karakter aşınması

entry4 galeri0
    4.
  1. Kapitalizmin bireysel boyutunu irdelemiş olan ve yazarın birçok gözlem boyutunda anısını barındıran kitap.
    0 ...
  2. 3.
  3. Sivri bir insan olmadım, olmak da istemedim. Bir kalabalığın içinde önlerde seyir etmektense arkalarda olmayı tercih ettim. Henüz ufak bir çocukken de dikkat çekmeyi sevmezdim. Ön sırada oturup öğretmenin gözüne girme telaşını da yaşamadım. Birilerinin içinde övülmek beni tuhaf şekilde dibe çekmiştir hep.

    Öğretmenler günlerinde sınıf arkadaşlarım en iyi hediyeyi alıp gözde olma heyecanı yaşarken, ben hiçbir şey almayan ‘tuhaf çocuk’ statüsünde kaldım. Babaları asker, öğretim görevlisi; anneleri çeşitli iş kollarında çalışan öğrencilerin öğretmen karşısında hep ayrı yeri oldu. Küçük bir çocuk olmama rağmen iyi bir gözlemciydim. Masanın üstüne yığılan parlak hediyeler öğretmenin gözünü doldururdu her kutlama gününde. Bir düğünde gelin ve damada takılan paraların, altınların bağıra bağıra okunması gibi o da tek tek isim sayarak paketleri açardı. Sonra ‘’sen?’’ derdi. Acırdı bana kendince. Sever gibi yaklaşırdı. Görürdüm zavallılığını ve tiksinerek bakardım yüzüne.

    Tabii o ailelerin çocukları da öğretmenin gözünde ayrıydı. Zamanlı zamansız hediye gönderirlerdi ki kendisine, çocuklarıyla ‘itinalı’ şekilde ilgilensin diye. Nitekim öyle de olurdu. Onlar sınıfın seçkinleriydi. Bunca hediye ve laf cambazlığının arasında nasıl özel olmasınlardı ki?

    O süreçte okuldan, sınıf arkadaşlarımdan, öğretmenimden soğumuştum. Doğal olarak her derste başarısız oldum çıktım. Aslında başarısızlığım bir tepkiydi. Amma velakin kimse anlama derdinde değildi ‘aptal’ olmam gibi bir neden dururken.

    2 yıl boyunca kimseyle arkadaşlık etmedim. Onların gruplarına dahil olmak için ayrıcalıklı olmak gerekiyordu. Sallamadım. Teneffüs aralarında çeyrek simit alıp kendi halinde takılan bir çocuk oldum. Ne sınıf başkanlığı için yırtındım ne de kütüphane koluna girmek için.

    Bu sürecim ilerleyen yaşlarımda da devam etti. 19 Mayıs kıyafet parasını aykırılık gösterip vermediğim için 55 öğrencinin içinde sert bir sille yedim. Başım soluma düştü, ama asla ağlamadım. Bu ve bunun gibi bir sürü şey yaşadım.

    insan her dönemde bir sisteme şahit oluyor ve bu sistemin çarkına uymazsan seni eziyor. Ya arkadaşsız kalıyorsun, ya dışlanıyorsun, ya da aptal oluyorsun. Parlaklar sınıfı diye bir şey var, işte sen o sınıfa atlayamıyorsun. Neden? Çünkü seninle beraber uzayan, genişleyen ya da daralan bir karakterin var. Bazısı her durumda çapsızca esneyebilirken seninki müsaade etmiyor. Eğilip bükülmüyor. Açlıktan geberiyorsun, ama kimseden medet ummuyorsun.

    Gel gelelim şimdi çapsızlıklarını bir zamanlar çocukluklarına verdiğimiz insanlara… Onlar büyüdü, iş sahibi bireyler oldu. Onlar her yerdeler. Kimisi belediyede, kimisi amir, kimisi memur…

    Bakıyorum ve yine tiksiniyorum. içimde tarif edemeyeceğim sonsuz bir iğrenti var, atamıyorum yüreğimden. 3 kuruşluk adamlarla yan yana gelip isimleri anılsın, etiketlensin diye aptal fotoğraf karelerinin içine sığışmaya çalışıyorlar. Yetmiyorlar birbirlerini itekleyip ‘benim gözümün yarısı çıktı, az kenara kay’ diyebiliyorlar. Tepiş tepişler, vıcık vıcıklar. Alkışlanmak için sıraya giriyorlar.

    Hatırlıyorum bir yerlerden bu sahneyi. Çok tanıdık, çok bildik. Yine usul usul gözlemliyorum aralarına girmeden. Görüyorum ‘işte sınıf arkadaşlarım, işte o öğretmen’. Sadece yüzler farklı, isimler değişik…

    Ben mi? Ben kıyıdayım, gözükmüyorum
    3 ...
  4. 2.
  5. kaitalizmin getirdigi rekabet anlayışı içinde insan karakterinin degisiminin analizini yapması bakımından önemli kitaptır. bu sıralar listemde ilk sırayı almıştır.
    1 ...
  6. 1.
  7. richard sennett'in önemli bir kitabı. alt başlığı da "Yeni Kapitalizmde işin Kişilik Üzerindeki Etkileri".

    http://www.idefix.com/kit...?sid=BFBKKL21BA3AVME4Z6MV
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük