellerini ve ayaklarını sıkıca tutmak suretiyle * dakikalarca gıdıklamak.
düdük: eksiyi basmışında çok can yakıyor bilir misin *
kendine süper kornet alıp size normal kornet alması.
o da yetmezmiş gibi bir de sizin bitirmenizi bekler yemek için, yalaya yalaya, ballandıra ballandıra yer sizin karşınızda. sizin ağzınızın suları akar. anneye şikayet edersiniz, madem önce yemeseydin, der. ama aynı şeyi siz yaparsanız utanmıyo musun ablanla paylaşmamaktan, diye fırça kayar. *
