çağan ırmak'ın gerilim türündeki film projesi. kadroda derya alabora, meral çetinkaya, Erdem Akakçe gibi isimlerin olduğu belirtiliyor. ıssız adam'dam sonra başka bir fiyasko bekliyorum.
fragmanından hiçbişey anlaşılmayan film. bu nasıl gerilim? bildiğin damardan dram. çağan ırmak seyirciye bişey göstermeyip, seyiriciyi ters köşeye yatırmak için böyle bir fragman çekmiş olabilir ama fragmanlar bildiğim kadarıyla ilgi çekicidir; bu filmin fragmanı ise hiç bir şekilde ilgimi çekememiştir. bekleyip göreceğiz.
tanıtım filminden modern bir anne-oğul ilişkisini anlattığını düşündüğüm çağan ırmak filmidir. gerilim - dram karışımı bir şey gelecek ortaya sanırsam...
dünyanın en prestijli festivallerinden biri olan montreal film festivali tarafından davet alan, 2 ekim'de vizyonda olması beklenen çağan ırmak filmi.
film, dünya prömiyerini 27 ağustos-6 eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan festivalin "dünya sinemasına bakış/focus on world cinema" bölümünde yapacak.
--spoiler--
egemen (erdem akakçe) 30'lu yaşlarını aşmış, bir reklam ajansında ofis boy olarak çalışan ve ilerleyen yaşına rağmen annesi gülseren (meral çetinkaya) ile aynı evde yaşamak zorunda olan genç bir adamdır. annesinin zihinsel kararmalarıyla geçen bir hayat egemen için evlerinin içine gizlenmiş, belki de sadece onlar için hazırlanmış ufak bir cehennem gibidir.
--spoiler--
montreal'de iyi övgüler almış ve şimdiden 2 ekim'in bir an önce gelmesini istememe sebep olan film. eğer film de fragmanda bir ara çalan müzik gibi ise, ne ala!
2 Ekimde vizyona girecek olan;yönetmenliğini ve senaristliğini Çağan Irmak'ın üstlendiği sinema filmi. Fragmanında Alessandro Marcellonun en ünlü eserlerinden biri olan 'adagio in c minor' kullanılmıştır. Aynı zamanda filmin müzikleri de genellikle ünlü bestecilerin eserlerinden oluşmaktadır.
çağan ırmak ın yeni 2 ekim de vizyonlarda görebileceğimiz yeni filmi. fragmanları ıssız adam kadar merak uyandırmamış olsa da altında çağan ırmak imzası olduğu için olumlu bir ön yargıyla izlenilecek filmdir hayal kırıklığına uğramamak dileğiyle filmi...
bir kere filmin gerilimle uzaktan yakından alakası yok, kategorize etmek gerekirse tam bir dram. meral çetinkaya'nın anne rolünde oyunculuğu mükemmel. mekanlar, dekorlar detaylar çok ince düşünülmüş. ağlatmıyor, güldürmüyor. filmin bazı yerlerinde gereksiz uzatılmış sahneler olmasına rağmen yinede sıkıcı değil. babam ve oğlum yada ıssız adam kadar ses getirecek bir film olmamasına rağmen yinede başarılı.
film sonunda arkadaşlarla hacı hüsreve gitmemek için zor tuttuk kendimizi. insanlar sigaradan uzak durun çagrısı yaparken milyonların izleyecegi bir filmin son baglantısı böyle bitmemesi gerekirdi diye düşünüyorum. anne rolünde olan meral çetinkaya süper rol yapmış konusu geregi. oglu erdem ise haline acınacak bir durumda film geregi hak vermek gerek bir insanın hayatı böyle zehirlenmiş olması kötü. film komik degil aglatan bir yönüde yok hafif hafif az şekilde ortaya gerilim atılmış. dekor süper seçilmiş bence.
not olarak; film sonunda kapı çıkışında bir çok kişinin erdem oğlum (uzatarak) şeklindeki espirileri güzeldi.
(bkz: erdem)
fikrimce, olmamış bir çağan ırmak filmi. tat almak için film boyunca sabrediyorsunuz, fakat film bittiğinde "eee?" diyorsunuz. bir iki oyuncunun başarılı performansından başka aklınızda bir şey kalmıyor.
film sıkıcı evet yalnız sıkıcılığı örneğin bir yumurta filmi gibi konusuzluk,olmamışlıktan değil sıkıcılığı tamamen öyle olması gerektiğindendir.bu konulu bir filmde güle oynaya rahat film seyredeceğini sananlar zaten baştan yanılmışlardır.film olması gerektiği gibi insanı sıkan,karamsar yapan bir film yalnız bu sıkıcılık seyir zevki açısından değil film kendini izlettiriyor bence usturuplu çekilmiş bir çağan ırmak filmi.
filmde egemen'in nöbet devraldığı elemanın yaptığı ot tanımı gibi etki bırakan film. ne diyordu o amca "önce gülersin, sonra cesaretlenirsin sonra unutursun. aslında hiçbirşeyi unutmamışsındır." filmde hokkabaz filmini ilk izlerken bünyede meydana gelen "ne zaman espri olacak lan, hadi lan" benzeri duygularla filmi izleyecek arkadaşlara hitap edecek bişey yok. "durum komedisi" olarak özetleyebileceğimiz hallerde insanı gülümseten ve egemen'in annesinin geriye dönüşünde insanı hüzünlendiren bölümleri var. bazı noktalar muallakta kalmış olsa da ıssız adam'dan daha başarılı tutuculağa sahip ırmak'ın bu filmi. annesi ve onunla beraber yaşamak zorunda kalan egemen'in (annesi evden çıkamıyor), annesinin psikolojik bunalımının sebebini anlatması ve egemen'in annesini evden çıkarmasıyla sonlanan bir film olmuş. velhasılıkelam çok vakti olanlar ve büyük beklentilerle sinemaya gitmeyen arkadaşlar için ideal bir film.
yine beni hayal kırıklığına uğratmış çağan ırmak filmidir. ilk yarı oldukça sıkıcıdır, boşu boşuna anlamlar yükler sonuç tahmini yaparsınız, 2. yarıda ilk yarının anlamsızlığının nedeni verilir ve film durağan tempoyla biter.
--spoiler--
eleştirilerimi önce yazmam gerekirse, sanki kısa metrajlı filmi uzatmak için yan karakterler eklenmiş. umay hanımın büyük bir etkisi yok filmde, biz gizli aşkı kısa bir sahnede egemen'in atacağı bir bakışla anlayabilirdik, uzun salata ve kahve taşıma sahnelerine gerek kalmazdı. sokak çocukları olsun, ofisteki sekreter olsun hikayeyi uzatmak için kullanılmış zorlamalar gibi geldi bana.
beğendiklerim ise filmin 2. yarısında çağan ırmak'ın sizi gülseren yapması. yani iyi ki genç bir gülseren i izlemedik biz, kamera bize döndü ve o olduk. bunun dışında gülseren in annesinin çerçevesinin sus işareti yapması hoş bir ayrıntıydı bence. kadın gerçekten gerdi o sus işaretiyle. ve karakterler arası zıtlık yaşamak da hoştu, yani film boyunca gülseren e tahammül edemeyen benim başına gelenleri öğrendikten sonra sempati duymam, onunla ilgilenen kardeşini başta sevip sonra kızın başına gelenleri saklamalarında yardım ettiklerini öğrenince hayalkırıklığına uğramam v.b.. film sonundaki yemek sahnesi ve sonrası güzel olsa da bu bünye bir çağan ırmak filminden daha mutsuz çıktı.
--spoiler--
çağan ırmak tarafından yazılıp yönetilen yerli gerilim(!) * filmidir.
öncelikle anne gülseren ve oğul egemen mükemmel bir oyunculuk sergilemişlerdir.
son olarak; çağan ırmak, ulak filminde yaptığının aynısını bu filmdede yapmıştır. film bittiğinde geride sadece ''eeee noldu şimdi?'' diyen seyirciler bırakmıştır.
montreal film festivalinede katılan bu film kanadalı eleştirmenler tarafından beğenilmiş ve övgüyle bahsedilmiş olması ise çok güzeldir. **
meral çetinkaya,nam-ı diğer bizimkiler dizisinin ayla hanım'ın oyunculuğu dışında ruhumu daraltan bir film. istiklal caddesine sabit bir kamera koysam sanatsal açıdan olmasada izleyene vereceği keyif açısından çok daha üstün olur bahsi geçen filme nazaran. hele hamile ve kalp hastası olanlar hiç izlemesin, allah muhafaza küt diye gidiverirler!