çocukluğumdan beri korkarım üniversitede ciddi uyku problemlerime neden olmuştu.Kyk yurdunda altı kişiyle aynı odada uyurken gece aniden kalkıp lambaları yakmamdan dolayı odadan gitmemi bile istediler.Başıma çok işler açtı bu karanlık korkusu bir gün evdeyim sen tüm tesisat aniden yan ertesi gün kurban bayramı ailemin yanınada gidemiyorum yaz okulu sınavları bayramdan sonra beni bekliyor , ev arkadaşlarım memlekette elektrikçi abi elemanlar yok diyor kaldım öyle . Sonrası daha büyük kaos.Şimdi bu gün çalıştığım yerde elektrikler gitti işten erken çıkmamı sağladı ilk kez karanlık benden yanaydı.
achluophobia.
insanın karanlıkta kötü güçlerin yaşadığını, karanlıkta başına kötü bir şeyler geleceğini düşünmesi ve karanlıktan korkması durumudur. en sık rastlanan fobilerden biridir. bu tarz kişiler karanlıkta uyuyamazlar, karanlık ortamlara tek başlarına giremezler.
Çeşitli şeylerden korkar, kendimizi sürekli güven altına almaya çalışırız. Otururken sırtımızın kapıya değil de duvara dönük olmasını isteriz, işlerimizi gündüzleri görür, geceleri dışarıda tek başına olmaktan pek hoşlanmayız; çünkü karanlıktan korkarız. Karanlıklar içinden fırlayıp geleceğini düşündüğümüz canavarların, gulyabanilerin, hayaletlerin ya da kurt adamların korkusu içimizi kemirir. Yatağın altında mutlaka bizi bekleyen bir canavar saklanmıştır ya da birileri pencereden bize bakıyordur. Gölgemiz bile düşmandır bize. Korkuyu içimizde duyumsarız; havanın ciğerlerimizde dolaşması gibi dolaşır içimizde korku. Nereden gelir bu korku? Kaynağı nedir? Bu korku, genellikle büyüme çağında bizi etkileyen bir olayın yerleşip kalmış bir etkisidir. Ortam uygun olduğunda, çoktan unutuldu sanılan anılar yeniden canlanır, açığa çıkar. Daha doğrusu geçmişteki kaynağından beslenmeye başlar. insan bin yıllardır korkuyor. Henüz mağaralarda yaşarken ve dünya hakkında çok şey bilmezken doğa onu korkuturdu. Şimşekler, karanlık, gök gürültüsü, vahşi hayvanlar gibi birçok şeyden korktu insanoğlu. Çünkü onların ne olduğunu bilmiyordu. Giderek doğayı tanımaya başladı insan; korkusunu yenebilmek için büyüyü, dini ve bilimi keşfetti. Başlangıçta bu üçü iç içeyken sonraları birbirinden ayrıldı ve daha kesin çizgilerle tanımlanır oldu. Bugün insanın korkusunu yenmesi için ona en çok yardım eden bilimdir. Yi ne de bu, insanların inançlarına ve büyüye de başvurmasını engellememiştir. Korkmak son derece doğal bir davranıştır; yaşamımızı devam ettirmek için gereklidir de. Birçok korkunun öğrenilerek edinildiği bilinmektedir. Korkunun bir başka kaynağıyla bilinmeyene karşı olan korkudur, insan bilmediği, açıklayamadığı ya da anlayamadığı şeyden korkar, ilkel insanın yıldırımdan, ateşten ya da vahşi hayvanlardan korkmasının nedeni budur. Karanlıktan korkmak da bilinmeyene karşı yaşadığımız korkuyla ilintilidir. Karanlıktan korkarız çünkü en önemli duyumuz olan görme duyumuzu karanlıkta yitiririz. Her yanımızı çevreleyen karanlığın içinden tehlikenin ne zaman ve nereden geleceğini bilemeyiz. Bir canlı karanlıktan korkmayı öğrenmemişse, nereden geleceğini bilemediği saldırılara karşı ister istemez savunmasız kalacaktır. Birçok canlı türünün varlığını sürdürebilmesi için öğrenmesi gereken ilk şeylerden biri tehlikelerden korkmaktır. Korkuların büyük ölçüde öğrenilen davranışlar arasında olduğunun en iyi göstergesi küçük çocukların korkusuzluğuyla açıklanabilir. Sözgelimi, hiç aslan görmemiş, aslana karşı uyarılmamış küçük bir çocuk, aslana korku duymadan, merak içinde yaklaşacaktır. Oysa büyükleri onun aslana doğru yaklaştığını görünce büyük bir korkuya kapılacaklardır. Yaptığının çok korkunç olduğu kendisine anlatılan ya da anne babasından önce aslandan bir tepki alan çocuk, artık korkmaya başlayacaktır, îlk baştaki korkusuzluğunun yerini ikinci bir karşılaşmada tedirginlik alacaktır. Korkunun canlılara sağladığı en büyük fayda, onların hayatta kalmayı sürdürebilmeleridir.
Bir de dolu tarafından bakalım. karanlıklar çıkar aydınlığa ki karanlık olmasa aydınlık olmaz. ikisi de zıt kutuplar ama birbirlerini çok iyi tamamlarlar. gece gündüzün kirlerini örter. gündüz geceye sırlar, gizem, iyilik, kötülük, korku sen neyi yaşıyorsan ve yalnız kalınca neyi düşünüyorsan onu bırakır. yalnızlık karanlıkla kardeş olmalı!
Karanlığa ihtiyaç duyan bir insanda var olan korkuysa eğer, sonu pek de iyi bitmeyecektir.
Hayatının her saniyesinde karanlıkta olmayı isteyip de isteğine sahip olduğunda it gibi titremek, içinde oluşan korkuya engel olamamak gerçekten zordur.
küçükken bana oluyor gibi olacakken, yendiğim, daha doğrusu yenmeye bile gerek kalmadan korkmadığım durumdur. yani, herkese aynı tavsiye uymaz belki ama, karanlıkta iken, mutlu, komik, güldürücü durumlarınızı aklınıza getirmeye çalışın. demek istediğim, karanlık zaten simsiyah olduğu için korkuyorsunuzdur, sakin olmazsanız, korkunuz alır yürür ve hep korkarsınız. karanlıkta iken, savunmasız olduğunuz hissi aklınıza geliyordur muhtemelen. ama öyle bir şey yok halbuki. daha önce aydınlığını bildiğiniz bir karanlık mekanında korkunuzu yenersiniz, bilmediğiniz yerin karanlığında ise, çok fazla hareket etmeden kendi kendinize ses çıkartın, varsın deli desinler, veya karanlığa girmek zorundaysanız, elinize sopa gibi bir şey alın.