karanlıkta diyalog

    1.
  1. "göremediğim bir şeyler varmış!
    içeride işte tam da bunu gördüm.."

    müthiş bir deneyim.

    organizasyon istanbul gayrettepe metro istasyonu içinde sergi salonunda.

    8 kişilik bir gurup ile gözleri görmeyen bir rehberle beraber mükemmel bir deneyim yaşıyorsunuz.

    içeride olan bitenle alakalı bilgi vermek çok saçma olur. bundan sonra yazacak olanlar lütfen bu konuda hassas olsunlar. spoller olarak da vermeyin bilgiyi. yanlışlıkla kaza ile bilgiler gün ışığına çıkmasın. bazı bilgiler karanlıkta deneyimlenmek üzere var olmuştur bu da onlardan bir tanesi...


    size verdikleri ağma değneği ile karanlığın içerisinde dalıyorsunuz. ve size rehberiniz eşlik ediyor. her şey ses ve dokunup da kavraya bildiklerinizden ibaret...

    konuşmazsanız yok gibi bir şeysiniz.

    normal gündelik hayatınızda sıradan bir şeyi orada bir yerlerde bulup dokunarak keşfetmek muazzam bir haz patlamasına sebebiyet veriyor.

    içeri girmiş olduğum insanların arasında 50 yaşında olan da vardı 20 yaşında olan da vardı....

    ama içeride ne görsel vardı ne de yaş. her şey düşüncelere ve seslere büründü... aramızda göz ile görülebilecek bir yaş farkı kalmadı tamamen manevi bir dünya...

    "göremediğim bir şeyler varmış!
    içeride işte tam da bunu gördüm.."

    ve uygulamanın sonunda rehberden buruk ve sizin için sevinç kaynağı bir şey duyuyorsunuz.
    10 ...
  2. 15.
  3. + kanka orda mısın?
    - burdayım kanka.
    5 ...
  4. 12.
  5. Gayrettepe istasyonunda hala devam eden etkinlik. Hayatımdaki en güzel deneyim. Çıktığında 15 dakikaymış gibi hissettiğin o bir buçuk saatte yaşadıklarını tarif etmek pek kolay değil sanırım.

    Öncelikle ilk girişteki bocalamayı yaşamayan yok sanırım. Zifiri karanlığın içinde elinde bi sopayla tek başınasın, duvarı tutmayı bıraktığım anda hissettiğim korku ve gözlerimin dolmasıyla 'kayboldum' dememle rehberin 'korkmayın burda hiç kimse kaybolmaz' lafı ilk başta pek rahatlatmaya yetmedi açıkçası, o rahatlamayı daha ilerde ben yolumu kaybedip duvarı zorlarken beni görmediği halde hissedip 'ordan yol yok bu tarafa gelin demesiyle' yaşadım. O karanlıkta yalnız kalma hissiyle sürekli insanlara dokunma ihtiyacı hissettim, turdaki diğer insanlar da aynı şeyleri hissettiğinden dolayı bir süre sonra hiç tanımadığınız insanlara dokunarak güven duymaya başlıyorsunuz. ilk başta ellerimin titremesi, terlemesi, ne yapacağını bilememe gibi duygulardan dolayı çevreye çok odaklanamadım ve rehberin ne tarafta olduğunu pek ayırt edemedim. Daha sonra mantığım duygularımı bastırdı ve kendi kendime dedim ki sen mühendissin mantıklı düşün, burası bi simülasyon, her şey insan eliyle yapılmış, seni burda mağdur edecek hiç bir şey yok. ve daha sonra bu rahatlamayla her şeyi hissetmeye başladım, rehberin sesinden hangi tarafta olduğunu, vapurdaki rüzgarı, hatta karanlıkta yazdığım ve dışarı çıkınca okuma imkanı bulduğum yazı bile o kadar düzgündü ki.

    ve bütün bunların üzerine görme engelli rehberimizin yönlendirmek için bana her dokunduğunda bileğimi tutturması ve aynı şekilde kafedeki görme engelli rehberin ben yolu bulamayıp duvarı zorlarken bi buçuk saattir içerdesin hala alışamadın mı diyerek yine aynı şeklide elimi tutması beni hayranlıklardan hayranlığa koşturdu. Yani daha uzun boylu ya da daha kısa boylu olabilirim ya da ona daha yakın ya da uzak, biz içerde amipler gibi birbirimize çarpa çarpa ilerlerken onlar her seferinde elimi tutturmayı başardı.

    Kafede konuşurken de bir çok soru sordum rehberimize, hatta karanlıkta onun yazdığı kağıdı da ben isteyince sonunda kağıdın sonuna benim ismimi de yazdı. Tur bitti ve aydınlığa çıktık. Ben yazdığı kağıda bakarken rehberimiz geldi, teşekkür etmek istedim ve kafamı kaldırıp rehberimize baktım. Sanırım turda bana en çok koyan an oydu. Biz aydınlığa çıkmıştık ve turun başından beri görmediğimiz o adamı görebiliyorduk ama o bizi hala göremiyordu. O an dilim tutuldu ve içerde bir sürü soran kişi olarak bir teşekkür bile edemedim. Bizim karanlığımız bir buçuk saat sürdü ama onlarınki bir ömür sürüyor.

    Sanırım koşulsuz şartsız herkese tavsiye edeceğim tek etkinlik şimdilik bu.
    4 ...
  6. 16.
  7. Gayrettepe metro istasyonu çıkışında bulunan uygulamalı sergidir. Herkesin deneyimlemesi gerektiğine inanıyorum. 90 dakikalık olası bir hayat yaşıyorsunuz. Gerçekçiliği çok başarılı olmuştur; gözleriniz karanlığa alışmıyor gerçek anlamda hiç bir şey görmüyorsun. Ve hislerin çokca ön planda oluyor. Bastığın zeminin bile bir anlamı oluyor artık. Kısaca yaşanması gereken bir 90 dakika.
    4 ...
  8. 14.
  9. içeriğini anlatarak sürprizleri bozmak istemiyorum. Ama şunu söylemeliyim ki görme engeli konusunda empatinin tillahını kurdurtuyor. Şiddetle gidilip deneyimlenmesi tavsiye edilir.
    3 ...
  10. 7.
  11. istanbul'da Gayrettepe metro istasyonunda bulunan dünya göz hastanesi'nin sponsorluğundaki; görme engellilerin hayatını bir nebze anlayabileceğimiz, tadabileceğimiz belki, enfes sergidir. normal şartlarda 16 Şubat'a kadar kalması planlanan; fakat ilgi gördüğü taktirde uzatılacak olan sergiymiş ve 16 Haziran'a kadar uzatıldığını söylediler son olarak. şu anda Türkiye'de sadece istanbul'da var ve ilgi nedeniyle hafiften kalıcılığı yakalamış durumda; artan ilgiyle diğer şehirlerimizin de faydalanabileceğini düşünüyorum ki kesinlikle görülmeye değer; umarım yaygınlaşır ülkemizde de.

    -sergi içeriğinden bahsetmek istiyorum biraz; öğrenmek istemeyenler/"gidip sürprizle karşılaşayım" diyenler olabilir. bu nedenle spoiler alarmı vermeyi uygun buldum.

    öncelikle 8'er kişilik gruplar halinde içeri alınıyorsunuz. görme engelli rehberinizle buluşmadan önce size bilgiler veriliyor; son olarak elinize birer görme engellilerin kullandığı değneklerden veriliyor ve giriyorsunuz. buradan sonrası tamamen rehberinizle iletişime bağlı; görme engellilerin 1 günlük hayatını; hazırlanan parkurlarda, zifiri karanlık ortamlarda, 90 dakika gezerek tamamlıyorsunuz. yeri geliyor milyon kere halinize şükrediyorsunuz; "hayatım aslında ne kadar da basitmiş." düşüncelerine dalıyorsunuz; tek teselliniz de bunun bir sonunun olduğu gerçeği; kesinlikle böyle bir sonsuz hayatı* düşünmekten kaçınıyorsunuz...

    şöyle de bir şey var kendimden yola çıkarak söylüyorum: sanki gözlerim değil de ciğerlerimle görüyormuşum misali*; rehberle ilk karşılaştığımızda -karşılaştığımız dediğime bakmayın zifiri karanlık; hiç ama hiç bir şey görmüyorsunuz- çığlık atıp "beni buradan çıkarın" demek istedim, nefes alamadım resmen. boğulur gibi oldum, kalp atışlarım hızlandı; yalnız iyi ki çıkmamışım, denemeye değerdi; çok orijinal bir deneyimdi benim için. zaten çıkmak istediğiniz an bunu belirtiyorsunuz ve direkt çok hızlı bir şekilde gelip sizi oradan çıkartıyorlar.****
    içerik:
    --spoiler--

    öncelikle parka gidiyor, köprüden geçiyorsunuz, orada neler var elleyerek bulmaya çalışıyorsunuz, tahmin ediyorsunuz nerede olduğunuzu, manava gidiyorsunuz, ATM'ye uğruyorsunuz yol üzerinde, karşıdan karşıya geçiyor kaldırım inip-çıkıyorsunuz, vapura biniyorsunuz, cafe'ye gidiyorsunuz, istek üzerine bir şeyler yiyip-içiyorsunuz, alfabelerini öğreniyorsunuz kabataslak; isminizin baş harfini en azından, tramvaya biniyorsunuz ve film "dinliyorsunuz". -benim için en acıtan ifadelerdendi film dinlemek...

    --spoiler--

    zamanınızın boşa gideceğini düşünmüyorum, denemeye değer farklı bir sergi olduğunu yinelemek istiyorum arkadaşlar. pişman olmazsınız.**

    ek: öğrenci bilet ücreti 17 tl. 15'er dakikalık aralarla alınıyor gruplar içeri. seansı kaçırırsanız tolerans sağlamıyorlar kesinlikle çok katı kuralları var; 5 dakika kadar gecikmeyle giremeyen 2 kişi vardı, ben sıramı beklerken. gittiğinizde seans bulabilirsiniz zaten...
    3 ...
  12. 13.
  13. Mart sonuna kadar devam edecek etkinlik. Bugün gitme şansı buldugum, herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken bir deneyim.
    9 kişilik bir grup olarak girdik, en önde kim olmak ister diye sorduklarında hemen ilk olmak istedim cünkü arkadakiler bir şekilde birbirine tutunarak ilerliyor ve önüne ne cıktıgını öndekinden duyuyorlar, bu anlamda hiç korkmadan ilk olmak için öne atılmanızı tavsiye ederim.
    Rehberimiz Mehmet Ali bey'e de sabrından ve kendini bu işe adadığından dolayı binlerce kez teşekkür ediyorum.umarım ziyaretci sayısı çok fazla olur, görme engelli ve diğer engellilere bakış açısı olumlu yönde değişir.
    2 ...
  14. 8.
  15. ortalama 90 dakika süren mükemmel bir deneyim. herkese tavsiye ederim.
    2 ...
  16. 6.
  17. keşke bursa'ya da gelse bu sergi. merak edilendir.
    2 ...
  18. 3.
  19. Gidilesi sergidir. Son tarih ne zamandır acep?

    iki yıl sonra gelen edit: gittim sonunda arkadaşlar muazzam bir deneyim fakat ben farklı birkaç noktaya değinmek istiyorum. Öncelikle toplu taşıma araçlarında en temel ihtiyaçları tutunmak, ısrarla oturtulmalarından hoşlanmayabiliyorlar. ikinci olarak da bunu eksiklik olarak değil, farklı bir sistemde görmek olarak anlatıyorlar. Yani uyandırmak istedikleri farkındalık onlara karşı diğer insanlara nazaran daha hassas ya da gereğinden fazla "düşünceli" olmamız değil; zaten bu aşırı üzülmenin ve onlara hissettirdiğimiz dünyanın en korkunç ve zor şeyini yaşıyorlarmış duygusunun empati eksikliğinden ve kendi korkularlarımızı onlara yansıtmaktan kaynaklandığını düşünüyorum. Yardım istedikleri noktada yardımcı olalım, gerekli empati ve farkındalığa sahip olalım yeterli.

    Tüm bunlar dışında kesinlikle gidip deneyimleyin, mutlaka yararlı deneyimlerle döneceksiniz.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük