rpcm albümünde yer alan bir ulaş oral şarkısı, şu ara joy türk tarafından sık sık yayınlanmaktadır.
sözleri;
neden durur hiç bilmem kör kader?
nedeni var: sorgular beni hep karanlıklar.
hiçbir ölüm acıtmaz,
zaman seni sigortalar,
canın yanar, unutursun karanlıkta...
bir gün gidersem,
bir taşa takılıp düşersem,
bir hata yaparsam bana vurma
karanlıkla.
bir gün dönmezsem,
aynada yüzümü görmezsem bana vurma
karanlıkta.
sığınıyorsam karanlığa bilmeden sebebi var:
korkarım aslında karanlıktan.
görmüyor musun kimler korkar kimler...
krallar bile yüzünü kaçırır ondan!
ahmet kaya şarkısı. ayırt edilemeyecek kadar sevilirken bütün şarkıları bu biraz daha başkadır. çok başka ağlatır, "yar uykuda ben yine penceremde" dediği an.
bir başıbozuk şarkısıdır. dinlenesidir. ayrıca anlam akar her sözünden. şöyle ki;
Ruhumu kaybettim attım kendimi yollara
Soğuk 1cesettim 1yapayalnızdm orda
Kendimi neresine koymalıyım bn bu hayatın
Hayatı daralttım üzerime olmuyor artık..
Ne sorular var şimdi ne düşünceler..düşünce..
Karanlığın ortasındaki yokluğa
Sardı,kucakladı,Tanrı bni sıcak kollarına
Uyudum uyudum hiç uyanmamacasına
Attım yorgunluğumu
Kaldım kendimle başbaşa,başbaşa..
Sırada ne varsa hazırım hepsini yaşamaya
Ucunda ölüm olsa ona da hazırım elbet
Zihnimi temizledim artık tüm korkulardan
Tek isteğim sadece kurtulmak bu insanlardan!
Ne sorular var şimdi ne düşünceler..düşünce..
yıllar sonra uyandığında ulu sözlük'te yazdıklarını okurken aklından geçenler o satırları yazan çocuğun saf ve cesur tavrına nazaran daha kirlenmiş olduğundan şu an o ekrana üzülerek bakan yazar. Bu üzüntüsü muhtemelen inandığı, uğrunda savaştığı fikirlerin ulusal sol adı altında bugün kirletilmesi, hatta faşizmi destekler hale gelmesi. Yıllarca kapitalizme karşı savunduğu ülkülerin kapitalizmi yaşam biçimi haline getirmeye çalışan bir statükoya ait kılınmaya çalışılmasıdır onu üzen. O'nu üzen sistemin kendisini yine kendisiyle yenilemesi haline karşı çıkmaya çalışmasıdır. O saflıkla bugün aralarında pek de fark olmayan sistem partilerinin yarattığı ve bugün de süren taraflaşmada ortada da olsa bir tarafa yakın oluşunun ve anlayamadığı kimi insanların acısını taşımaktadır; ancak bildiği bir şey vardır.
Milliyetçilikle vatanseverlik arasındaki o ince çizginin yok edildiği o dönemin çocuklarından biri karanlıkta. bugün ergenekoncu diye anılan insanların da hasan celal güzel kişiliklerin de olduğu safta yer tutmuyor , tutamıyor. Perihan Mağden'i hem seviyor hem de o'na kızıyor. Taraf'ı da okuyor Vatan'ı da; ama yeni çağ gibi gazetelere tahammül edemiyor. Karanlıkta yerini belirlemiş, o iki uyku halinde olmamak için insomniyak olmayı göze alıyor işte.
Ne kitaplarından aldığı gazla iletişim fakültesinde okumaya karar verdiği Emin Çölaşan'ı ne de şirketlerinde çalışmak zorunda olduğu patronları sevebiliyor, gariptir yaranamıyor kimseye.
Hepimiz gibi silik bir yazar işte, cüzdanı ve vicdanı ayrı yönlere savrulan milletin aklı karışık çocuğu.
Ruhumu kaybettim, attım kendimi yollara
Soğuk bir cesettim, bir yapayalnızdım morgda
Kendimi neresine koymalıyım ben bu hayatın
Hayatı daralttım, üzerime olmuyor artık
Ne sorular var şimdi,
Ne düşünceler...
Düşünce...
Karanlığın ortasındaki yokluğa
Sardı, kucakladı tanrı beni sıcak kollarına
Uyudum, uyudum hiç uyanmamacasına
Attım yorgunluğumu, kaldım kendimle baş başa...
Baş başa...
Sırada ne varsa, hazırım hepsini yaşamaya
Ucunda ölüm olsa, ona da hazırım elbet
Zihnimi temizledim artık bütün korkulardan
Tek isteğim sadece kurtulmak bu insanlardan
Ne sorular var şimdi,
Ne düşünceler...
Düşünce...
Karanlığın ortasındaki yokluğa
Sardı, kucakladı tanrı beni sıcak kollarına
Uyudum, uyudum hiç uyanmamacasına
Attım yorgunluğumu, kaldım kendimle baş başa..
Baş başa...
fikirleriyle tanıstıktan sonra silik olduğunu öğrendiğim ve cok üzüldüğüm yazar. bu ülkenin onun gibilere fazlasıyla ihtiyacı var. kendisiyle tanısmayı cok isterdim.