--spoiler--
Dünyanın en çok üreten ülkeleri ve dev şirketleri, açgözlülükleri sayesinde dünyamızı kirletti! Yaşayan tüm canlıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getirdiler. Sonunda 1992'de pek çok ülke, bu yok olmaya karşı harekete geçti. Artan sera gazını azaltmak için bir protokol oluşturdular. 181 ülke 1997'de adına Kyoto Protokolü denilen oluşuma "Evet" dedi. Bununla birlikte karbon salınımı konusunda 2008-2012 arasını kapsayan ve 37 ülkeye karbon salınımlarını azaltmak için yükümlülük getiren "Zorunlu piyasa" devreye girdi. ilk etapta elektrik, çimento, cam, kâğıt gibi havaya bol karbon salan sektörler yükümlülük altına girdi.
Hakkını teslim edelim.
AB, Kyoto'ya liderlik yaptı. Kyoto için 1990'ı baz aldı. Sektörleri planladı. Şirketlere üç seçenek sundu:
Ya üretim azaltılacak, Ya enerji verimliliğinden yararlanılacak, Ya da karbon salınım hakkı alınacak.
Çevreyi çok kirleten şirketlere ise "Kotaları genişletme şansı" verildi! Şimdi kotası yetmeyenler, gönüllülük ve zorunluluk çerçevesinde karbon kredisi kullanıyor.
--spoiler-- meliha okurdan