Hayatı, kaplumbağa misali yaşamaktır.
Özgürlüktür, yüreğinin götürdüğü yere şııp diye gidebilmek, istediğin kadar kalabilmektir.
Lakin her yiğidir harcı değildir, hoş ve enteresan bir hayat tarzı gibi özenilse de, birçok sorunu vardır.
Evin konforu ve rahatlığını beklememek gerek.
Ben yapamam meselâ, üç beş metrekarede ömür geçiremem, afakanlar basar!
hiçbir yere ait olmamak gibi. harika. vaktinde fiyatları uçuk değildi, şimdi almasıydı kalmasıydı tonla para gerektirecek eylem; biyerden stabil nakit akması lazım. onun dışında çok da ütopik bir olay değil. son zamanlar herkesin diline düştüğü için romantik bir hayal olarak güdümlenmiş bir de, romantizm akımıyla yapılacak hareket değil, meşakatini de düşünmek lazım.
Geçenlerde bi karavanın içine girdim. Tabut gibi geldi. Çok küçük. YouTubeda videoları seyredip ben de karavanda yaşar mıyım diye düşünüyordum. Bi de devamlı temiz su doldur, kirli suyu boşalt. Karavanı kışın ısıt, yazın klima çalıştır hep. En iyisi bahçeli bir evim olsun. Bahçesinde karavan. Arada aksiyon olsun diye karavanda kalırım. Devamlı da bir insan gezemez. Sabit bir yer lazım.
bir gün buğday tarlasının yanıbaşındasın, diğer bir gün meyve bahçesinin büyüsüne kendini kaptırmışsın, başka bir gün de deniz kenarına kapağı atmışsın.
farklı bir macera ve mutluluk.