Yapımcılardan ada'nın bir kız arkadaşı olmak üzere teklif aldığım fakat sonrasında o sıralar gaziantep'te bulunmadığım için gidemeyip geri çevirmek zorunda kaldığım dramlar dizisidir. Konak gaziantep'tedir.
kendaaaaaaaaaaaaaaaaaaallllllllllllllllllll!!! sen insan mısın beğğ? sakinim. konuya giriyorum.
annemler ziyarete geldi. 1 aydır, 4 bölümdür yani izliyorum bu diziyi. hee bazen başı oluyo bazen sonu oluyo ama yeteri dozda alıyorum.
efendim son 4 bölümün 2sinde esas oğlanlar, kızlar çatıdan düştü. yangın, cinayet, kumpas diziden eksik olmuyor. hani en sürükleyici dizide bile bazen bi bölüm olsun, bi bölümün yarısı olsun yeni olaylara giriş için sakin geçer di mi? bunda dur durak yok amına koyim! paso olay, paso kan, paso aksiyon, paso gözyaşı. senaristlerin sağlıklı ilişkiler yürütebileceğine ben inanmıyorum. allah yardımcıları olsun.
neyse efendim, yapım gayet masrafsız. dizinin bi doğu kentinde falan geçtiğine inanmıyorum. bence basit bi set yaptılar. acil servis, jandarma karakolu, konak dışında yapımcının ihtiyacı olan şive yapmayı bilmeyen figüranlarla dolu dış mekan çekimleri.
şu an annemin diğer dizisi olan o hayat benimi izliyoruz. görüyorum ki yakın gözlüğüyle diziyi arada takip eden babam da emekliliğe ayak uydurmuş. zira az önce kendisi,
"bu efsunu kendalın başına gönderecen yesinler birbirlerini" dedi.
karagül başlığını o hayat benimle bitirdiğime göre ben de artık sıkı bir dizi takipçisiyim. soruları alayım ızdırabını sikiiim!
--spoiler--
ikimiz de acemi birer aşıktık o zamanlar
sen yollarda eski bir aşka ağlıyordun
bense kendimi usta sanıyordum bu işlerde
ve yağmur gibi akıp giden yıllardan
geriye ne kaldığını bilmiyordum seni tanıyana kadar
ama farkındaydım yine de
ne zaman seninle olsam
tanıdık bir kuş cıvıltısıyla uyanırdım her sabah
şimdiyse kırılgan mektuplar yazıyorum
hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden
malumun olsun ben sende ülkemi sevdim
hüzün dolu yağmurlarla taşan boynu bükük nehirleri
ben sende yolları sevdim
dallarına hiçbir kuşun konmaya bile yanaşmadığı ağaçlarla kaplı yolları
ikimiz de acemi birer aşıktık aslında
ne yapacağımızı bilmeden serseri dolaşırdık yollarda
--spoiler--
dikkat gram yalansız bir entrydir:
1 kere bile izlemedim fragmanlardan zaten artık diziyi anlıyorsunuz zaten, konusu kanlı-bıçaklı olaylar... yalnız o müzik nedir arkadaş? bunu izleyen kimdir diye küçük bir saha araştırması yaptım teyzeler, teyzelerimiz! yapmayın etmeyin.
Ayrıca kim kimin karısı, kim kimin kuması, herkes aynı adamla mı evli lan?
Doguda küçük bir kasaba lan burası. Amsterdam'da yaşanan eşcinselliğe, grup sekslere karşı çıkan ey halkım. Bunlar ne yapıyor ulen?
reytinglerde birinci olmasına akıl sır erdiremiyorum.
bugün maalesef maruz kalıp izledim.o kadar yavaş ve sıkıcı bir dizi ki... ayrıca bizim orta gelirli ve altı halk bu ağa paşa zengin dizilerinde ne buluyor anlamadım hala.gece gece hayatı sorguladım.
her bölüm dram, yakalanmanın eşiğine kadar yakalanıp da yakalanamayan kötü karakterler, her daim makyajlı, güzel giyimli, saçları maçları taralı-jöleli insanlar, arada sırada ekstra bi drama, insanların gönlünü fethetmeye ihtiyaç olduğunda gözüken küçük çocuk. evet, millet şimdi sizde bu yazdıklarımı kullanarak rahat bi 2 sezon sürecek bi dizi yazabilirsiniz. yalnız dizinin sonuna bi küçük "hımbıl kahraman'a teşekkürler..." eklerseniz sevinirim.
izleyenlerin ne turlu zevk aldiklarini cozemedigim kusmuk tadi veren dizi. ölen dirilen hak getire, biri ölüyor biri dirilip geliyor olay yaratmak istenildiğin de biri birini bicakliyor hep ayni döngü.
bugünki ki çekimlerin bir bölümü bizim üniversite içinde yapılan dizi film, galiba bizim üniversitede okuyan bir kız varmış tam bilmiyorum, her neyse o genç kızla genç oğlanın araba konuştukları sahnede arkadan siyah kapşonlu eli cebinde biri geçerse o benim. *