Bizans imparatorluğu, Latin hâkimiyetinin sona ermesinin ardından 1261 yılında yeniden doğuş çabası içine girmiştir. Ancak bu çaba imparatorluk siyasetinin batıya kayması sebebiyle, Anadoludaki savunma gücünü zayıflatmıştır. VIII. Mikhail zamanında gerçekleşen Anadoludan kopma süreci, II. Andronikos döneminde de devam etti ve giderek artan Türk fetihlerinin engellenemeyeceği anlaşıldı. Aynı dönemde Anadoluda Moğollar Selçuklu saltanatını tehdit etmekte, Türk kitleleri de Bizans-Selçuklu sınır hattına yerleşmekte idi. Uç bölgelere yerleşen beylerin bu bölgelerde bağımsızlıklarını ilan etmeleri birden olmamıştır. Beylerin fethettiği uç bölgelerde yerleşimlerini birer beylik aşamasına getirişinin hazırlık safhası 1282-1300 yılları arasında gerçekleşmiştir. Türkler ile Bizanslılar arasında yaşanan yoğun mücadeleler sonucunda Batı Anadolunun büyük bir kısmı ele geçmiştir. 1300 yılı başlarında Bizans imparatorluğu ancak, iznik, izmit, Bursa, Edremit, Bergama, Sardes, Philadelphia(Alaşehir) ve Magnesiada tutunabilmekteydi. Bu ortam içinde II. Mesutun nüfuzlu emirlerinden olan Karası Bey, babası Kalem Bey ile birlikte, öteki uç beyleri gibi Bizans imparatorluğunun zayıflığından yararlanarak Çanakkaleye kadar olan esi adıyla Misya kıtasını, yani bugünkü Balıkesir ve civarını ele geçirdiler. Bu fethin gerçekleştiği tarihin tam olarak net olmaması ile beraber tarihçiler 1296-97 yıllarında Karası Beyliğinin Selçuklu tabiiyetinden çıkıp bağımsızlığını ilan ettiğini kabul etmektedirler.