Filmler sinemadan çıktı fakat ne netflix ne blutv mecralarında yok. Dvd desen o da yok. Torrent yada benzeri bir şey de yok piyasada. Resmen yayınlandı ve ortadan kayboldu film. Recep ivedik 6 deep webte torrent geziyor fakat karakomik filmler ile ilgili hiç bir şey yok piyasada. Konu hakkında bilgisi olanlar inboxı kızartabilir.
Karakomik filmler serisinin ikinci filmi 17 ocak 2020'de vizyona girmiştir. Bu yapım da deli ve emanet isimli iki filmden oluşmaktadır. Umulmadık bir şekilde gelişen ve sonlanan; doğrudan veya dolaylı yollarla cinsellik etrafında şekillenen olaylardan oluşan filmler, genel hatlarıyla galip tekin'in tuhaf öyküler'ini anımsatmaktadır. Cem Yılmaz'ın mizah dergisi geçmişi de düşünüldüğünde böylesi bir esinlenmenin varlığı açıkça tartışılabilir.
çerezlik bir film istiyorsanız izleyebileceğiniz filmdir. eğer sinema indirimi yapan bi kartınız falan yoksa (bkz: parafree) evde mayışarak internetten izlemeniz daha mantıklı gibi. bi bilet olmuş 30 küsür lira.
bakınız hala bazı şeyleri anlamayanlar var.
yapımcısı, başrol oyuncusu cem yılmaz olduğu için filmlere gidenlerin yüzde 80'i "komedi filmine" şartlanmış bir şekilde gidiyorlar.
öncelikle bu önyargılarınızdan kurtulun.
--- spoiler ---
gayet aklı başında bir kara mizah örneği.
bir insanın başına en kötü ne gelebilir? geliyor işte...
sıradan bir taksicisin, güzel bir kıza aşıksın, açılmaya çalışıyorsun, ama bir gece arabana bir müşteri alıyorsun ve hayatın zehir oluyor, üstelik sana kalıcı, bir daha telaffisi olmayan hasarlar bırakıyor, akıl sağlığın gidiyor bir gecede... özkan uğur harikaydı ama.
deli filmi bana biraz ferhan şensoy'un pardon filmini anımsattı.
masum bir insanın tutuklanması, sonra suçsuz olduğu ortaya çıkınca "pardon" denilmesi ama iş işten geçmiş olması...
--- spoiler ---
--- spoiler ---
anadolu'da sıradan bir yaşamı olan silik bir karakter.
televizyonda gördüklerinden etkileniyor, hatta televizyona çıkan bir kadına aşık olup evlendirme programına katılıp onunla evlenme hayalleri kuruyor.
bir başka hayali de ünlü bir dansçı olmak.
kendini ispat etmek için istanbul'a geliyor.
emanet'te televizyon dünyasına ve televizyonun yarattığı 15 dakikalığına ünlü olup da kendini ünlü zannedenlere güzel göndermeler var.
tabi ilk film gibi bu da hazin bir sonla bitiyor.
ilk filmde nasıl özkan uğur ön plandaysa, bu filmde de çağlar çorumlu öne çıkmış.
en son sahnede müge anlı'ya yaptığı gönderme gözümden kaçmadı.
--- spoiler ---
filme gitmedim. gitmeyi de düşünmüyorum:
1 Neden hep aynı ekip? Bu ozan güven denen ve neden oyuncu olduğu belli olmayan adama takıntısı nedir? Bu adamın filmlerine katkısı nedir?
2 son dönem filmlerinin senaryolarının vasat oluşu.
3 filmlerinin etkisinin, cem yılmaz etkisinin çok gerisinde kalması.
4 son dönem filmlerinin yeterince komik olmaması.
rahmetli levent kırca da sinemada başarısız olmuştu. ben yine aynı şeyi düşünmüştüm; izleyicideki levent kırca beklentisini, levent kırca filmleri karşılayamadı.
Acaba Cem yılmazın hangi filmdeki rolü hoşunuza gitmişti ya da sizi etkilemişti diye sorsam aklınıza ne gelir bilemiyorum. Ama benim aklıma direk vizontele geliyor.
levent kırca'nın oynadığı en komik filmi de bence "ne olacak şimdi" idi. kendi çektiği filmler değil.
kanımca bir oyuncunun performansını bir başka yönetmen ortaya çıkarmalı.
karakomik diye aratın görürsünüz:
Yönetmen: Cem Yılmaz
Senaryo: Cem Yılmaz
Yapımcı: Cem Yılmaz
Rotterdam da büyük arkadaş baskısı üzerine izlediğim hiç beğenmediğim Cem Yılmaz filmi. Ayrıca ilk bölüm için " göz yaslariniza bogulabilirsiniz " yorumları olan ve izlerken "acaba can sıkıntısına mi göz yaşlarına boğuldu bunlar" diye düşündüren film.
dün izlediğim cem yılmaz filmi. ilk filmden baya keyif almıştım fakat ikincisinin aynı tadı verdiğini söyleyemeyeceğim. allahtan yüzde elli indirimli almıştım bileti parafree sağ olsun.
Film olarak ele almamız için açıkçası çok eksiği var.
Cem yılmaz'ın kendine yeni bir sinema dili bulma çabası olarak değerlendirmeliyiz.
Hokkabaz ve pek yakında filmlerinde hem espri hem de sinema dilini çok iyi işleyen Yılmaz, artık bir komedyen değil bir sinemacı olmak istiyor ama geçiş sürecini bu kadar vasat bir yapımla gerçekleştirme çalışması büyük talihsizlik.
gişede çakmış film. o kadar.2.haftanın sonunda zar zor 600 bine ulaşmıştır. bazı gerzekler millette para mı var sinemaya gidecek, demez mi? be gerzek 7. koğuşta mucize isimli kore çakması film 3 haftada 3.5 milyona ulaştı,çocuk filmi kral şakir 1.7 milyona gelmiş,joker filmi de aynı rakamda. halkın tokadını yemiştir.
Cem Yılmaz'ın ana akım denilebilecek çizginin dışında yapmaya çalıştığı film serisinin ilkidir.
Öncellikle belirteyim ben Cem Yılmaz filmlerinin pek çoğunu seven biriyim ama bu her filminden hoşlanacağım anlamına da gelmiyor.
Cem Yılmaz'ın deneysel denilebilecek işlere çaba harcamasına saygı duyuyorum ama her deneysel denebilecek işi beğeneceğim anlamına da gelmiyor.
Fazla uzatmadan belirteyim. Beğenmedim. ilk film derinliğe ihtiyaç duyan bir yapımdı ama buradaki iki film tek seans deneyselliği filmi kısıtlamış. ikinci film de güldüğüm yerler oldu. Hiç gülmedim yalanına saklanmam ama genel olarak Cem Yılmaz için vasattı.
Her filminde aynı oyuncular kullanması bana bir rahatsızlık vermiyor ama bu projede verdi. Çünkü ilk film dram, ikincisi ise komedi. En azından bu projede aynı oyuncu kadrosu filmlerden birinde olmamalıydı.
Gelecekteki serisi daha başarılı olabilir. Hayatta hiçbir zaman ön yargılı olmamak lazım ama bu hayatta aynı zamanda herkes eleştirilebilir olmalıdır. Cem Yılmaz'da bundan bağımsız değil bence.
cem yılmaz'ın adı geçtiği için -komedyen olmasından mütevellit- insanlar gülmeyi bekliyor. ancak ben, öyle düşünmüyorum. 2 arada filmi özellikle iş hayatına yeni başlamış toylar için gayet güzel mesajlar veren bir film. kaçamak ise kısa film tadında, yormadan ve sıkmadan sürüklüyor. oyuncular zaten hep aynı kişiler olduğundan eleştirilecek pek de bir şey yok. sadece, cem'in abisi olan can yılmaz'a seslenmek istiyorum, abi oyunculuk sana göre değil. lütfen bir daha oynama sen.
Vasatın da vasati bir film parayı geçtim zamanınıza yazık cidden. Ben bir yerde gülmedim, bei yerde şaşırmadım, bir yerde şok olmadım. Öyle ot gibi izledim lan filmi. Yediğim mısırdan bile tat alamadım siz düşünün asdf. Adamın canı sıkılmış ve hadi bi film yapayım demiş ve yapmış hiç güzel değildi valla. Çöpe atın o parayı yine gitmeyin zamandan kazanın bari o kadar söylüyorum.
Bugün izledik ve izledikten sonra keşke bunun yerine joker'e gitseydik dedik. Öyle bir film olmuş. Kısa film desen değil. ilk film olan 2 arada da gülen seyirci duymadım.
Paramın yarısını geri ver cem abi dediğim yapımdır. ilk film fena değildi, bir mekan olarak arabalı vapur iyi kullanılmış, karakterler de oturmuş, ee kapitalist sistemin insanı nasıl değiştirdiği eleştirisi de konuya yedirilmiş, bu da güzel. Ancak aynı konuyu cem yılmaz değil de başkası çekse yavan bir hikaye olarak aklımızda kalırdı ve beğenir miydik orası meçhul. imdb notum:6
ikinci filmden bir bilimkurgu hikayesi olarak çok şey bekliyorduk, cem yılmaz'ın gora ve arog gibi güzel işlerini seyretmiş olduğumuzdan ancak pek bir şey bulamadık, ne gülebildik ki birkaç gülümsetmelik yeri başka bir arkadaş da yazmış yukarıda ne de bir bilimkurgu tadı alabildik. süresi 1 saat diye aceleye getirilmiş, çok da derinlikli olmayan 12 yaş seviyesine uygun bir senaryo olmuş sanki... Notum: 4 (Cem Abiye notum da abi bir daha tek başına senaryo yazma)
Özetle, Netflix'e, Blutv'ye filan vermeden önce bir sinemada kazanabildiğimi kazanayım da mantığıyla yapılmış ve filmden ziyade tv platformu hikayeleri gibi geldi bana bu yapım.
bir de cem abiye bir tavsiye, böyle aynı gruplu muruplu filmleri bırak da artık tekrara girmeden hokkabaz, her şey güzel olacak ve gora-arog gibi daha yaratıcı, derinlik arzeden yapımlara yönel be abim. cüceli film kötüydü, pek yakında da eh işte dedik, arif vs 216 ise basbaya kötüydü, şimdi bu karakomik filmlerde de istediğimizi pek bulamadık. dost acı söyler, sermayeden yiyorsun... Açıkçası ocak ayındaki diğer filme ben şahsen para verip gitmem.
bir soru da fatih altaylı'ya gelsin. teketek'te yarım saat övdü bu filmi? bir Oscarlık yapmadığı kaldı, abicim ne içtin filmi izlerken bize de söyle???
Cem yılmaz'ın en başarılı Türk komedyen olduğuna inanıyorum. Beni sesli güldürebilen nadir komedyenlerden. Stand up gösterilerindeki espriler çok zekice. Bu yüzden genellikle bu adamın filmlerini kaçırmamaya çalışırım. Şimdi gelelim karakomik filmlere:
Film bilindiği üzere 2 farklı orta metraj filmden oluşuyor. ilk film olan 2arada'nın dram yönü daha ağır basıyor. Hatta bu dram biraz da karamizah aromalı. Senaryo cem yılmaz'ın canlandırdığı, ana karakterimiz olan ayzek'in etrafında dönüyor. Karakter gerçekten seyirciye çok iyi yedirilmiş. Karakterin başına gelen herşeyi kendi başınıza gelmiş gibi hissediyorsunuz. Sizi sesli güldüren komik bir olaydan 20 saniye sonra gözlerinizi dolduracak karşıt bir olay meydana geliyor. Bu inişli çıkışlı olayların her birini an be an kendiniz yaşıyorsunuz gibi. Ayzek'in içki masasında elemanın birine kızdıktan sonra hızlıca kamarasına gidip elemanı ''depodan kaşar çalıyor'' diye müfettişe ispiyonlamasına dakikalarca güldüm. Zafer algöz'ün canlandırdığı, levent kırca'nın yandan yemişi olan alkolik çarkçı karakterini de çok başarılı buldum. Ayzek'in parayı kaybettiğinde büründüğü dehşet hali ile kendisine gösterip de vermeyen kadının evlendiğini duyduğundaki hali de çok başarılıydı. Cem yılmaz'ın komedi değil, dramatik ve hüzünlü bir rolün altından da kalkabildiğini tekrar gözler önüne serdi. Ayrıca o sahnenin bir benzerini bizzat gerçek hayatta yaşamış biri olarak bir nebze daha etkilendim diyebilirim. Bununla birlikte ayzek'in gaza gelip söz konusu kızla evlenecek olan serseri adamla kavga etmek üzere arabanın kapısını açtığında damadın ayzek'in boğazına yapışıp ''sen beni bildin mi'' demesi ayzek'in de altta kalmamak için kendisinin bir hiç olduğunu bilmesine rağmen sert çocuğu oynamak için heyecandan titreyen sesiyle ''asıl sen beni bildin mi'' diye karşılık verirken bir yandan da elindeki tornavidayı damada saplamamak için kendini zor tuttuğu sahne de çok iyiydi. Son olarak 2arada filminin mükemmel olmasa da izlemeye değer güzel bir film olduğu kanısında mutabık kaldım.
Kaçamak:
Gelelim ikinci film olan Kaçamak'a. Komedi yönü daha ağır basan bir filmdi bu. Ancak ne yazık ki bu filmi izlerken cem yılmaz'ın artık kendisini tekrar ettiği düşüncesine kapılmaya başladım. Zira Gora'dan beri hep aynı terane: Uzaylılar ve amerikan polisi/askeri. Cem yılmaz'ın artık bu kalıptan sıyrılmasını umuyorum. Cem yılmaz'ın senaristliğini üstlendiği filmlerde artık uzaylı ve amerikan filmi klişeleri görmekten bıktım usandım. Bir an önce komedi filmlerine yeni bir soluk getirecek başka kalıplar bulmalı. Hafifçe sesli güldüğüm 3 sahne (alpay'ın kızlar ne zaman gelecek sorusuna karşılık küfür yemiş gibi surat astıktan sonra başka bir açıdan çıkıp 11 gibi buradalar demesi, uzaylı rolü yapacak kişilerin eline alakasız bir biçimde diferansiyel tutuşturması ve uzaylı rolü yaparken elektronik sigarayı içine fazla çeken elemanın öldüm amına goyim dediği sahneler) haricinde gülme kaslarım oynamadı bile. Uzay gemisi içerisindeki cgi efektleri bile 90'lardan kalma gibiydi. Finali de çok zoraki bağlamışlar. Arrival filmine ti'ye alan vasat bir filmden başkası değildi. Ancak zevkler ve renkler tartışılmaz. Ekşi sözlükte 2aradayı beğenmeyip kaçamak'ı beğenen bir sürü insan da var. Ben ise 2arada filmiyle bağlantılı olan uzay gemisinin yükseldiği sahne dışında pek beğenmedim. Berbat bir film değil ancak Cem yılmaz'dan çok daha iyi bir komedi filmi çıkabilirdi.
