ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim
gündüzler size kalsın verin karanlıkları
ıslak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim
örtün üstüme örtün serin karanlıkları
karanlığı ışığa tercih etme durumudur. ışığı sevmeme durumundan dolayı karanlığı sever insan.
çünkü ışıklı ortamda yapamadıklarını veya rahat bir şekilde yapamadıklarını karanlıkta yapmayı sever. düşünmek gibi.
i̇nsanlardan uzak, sessiz ve sakin bir yere girip bir daha hiç çıkmayabilir bu insan. ve bu, hoşuna da gider.
i̇nsanlar mı yoksa sessizlik mi dese tanrı,ona... o insan ırkını bitirecek kararı alır. çünkü çoğunu gereksiz ve gürültü yapmaktan öteye gidemeyen varlıklar olarak görmektedir
bilmiyorum neden öyle oldu. oda karanlıktı gittim ışığı açtım. sonra dönerken sevemedim bu gözlerime dolan ışığı- neyse gittim kapattım yine güzel gelmedi bana: sadece bilgisayarımdan gelen ışıkla aydınlanmak- en sonunda tuvaletin ışığını açtım- ne karanlık ne tam aydınlık oldu odamın kenarı- loş dersiniz belki ama öyle de değil karanlıkımsı işte- ama mutlu oldum böyle baya baya kelebekler uçuşturdu karnımda.