Karamsar adam zeki adamdir onu kandirmak icin öldürmen gerekir.cünkü senin nbr demenden nasil biri oldugunu cikartabilecek adamdir.gamsiz adam ise saf adamdir herseye kanar onu soymak icin cok cabaya ihtiyacin yoktur.
Hayatımın bir çok zamanı pesimist olarak geçti. Bu durum devam ediyor. Güzel bir gün içinde bir olay veya aklıma gelen şeyler yüzünden karamsarlığa düşüyorum. Acaba nasıl bir hayata devam edeceğim...
Beni her gün şekilden şekile sokan 5 dakika mutlu 55 dakika üzgün olmamı sağlayan sikimsonik ruh halidir. Yapıyla mı alakalıdır nedir kurtulmaya çalıştıkça içine çekiyor..
Depresyon döneminde insanın tüm vücudunu kaplayan, berbat ötesi his, düşünce. içerisinden kolay çıkılmıyor. iyi arkadaşlarınız var ise daha kısa sürer bu durum.
Arada bir yoklar, insanın elinde olmaz. En mutlu anda bile birden aklına düşer insanın.
yıllardır "doğru insan yanlış zaman" goygoyuna anlam veremezdim veya üstüne düşünmediğim için saçma gelirdi. şimdi benim için doğru olduğunu düşündüğüm kişiyle birlikteyim ama kaçınılmaz yurtdışı konusu var. vakti iyice yaklaşmış olan. döndüğümde hala birbirimizi seviyor olur muyuz? ayrı kalınan aylar bizi ayırır mı yoksa...
her neyse.
hatalı düşünceler, davranışlar, beklentiler sebebiyle ortaya çıkan olumsuz durumda insanın kendini haklı görme sanrısının içselleştirilmesinin dışavurumu.
aslında çözümü olan şeyler için , ama size göre olmadığı düşünülerek düşülen, kapınılan durum. çözümü gerçekten olmayan şeyler için karamsarlık denmemeli bence, yoksa karamsar olma o kadar diye destek cümleleri verilmezdi.
karamsarlık içermeyen şeylere, acı gerçekler diyoruz biz. ikisini karıştırmamak lazım.
1) boş beleş teneke karamsarlığı. kış ayı, kahve, kitap lavukluğu diyoruz biz buna. okuduğu üç dört yeraltı edebiyaTI kitabından etkilenen leşlerin sahip olduğu, reklam karamsarlığı. üzerine çok şey söylemeye gerek yok temelsiz bi fikrimsi işte. karamsarlık der durur hayatı olumsuzlar ama ponçirik gibi yaşamayı da ihmal etmez.
2) sistemli karamsarlık vardır bi de; bu ise biraz farkında olup, müdahale edip edemeyeceğin sınırların farkına varıp ona göre bir yaşam becerisi üretmekle alakalı olan. tamam insan saçma ve rezil bi varlıktır tamam yaşamın belki de hiçbir amacı yahut anlamı yoktur ancak bu soruların üzerinde şu soru yükselir? "yaşıyor musun?" evet. o zaman ne yapmak gerek? aptal bir bohem içinde sürüklenip gitmek mi yoksa anlamı olmasa dahi saçma dahi olsa osuruktan tayyare de olsa "kendini kurtarmak" mı? birinci gruptakilerin götlerini yaladığı düşünürlerin yahut yazarların onlara ulaşabilmiş olmasının nedeni nedir? daha açık bir şekilde: sen götünü yaladığın şu schopenhauer'ı neden okuyabiliyorsun? cevap: çünkü schopenhauer bu göt laleleri gibi yaşamayıp bir fikir yahut eser ortaya koyabilmiştir schopeanhauer yaşamı olumsuzlarken yaşamı içerisinde pek çok bina inşa etmiştir. eylemsizlik ve boş karamsarlık bakın açık konuşuyorum niteliksizliğin karşılığıdır, tenekeliğin karşılığıdır.
şunu da şuraya iliştireyim:
"Delikanlı, sen yaşlı Goethe'yi fazla ciddiye alıyorsun. Ölüp gitmiş yaşlılar ciddiye alınmamalıdır, yoksa kendilerine haksızlık edilmiş olur. Biz ölümsüzler ciddiye alınmayı sevmeyiz, şakadan hoşlanırız daha çok; ciddilik, delikanlı, zamana bağlı bir şeydir. Sana bir sır vereyim mi, ciddilik zamana aşırı değer verilmesinden kaynaklanır. Ben de bir vakit zamanın değerini gözümde fazla büyütmüştüm, yüz yıl yaşamak gibi bir isteğe yer vermiştim gönlümde. Yaşamda ise, biliyor musun, zaman diye bir şey aranmaz; sonsuzluk dediğimiz yalnızca bir an'dır, bir şakanın yer alacağı kadar uzun bir süre yani."
yani şu:
yaşam ne ondan nefret edilecek bir şeydir ne de ona karşı büyük sevgi beslenecek bir şey o sadece insan için "var olan", "süregelen" bir şeydir insan ise minik tatlı pembişko beyni ve zekasıyla onun altında oyalanır durur. iyi oyalanmalar.
rusya ile aramızda yaşanan olaylardan sonra bugün içinde bulunduğum halet-i ruhiye. diyorum bu sabah neden erken uyandım acaba. çok canım sıkılıyordu böyle. belki de bu yüzdendi bilemeyiz. şimdi, işin batıl kısmını geçersek, bu çok can sıkıcı bir durum bunu kabul edelim. tahminimce yüksek ihtimalle öyle hemen bildiğimiz bir savaşa falan girmeyiz, olmaz öyle o işler. ancak bundan sonra psikolojik bir savaşın içerisinde olacağımız kesinlikle aşikar. şunu şu saatten itibaren tamamen kabul edelim ki bir çok dünya devleti tarafından "terör destekçisi ülke" ifadesi ile anılacağız. hem de aklınıza gelebilecek her alanda, en alakasız alanlar da buna dahil. bunu artık uzun bir süre kimse değiştiremez. bu, savaştan bile daha çok önem verilmesi gereken bir husus. bu bir nevi eldeki kristal saflığında ve salatalık şeklinde duran bir savaş kozudur. ne zaman çıkarılıp masaya vurulacağını ise sevgili putin'e sormak lazım. özetle pek de iyiye gitmiyoruz, üzgünüm.
bazılarımız bu ülkeyi sevdikçe, yine bazıları hiç farkında olmadan hep aksine davrandı ve şu an bu olayların yaşanmasına zaman içerisinde ve dolaylı yoldan destek oldu. farkında olsalar hadi neyse diyeceğim ama, zaten az bir kısmı da farkında, ama ben ömrü hayatım boyunca böyle bir cahillik görmedim. kendileri için iki çift söz söyleyecek olursak: artık çok geç ve bunu kabul etmekte zorlanıyorsunuz biliyorum, o da zor bir psikoloji, kandırıldığını kabul etmek insanı sinirlendirir, insan bunu hazmedemez, zordur. ama benim umurumda değildir. peki ben de sizin gibi yanacak mıyım? evet hem de yok yere.
sorumlusu mu? bana bakmayın. ayrıca bu ifadeyi bu ülkedeki 18 yaş üstü bireylerden en az 30 milyon kişi söyleyecektir buna inanın. şimdi geri kalan 18 yaş üstü milyonlar düşünsün.
içinden bir türlü cikamadigim ruh halidir. Çoğu insanın bencilliğinden ileri gelir. Her şeyi böyle yapmacık insanlar hiç eder çünkü. Umarım bundan sonra bir şeyler yolunda gider.
Hiçbir insan karamsar doğmamıştır aslında ,sadece onun karamsarlık halini almasında birkaç sebep vardır .Umutsuzlukla bütünleşince de o karamsarlık içinden çıkılmaz bir hal alır ,sonra battıkça içiniz daha kararır öff be dedirtir adama.