son zamanların en popüler haber spotu. özellikle türkiye ve çevresine ait olan siyasi ve coğrafi gelişmelerde en çok kullanılan cümle bu.
nedensiz bir şekilde düşman olan iki tarafı bir şekilde "siz kardeşsiniz yapmayın" havasına sokup, sanki 6 yaşında, kum havuzunda oynayan çocuklara seslenilmektedir.
açık konuşayım böyle bir şey yok. kürt ile türk kardeştir, bu coğrafyada birlikte yaşadık, birlikte büyüdük, biz kardeşiz diye bir şey yok. filistin ile israil aynı soydan geliyor, siz kardeşsiniz, birbirinizi öldürmeyin diye bir şey yok!!!
bakın, bu dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyalamacasıdır! ulan kim oluyorsun ki sen denim askerimi, vatandaşımı, öğretmenimi, doktorumu öldüren adamı kardeşim ilan ediyorsun?
benim öz kardeşim, aynı anadan olma kandaşım kalkıp dağa çıksa, haklı ya da haksız bana zarar vermeye çalışsa, masumları öldürse kardeşim demem!
bir dönemlerin sağ sol kavgasında da aynı duygusallık ve arka planda içli parçalar ile "kardeş kardeşi öldürüyor" safsataları sıralanmıştı.
artık film duygusallığı ile mutlu son peşinde koşma hayalperesetliğini bırakıp biraz da hayatperest olma zamanı geldi. bulunduğun coğrafya ile, yaşadığın toprakların tarihi gelişimi ile hiçbir kardeşlik bağdaştırılamaz.
çok uzağa değil, hemen güneyimize baktığımız zaman orada bir israil ve filistin devleti görüyoruz. filistin devleti hem coğrafi hem de tarihi açıdan o bölgenin en eski sahiplerinden biri, ancak daha bir asırın yarısı bile geçmeden kurulmuş olan israil bu kadim halkı ezmekte. barış çığlıkları içinde sosyalist ve de devrimci takılan sonradan görme türk gençliği ise dağda kendi milletini tehdit eden insanların haklı olabileceğini hayal edip kardeş(!) olduğunu düşünürken, filistin'i savunmanın kökten dincilik olduğunu düşünmektedir.
ulan* sen kimsin ki diline pelesenk ettiğin bu kardeş davasında benim yerimi belirliyorsun? ne hakla sen orda asıl çatışmanın içindeki adamın düşünceelrini hiçe sayıp kendini olgun, barışçı insan kisvesine sokuyorsun?
acaba hayatında hiç sıcak çatışma yaşamamış bu medya yavşakları(*) bir kez olsun o dağda bulunsalar acaba aynı "kelebek, çiçek, bahar" havasını yaşatabilecekler mi?
bir de kendi içimizdeki bozuklukları çok iyi yorumlayabiliyormuş gibi bu lümpen kesimin dış politika hakkında inanılmaz çıkarımları bulunmaktadır. çeçenistan ile ruslar kardeş değil ama kürt-türk kardeş!
yok ağabeylerim, ablalarım, yok arkadaşım, dostum, yok... türk kürt kardeş falan değildir. nasıl yunan ile türk kardeş değilse, alman ile ingiliz kardeş değilse, isarailli ile filistinli kardeş değilse, amerikalı ile japon kardeş değilse türk ile kürt kardeş değildir.
önce bunu kabullnecek cesareti içimizde yaşatacağız ki ondan sonra ülkeyi bölmeye çalışmanın ne kadar kabullenemeyecek bir şey olduğunu anlama yönünde belki felsefi aforizmalarımız olabilir. ancak bu asla "kardeş kavgası" değildir... değil!
gerçek olanı, kardeş kavgası tanımı ifade edilmeye çalışılan duruma aykırıdır.
kardeş kavgası denilince benim aklıma yaz yağmuru geldi.
minicik bir sebepten başlayan, ama başladığı gibi saçma bir şekilde ve çabucak sona eren kavga..
hatta kavganın en hızlı olduğu anda, kardeşlerden birisine dışarıdan bir saldırı gelsin, izleyin bakın beş dakika önce birbirine kafa göz dalan kardeşler nasıl tek yumruk olmuş.
adı üstünde kardeş, sırası geldiğinde tek yumruk olur, sırası geldiğinde kafa göz dalarlar. ancak aidiyet duygusu ve sevgi hep vardır.
keşke kardeş kavgası diye tanımlananmaya çalışılan şey de gerçek kardeş kavgasına benzerlik gösterse; sevgi ve aidiyet barındırsa, anlaşmazlıkları kendi içinde bir bçimde çözerken dışarıya karşı bütün olmayı becerebilse... o zaman gerçekten sorun kalmaz.
değildir kardeş kavgası ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.
bir kardeşlik kavramı barındırsa bile bu kavga bu kadar basit ve kendi dahlinde bir kavga değildir.
daha çok komşu çocuklarının dolduruşları ile kışkırtılmış, kin ve nefret dolu taraflı ve yanlı kavgadır. düşman kardeşlerin kavgası haline dönüşmüştür.
burda kabahat asıl anne ve babadadır. birlik ve aile kavramını yeterince verememiş, çocukları arasında belirgin biçimde ayrım yapmış ve çocukların birbirine düşman olmasına fırsat vermiştir.
aile işlerini kendi gücü ile kendi içinde demokratik bir ortamda çözememiş, başkalarının burnunu sokmasına fırsat vermiş aciz kalmıştır. ama en önemlisi çocuklara sevgiyi ve eşit oldukları hissini verememiştir.
aile kavramı yerle bir edilmiştir. tam bu noktadaki kavgaya kardeş kavgası demek içimden gelmiyor çünkü kardeşlerden çok diğer faktörler etkilidir.
aynı kaderi yaşayanların, yedikleri içtikleri ayrı gitmeyenlerin tercihdışı sahip oldukları şeyler sebebiyle birbirlerine düşme durumu. kardeş kavgasının olduğu yerde vatan sağolmaz. biz ne kadar olur desek de olmaz.
daha çok yaş arası az oLan kardeşLer arası görüLen bir çeşit aktivitedir * bir konu hakkında anLaşmazLık iLe başLar, eLbiseLerin yırtıLmasına vicutta çeşitLi yaraLanmaLara kadar gidebiLir ve geneLLikLe ebeveynin oLaya müdehaLe etmesi iLe biter *
çocukken sıkıcı oLabiLir ama beLLi bir yaştan sonra ya da kardeşLer ayrıLdıktan sonra sevgiyLe anıLan anıLar oLarak hafızada kaLmaktadır *
kız kardeşim kavgayı başlatır. olayı bana yüklerler. olan hep abilere oluyor arkadaş.
+ len sen benim eşyalarımı ne karıştırıon? utanmıon mu lan.
- sanane lan kimsin lan sen
+ gösteririm şimdi kim olduğumu eşşek.
- anneeeeğ.
+ ister anama ister danama söyle hiç kimse elimden kurtulamaz.
ama üzüntülü durumlarımda destek olmuştur cadalozum.
küçücük bir kıvılcım ile tutuşabilen lakin saman alevi gibi sönen kavgalardır.kavga sonunda kardeşlerden birisi hasar aldıysa, hasarı alandan ziyade hasarı veren kardeş günlerce ızdırap çeker.
kardeşin beyinsizin ve bencilin teki olmasından kaynaklanan kavgadır. an itibariyle kapımda göçük oluşmuş, boynunda ki tırmıklarla kapıyı vurup çıkmasıyla sona ermiştir. bir de temizlemesi anneye kalan kırık dökük şeyler kalmıştır olay mahalinde.
Küçük yaşlarda yaşanılan kavgalar ileri de hatırlanacak komik anılar olur. ama kardeşler arası sürekli sessiz bir gerilimin olduğu anlarda sonucu ne olur bunun? her tartışma sırasında eski defterlerin sürekli açılması, yapılan iyi ve kötü şeylerin sürekli ortaya dökülmesi ve bunların anne-babanın yanında olması, onların içinin cız etmesi, buna rağmen kimsenin tek bir laf etmemesi ardından gelen senelerce konuşmamazlık böyle sürüp gider.
burda (bkz: kusursuzlar) filmi bir örnek oluşturabilir kardeşler arasında ki rekabet ve gerilime örnek olarak.
işin aslı aile kavramının hiç bir zaman oluşamamasıdır.basit olarak bir ailede birlikte yemek yeme kültürü, ortak yapılan eğlenceler, gezmeler yoksa o aile ilerde bitmiştir, asla ve asla toparlayamazsınız. onun içindir ki ne yapın edin aile kavramını oluşturduğunuzda çocuklarınızı başkalarının büyütmesine, sizden daha çok zaman geçirmesine, çocuklarınızın birbirlerinden ayrı kalmasına izin vermeyin. o çocuklar 20'li yaşlara geldiğinde kesinlikle geri dönülmez biçimde ve çözümü imkansıza yakın sorunlar çıkar.
iyi ve sorunsuz bir ailenin temeli küçük yaşlarda güzel anılarla hatırlanan, maddi olarak kötü bile olsa mutlu bir ilişkiler yumağından geçer.
benim ailemde bu hiç olmadı malesef, onun içindir ki herkes ayrı bir tarafa dağıldı gitti, geriye toparlamak için ise artık çok geç ve anlamsız.
en basit sebeplerden yapılan ufak bir tartışma büyük bir kavgalar silsilesine dönüşüp duruyor ve ardından gelen seneler boyunca küslük. ve artık yara kabuk bağlamaz oluyor.