başlangıçta 800 milyon dolar olarak hesaplanan ancak 2.5 milyar dolara malolan, rize li mesut yılmaz ın başlattığı rizeli recep tayyip erdoğan tarafından bitirilen yoldur.
Sahil yoluna getirilen en önemli eleştiri, sahilin dokusu ile deniz arasındaki bağlantıyı kesen yolun, çevre üzerinde yıkıcı etkiler yapacağıdır. Projenin balık türlerinden sudaki mikroorganizmalara kadar deniz ve kıyıdaki bütün canlı türlerini etkileyerek ekolojik dengeyi başkalaştıracağı yolunda yaygın eleştiriler söz konusudur. Keza, dere yataklarının denize erişiminin önünün kesilmesi sel felaketlerine yol açmaktadır.
bu aşamada Karadeniz , in hırçın doğasının otoyola nasıl bir karşılık vereceğini bilemiyoruz.
Ayrıca, mahkemelerde ve Danıştay'da bu projeyle ilgili olarak görülmekte olan sayısız davanın seyri de hukuksal düzlemde ciddi bir sorunlar yumağı yaratıyor.
Ancak bütün çevresel ve hukuksal pürüzlere karşılık sahil yolu bugün iddialı bir törenle hizmete giriyor.
Bundan sonra hiç olmazsa Türkiye'nin en az gelişmiş bölgelerinden biri olan Doğu Karadeniz in ekonomik gelişmeyi canlandırması ve bölge insanının yazgısını değiştirmesi bu yolun getireceği en önemli kazanç olacaktır.
Bu düşüncelerle Karadeniz Sahil Yolu ülkemize hayırlı olsun diyoruz.
büyük bir kısmının müteahitliğini fenerbahçe yöneticisi nihat özdemir in yaptığı ve karadenizin doğal dokusunu fazlasıyla bozduğu iddia edilen 2 gidiş 2 geliş olmak üzere toplam 4 şeritten oluşan yol.
aha da eksiklerimizden biri daha. yazmışız karadeniz otoyolu şöyledir, böyledir. tamam öyledir de, bu yol kaç km. dir. nereden gelir nereye gider. vs gibi bilgiler yoktur. önce bilgi sonra şamata. *
Yaklaşık 4.2 milyar dolara mal olan 542 kilometrelik Samsundan Sarpa kadar, 6 il, 63 ilçe, 17 bucak merkezi, 9 liman, 2 havaalanı ve bir çok yerleşim birimine hizmet verecek. bir yoldur.
sonuçta tamamlanmış iddaa lı bir yoldur.turgut özal ın istanbul da arsa vermeyen yalı sahiplerine kapak olsun diye yolu denizin üstüne yapması gibi bir şey.yalnız biraz daha uzunu.
Neredeyse büyük bir kısmı tamamlanan Karadeniz Sahil Yolu Projesi için Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe Güzellikleri kendi ellerimizle azar azar tüketiyoruz. Karadeniz de duble yola ihtiyacımız vardı. Ama bu yol keşke buradan geçmeseydi. Bunu yapanların eli kolu kırılsın demiş.
Ne ilginçtir ki Osman Pepe nin bakan olduğu dönemde 16 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Çevre Etki Değerlendirilmesi (ÇED) yönetmeliği geçici madde değişikliğiyle bu yol çevre etki değerlendirilmesi raporundan muaf tutulmuştu!
Peki neye rağmen?
Mahkeme kararlarına, doğaya, topluma, bilime... Uzmanlara göre Karadeniz artık lineer (çizgisel) bir kent halini almıştır ve en kötüsü geri dönülemez bir aşamaya gelinmiştir. Kıyı kanununun uygulamasına dair yönetmelik yok sayılarak, çiğnenerek kentsel yerleşimler deniz tarafından geçilmektedir. Karadeniz sahil yolu, dehşet verici bir yanlışı simgelemektedir. Bir tarafı deniz olan bu yol; Karadeniz kıyıları boyunca sadece burunları, koyları, kumsalları, falezleri tahrip etmekle kalmadı; yapılaşmayı da üzerine çekerek Samsun Sarp arasının çizgisel (lineer) bir kent haline gelmesine neden olacaktır. Yüzlerce kilometre uzunluğunda Samsun Sarp kıyı kenti (!). Yolun güneyden geçmesi durumunda maliyetin daha da artacağı yönündeki söylemlerin gerçeklikten uzak olduğu, en azından bununla ilgili kapsamlı bir proje yapılmadığından bahsedilmektedir.
Otoyol meraklısı bir başbakana sahip bir ülke olarak dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir manzarayla karşı karşıyayız. Şehirlerin içinden dört şeritli yollar geçiyor! Karadeniz insanı denizden koparılmış, egzoz dumanlarının ve motor gürültüsünün kirliliğine terk edilmiş, ve insanların yaşamı bu yolla tehlikeye atılmıştır.
Projenin ne inşaatçılığın ne de şehir planlamacılığının esaslarına uygun olmadığı ortadadır. Bu proje iktidarın arkasına aldığı birkaç iş adamının ekonomik çıkarlarına dayalı, bilime aykırıdır. Bu proje doğayı hiçe sayan bir ticari zekânın çılgınlığını yansıtmakta ve Karadeniz kültürünü yansıtan balıkçılığa çok ağır darbeler vurmaktadır.
Diğer yandan Karadenizde bu çevresel yıkıma karşı gelişen hareket kısmi ölçüde başarılı olmuşsa da iktidarın ve yandaşlarının bütün yalanlarına karşı örgütlü bir teşhir kampanyası gerçekleştirilememiştir. Başbakanın artık bu yolda daha hızlı bir şekilde gidilebileceği şeklindeki beyanatı gerçeklikten yoksun olup halkı suça teşvik etmekten başka bir anlam taşımamaktadır.
Çünkü; yasalara göre şehir içinde hız limiti 50km/saattir. Herhalde bu yolun şehir içinden geçmediğini söyleyecek de değiller. Osman Pepe’nin açıklamasının arkasındaki tarihsel gerçeklik insanın kanını dondurur niteliktedir. Nereden bakılırsa bakılsın bu söylem yönetici sınıfın, yönetilenler üzerindeki amansız sömürüsünü yansıtmaktadır. Bu ülkede eğer yönetici sınıfındaysanız, insanların gözünün içine bakarak yalan söyleme özgürlüğünüz vardır. Oysa toplumun ve bilimin taraftarı olma yönündeki çabalarınız düşünce suçu kapsamına girecektir.
Evet bu yol kara bir yoldur. Gelecek nesillerin yaşamına yalnızca kara izler bırakacaktır. Bence bundan sonra yapılması gereken şey, Türkiye haritasında Karadeniz’e dört şeritli yollar çizmek ve şehirleri silmektir. Belki o zaman bu şaheserleriyle gurur duyarlar! Karadeniz kendisine yapılan bu acımazsızlığı cezalandıracaktır. Karadeniz hırçındır, önüne taş koyanlara dalgalarıyla cevap verecektir. Karadeniz asidir, yuvasına sığmayacak taşacaktır. Karadeniz anadır, kıyılarındaki canlıları koruyacaktır. Ve yine o yemyeşil yamaçlarına ulaşmak için dalgalarını savuracaktır. Bekleyin...
bütün karadeniz'de yaşanan tipik yaz yağışları ile ne kadar büyük bir hata yapıldığını bunu yapanların gözüne sokan projedir. yavaş yavaş kendi elimizle yıktığımız güzelliklerin kaybolması ruhumuzu da yamultmuştur.
baksanıza bu ahlaksız projeye destek verebilecek akıl yoksunları çıkabiliyor.
bir hatalı karar verdi diye cem papila için 20 bin kişi yürüyen hemşehrilerim, fındık için oralarını buralarını yırtan ey vatandaşlarım...
nereyesunuz ? neredeydunuz?
çocukluğumda doğa harikası falez diplerinde denize girme lüksümüzü rant uğruna öldüren yok eden ve karadeniz sahil boyunu bu anlamda sanki turizmden koparmak için özenerek yapılmış projedir.
tamam! bu şeridi kullanmak sürücülere oldukça keyifli bir yolculuk sunmaktadır. ancak gelin görün ki benim gibi burada doğmuş ve büyümüşler için yok edilen değerleri bilmek insanı kahrediyor. şimdi senede bir iki defa gidip yaşamın tadına varabilmek için iple çektiğim tatillerin sahil ayağı iptal, artık sadece dağlar ve vadi boylarındaki güzellikler kaldı elimizde. onu da hesler, mesler ve peslerle yakında katledecekler...