karanlık odadaki fil

entry1 galeri0
    1.
  1. --spoiler--

    Hintliler karanlık bir ahıra bir fil getirip halka göstermek istediler.
    1260. Hayvanı görmek için o kapkaranlık yere bir hayli adam toplandı.
    Fakat ahır o kadar karanlıktı ki gözle görmenin imkânı yoktu. O, göz gözü görmeyecek kadar karanlık yerde
    file ellerini sürmeye başladılar.
    Birisi eline hortumunu geçirdi, “ Fil bir oluğa benzer “ dedi.
    Başka birinin eline kulağı geçti, “ Fil bir yelpazeye benziyor “ dedi. Bir başkasının eline ayağı geçmişti, dedi ki: “ Fil bir direğe benzer.”
    1265. Bir başkası da sırtını ellemişti, “ Fil bir taht gibidir é dedi.
    Harkes neresini elledi, nasıl sandıysa fili ona göre anlatmaya koyuldu.
    Onlsrın sözleri, görüşleri yüzünden birbirine aykırı oldu. Birisi dal dedi, öbürü elif. Herkesin elinde bir mum olsaydı sözlerindeki aykırılık kalmazdı.
    Duygu gözü ancak avuca, ancak köpüğe benzer, avuç bütün fili birden elleyemez ki !
    1270. Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka. Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen. Köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete getirir. Fakat sen ne şaşılacak şey,
    köpüğü görüyorsun da denizi göremiyorsun!..
    Biz, gemilere benziyoruz. Aydın denizin içindeyiz de gözlerimiz görmüyor, birbirimize çarpıp duruyoruz. Ey ten gemisine binmiş, uykuya dalmış adam, denizi gördün ama asıl denizin denizine bak!
    Denizin de bir denizi var, onu sürüp duruyor. Ruhun da bir ruhu var, onu istediği tarafa çeker çevirir ?
    1275. Güneş, bütün varlık ekinini suladığı vakit Musa neredeydi, isa nerde ?
    Allah bu yaya kiriş taktığı zaman Âdem neredeydi, Havva nerede ?
    Bu söz de noksandır, bu sözün de bir neticesi yoktur. Noksan olmayan söz o tarafa, hakikat âlemine ait
    olan sözdür.
    Fakat sana söylense hemencecik o misale yapışır, o sureti hakikat sanırsın a yiğidim!
    1280. Ot gibi ayağın yere bağlı... hakikate erişemez de bir yelle başını sallar durursun.
    Ayağın yok ki bir yerden bir yere gidebilesin, yahut çalışıp çabalayıp ayağını bu balçıktan kurtarasın.
    Nasıl kurtarabilir, nasıl bu balçıktan ayağının çekebilirsin? Hayatın bu balçıktan. Hayatını terk etmekse senin
    için pek müşkül bir şey!
    Fakat ey yoksul adam, Hak’tan hayat bulursan topraktan müstağni olur, bu balçığı o vakit terk edersin. Süt emen çocuk dadıdan vazgeçti mi yemek yemeğe başlar, artık onu bırakır gider.
    1285. Sen, topraktan biten taneler gibi yerin sütüne bağlanmış, ona bağlanmış, ona alışmışsın. Kalblerin gıdasına alış da bu sütten kesilmeye bak!
    Ey hicapsız nurları kabul etmeye istidadı olmayan kişi, hiç olmazsa harflerde gizlenmiş bir nur olan hikmet sözlerini duy, onları ye!
    --spoiler--
    Mesneviden
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük