Devlet bekası için Osmanlı ecdadımızda bazı padişahların uyguladığı politikadır .Eğer devlet geleceği içinse güzel uygulamadır ki 2.bayezid in başına bela olan cem sultan örneği en güzel savunmadır. Osmanlı da ilk olarak 1.Bayezıd ın(Yıldırım) kardeşini boğdurtarak öldürttüğü söylenir...
o günün şartlarına göre düşünüldüğünde gerekli olan yasa.
devletin bekası için olması gereken bir yasaydı.
tırıvırıgırla...
bahsettiğimiz şey bir can.
kimsenin inancını sorgulayacak değilim ama günümüzde okullarda istanbul'un fethinin sebepleri arasında gösterilen peygamberimizin sözü söz konusu. yani istanbul'u fetheden kişi bu sözden haberdar. belli bir inanca sahip. bu sonuca vardığımızda kutsal kitabımızı inceleyenler ''canlıya zarar verilmemesi'' gerektiğini bilir. bu devirde babana bile güvenme, diye bir söz var. o dönemde de kimse kardeşine güvenemiyormuş demek ki. bebek dahi olsa. boğ gitsin.
sebep.
devletin bekası.
senin zekan ?
inançlarımız ?
sen kalkmış ileride ne olacağını bilemediğin birini bu yasa ile normal bir şeymiş gibi gösterip devletin bekasından falan bahsedeceksin.
bunu yaptıktan sonra bana ne bıraktığın umurumda değil.
500 yıl sonra da biri çıkıp, devletin bekası için erdal eren idam edilmiştir, diyecek.
erdal eren'i temsili olarak belirtiyorum. ve daha niceleri söz konusu...
napçaz öyle olunca.
o günün şartlarında öyleymiş.
idam ettirmek gerekiyormuş diyecekler.
temizlemek gerekiyormuş diyecekler.
böyle olunca bu eylemler doğruluk mu kazanıyor olacak ?
Dönemin koşullarını, zihniyetini ve geleneklerin köklerini bilmeden duygusal olarak ( ve yanlış) baktığımız tarihimizdeki mecburi cinayetlerdir.
Şamanizmin ve göktanrı inançlarından gelen kut, türk devletlerinin parçalayan ve taht kavgalarına sürükleyen inanıştır. kuta göre hakanın çocuklarından olacak yeni kağan kardeşleri ile mücadele etmeli ve kendine tanrıdan gelen lütfu, kutu, kanıtlamalıdır. Yendiği kardeşini ise öldürmelidir. Ölüm kansız bir şekilde genellikle boğarak yapılmalıdır çünkü kan kutsaldır ve akmaması gerekir.
orta asya'daki bu türk veraset anlayışı yüzünden selçukilerin tarihi taht entrikasından anlaşılmaz haldedir. osmanlılarsa bunu çözmüşler, kardeş veya oğul katli ile devletin bütünlüğünü garantilemişlerdir. Yavuz' un kardeşlerini ve yeğenlerini öldürtmesi türk geleneklerinin hükümdarı mecbur bıraktığı bir olaydır.
başka birşeyse öldürülen şehzadelerin kanlı bir şekilde değilde genellikle boğularak öldürülmesi orta asya türk kültürünün izlerindendir.
fatih kanunnamesinde yer alan bir kanundur. devletin bekası için son derece mantıklı bulduğum uygulamadır. zira bu uygulama yürürlükten kaldırıldıktan sonra osmanlı devleti taht kavgaları ile sonunu hazırlamıştır.
Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir (maide suresi). şimdi kuran böyle diyorken, devletin bekası için gerekliliği anlarım da buna islami bir kılıf bulmaya çalışmalarını anlayamıyorum. devletin bekası için iki yaşında bebek, çoluk çombalak, kuzen, dayı, kardeş, baba öldürmeye islami bir minare kılıfı hazılamaya çalışmayı kim nasıl anlıyorsa anlasın. ben bu anlama gelebilecek bir sahih hadis, ayet falan bilmiyorum. bilen varsa söylesin. ama kimse devletin bekası, yok daha çok insan ölürdü teraneleri anlatmasın. açık net bir hadis, ayet varsa söylesinlerde bilelim. sabi sübyan canı almak öyle yorumla falan fetva verilebilecek bir durum değildir kuzucuklarım. şimdi fatih, yavuz, süleyman büyük padişahlar mıydı? evet öyleydiler kesin net. büyük devlet adamları mıydılar? evet öyleydiler kesin net. ama kardeş, baba, torun , yeğen katili oldular mı? evet, oldular. bunu böyle söyleyeceksin. he o zaman dünya düzeni, başka krallıklar falan da böyle miydi? evet böyleydi. kardeşim ben güçlü ve uzun ömürlü bir imparatorluk istiyorum bunun için de herkesi sıradan geçirmeyi düşünüyorum dersen bu senin bileceğin iş olur. ama her boku ye de bu katliama islami, ya da insani bir kılıf bulmaya çalışma arkadaş. bulamazsın, kendini kandırıp belki biraz rahatlatırsın. her şey de olduğu gibi bir şeyi sevdik mi o şeyi kutsallaştırıp eleştirilemez hale getiriyoruz. osmanlıyı sev, tarihinle gururlan ama burası da böyleydi de be arkadaş.
tarihçiler arasında farklı bakış açısı ile de irdelenen osmanlı sultanı fatih' in çıkarttığı yasa.
orta asya türk devletleri yer yer kardeş, yer yer kandaş tarafından yıkıldığı için kimse devleti, taht için yıkmaya kalkmasın, bunu göze alamasın diye düşünüp fatih tarafından serbest bırakılan yapılanma ve sonrası için uygulama. (bkz: dönüm noktası)
ben ille devleti kendi tahtım için yıkacağım diyorsa, dışarıyla iş birliği yaparım diyorsa adam, o zaman çatır çatır savaşacak.
evin büyüğü gibi parametreye bakılmaksızın taht onun anlayışı fatih' le tarih ve çöp olmuştur,
büyük de olsa ya basiretsiz ya hain ya salaksa.
gerekirse devletin için değil kardeşini, babanı tanımayacaksın düsturunu vermiştir fatih.
kimi tarihçiler bu şekilde de bir irdeleme de yapmışlardır.
650 yıl tek hanedan olarak dünyada süper güç olarak kalmış olan Osmanlı imparatorluğu'nun gücünü sürdürebilmesin yolunda ki en önemli uygulamadır. Bu uygulama kalktıktan sonra Osmanlı'da gerileme dönemi başlamıştır.
Osmanlının gittiği yere sizin hayaliniz bile gidemez bence boşuna kendinizi yormayın.
O katledilen kardeşlerden sadece bir tanesi bile büyüyünce isyan çıkarsaydı binlerce insan ölürdü yani katledilen toplam kardeş sayısının belki 1000 katı insan ölürdü ve bunun örnekleri de mevcut ondan dolayı bence gayet mantıklı ve dahice bir uygulamadır. Bu uygulamayı kanunlaştıran Fatih zamanından bu uygulamayı kaldıran 1. Ahmed zamanına kadar Osmanlı'nın geldiği nokta bu uygulama kalktıktan sonra Osmanlı'nın duraklama ve gerileme dönemlerine girmesi tesadüf müdür sizce?
ilk çağlardan beri küçüklükten başlayan olay. 1 milyon kardeş spermden bir tanesinin başarıya ulaştığı düşünülürse, işte o zaman katlin doğumdan çok önce başladığının anlaşılması zor olmasa gerek.
katliam gibi gösterilmeye çalışılıyor. öyle de görünüyor. ancak dünyanın en büyük fedakarlıklarından biri olduğunu kimse düşünmüyor. kendisini devletini yaymaya adamış bir liderin, halkı ve devleti adına neler yapabileceğini gösteriyor. torunları daha iyi bir gelecek içinde yaşasın diye bu fedakarlığı yapıyor. doğru veya yanlış onu tartışmıyoruz. nekadar büyük bir fedakarlık olduğunun da farkına varılması gerek. onlar insan değilmiydi zannediyorsunuz, onların da duyguları vardı ve belki de gözyaşları içinde veda ettiler kardeşlerine.
osmanlı padişahlarının bir çoğu uygulamıştır. dört mezhem imamlarının tamamı hiç bir baskı altına girmeden ''islamın yayılması ve devletin bekası için, hanedan ailelerinin kardeşlerinin katli vaciptir'' fetvası vermişlerdir.
eğer o dönemde o fetva verilmeseydi islam dini ortadoğu da sıkışıp kalmış olacaktı.