-en son- on sene önce gittim Trabzon'a. Kitap evlerini dolaştım, Ş. Teoman Duralı hocanın "Omurgasızlaştırılmış Türklük" kitabı ile beraber üç-dört kitap satın aldım, baldız -komşusu- Nazan Bekiroğlu h.hanımın -bir o kadar- kitabını hediye etti, sağolsun. birde kemeraltı işporta tezgâhlarında - en fazla- A.Hitler'in "kavgam" kitabının satıldığını fark ettim! -ayak üstü- "Türk Milliyetçileri" ile sohbet ettik. -Arabistan dönüşü kendi kendime- ha bu "akp. mel'aneti iktidardan düşmeden bir daha Trabzon'a gitmeme sözü vermiş idim?" Elhamdülillah hemen-hemen meramımıza kavuşmuş olduk. -ölmez sağ kalır isek- Bekle bizi Trabzon, gözümde tütüyorsun!.
ayrıca burun meselesi tam olarak öyle değil, tzan denilen bir milletten gelenlerin (genelde rizenin de doğusunda) burnu uzun olur genetik olarak. karadenizin çok küçük bir yerini kapsar bu durum.
Yaşıyorum kışın yağışlı nemli soğuk, yazın deniz kötü de olsa en azından var lakin mevsim kısa. Yeşillik fena değil. Şehrimin sahil kesimini seviyorum. Arada ulan Rusya bir bomba atsa donanma gelse ilk biz güme gideriz diyorum ama olsun.
Açılın beyler bir Artvinli olarak en doğu Karadenizli benim. Bizden sonra memleket bitiyor. Öyle bartınlı, zonguldaklı filan olup da biz karadenizliyiz diye poz kesmenin hele allah esirgesin Kastamonulu olup hızlı hızlı Çankırı şivesiyle konuşup da karadenizliyim demenin alemi yok.
Şimdi gelelim esas meseleye, karadeniz o kartpostal güzelliğiyle insanın içini cezbediyor evet ancak “yaşamak” öyle göründüğü kadar kolay değil. Bizim köy ilçeye 22 km mesela. Temel tüketim maddelerine öyle kolayca ulaşamıyorsun yani. Lazım olabilecek şeyleri tedarik etmek zorundasın.
Köyde ise nüfus yoğunluğu çok azaldığından doğa ile amansız bir savaş halindesin. Maşa ile koca ayı gibi bir hayat düşün. Abartısız aynen öyle lan! insanlar camiye giderken ayı çıkar kurt kapar diye otomatik tüfekle evden çıkıyor. Lan köpek kadar tavşanlar var. Hani tavşan fıtrat olarak ürkek bi mahluktur derler ya alakası yok. O boyda tavşanı görünce sen ürküyorsun bilader. Ben ilk gördüğümde annanısiim o ney la dedim. Hayır korkmuyor da pezevenk! Mahallenin haplı psikopatı gibi kaşını gözünü oynatıyor ayarsız ayarsız! La havle çekiyor belaya bulaşmıyorsun. Bi yerde çoluk çocuğun var mecbur! Hayır bi yerde vursan da sıkıntı. Karadeniz’de tavşan terörü diye etiket olursun kimseye derdini de anlatamazsın!
Onun haricinde bildiğin mağduriyet bölgesi. Turkcell harici telefon çekmiyor mesela. O da caminin ordan çekiyor. Köyün gençleri fanfinleriyle cami avlusunda sexting yaparken cemaat lahavle filan çekiyor. Kafayı kırarsın!
Su yok! Yok derken tesisat olarak yok yani! Yoksa heryer çeşme. Ama ne bileyim! Sanki bir medeniyet göstergesi gibi bişey evin girişinde su saati olması! O bizde olmadı işte! Bilinçaltımda hep eksikliğini yaşadım!
Elektrik var! Hahaha şaka gibi yıl olmuş 2020 elektrik var diyorum kubara kubara! Evet var ama kışın kar yağınca elektrik kesiliyor. Öyle 1 saat 2 saat filan değil lan! 1 hafta 10 güne yapılırsa öp de başına koy!
Yollar çok kötü. 90’larda çocuk olanlar camel trophy izlemiştir bilir. Aşağı yukarı onun bi tık altıyız desem yalan olmaz. Ulan diyorum insanoğlu bilmemkaçbin yıl yaşamış, uzaya uydu göndermişiz filan ama halen daha köyde araba girmemiş, girmesi de imkansız olan mahalleler var, coğrafi konumsuzluğumuzu sikim amk!
22 senedir yapıp da bir faydasını görmediğim gereksiz eylem.
Karadeniz esasında enlem olarak kuzeyde orası güzel de sonuçta türkiye'nin bir parçası.
O yüzden tadı yok. Köylerde insan kalmamış. Zaten yaşanacak yer değil karadeniz köyleri. Öyle iki yayla gören karadeniz'i cennet sanıyor amk.
insanları iki türlü. doğu karadeniz insanıyla orta karadeniz insanının ortak yönü yok.
Tabii orta karadenizli mallar istanbulda filan " celeyrum cideyrum " diyor ya insanın ne diyon mal deyip ağzına vurası geliyor.
Mutlaka kendilerini türkiye'de bilinen karadenizli sıfatına sokacaklar.
Orta karadeniz ağzı ile doğu karadeniz ağzının alakası yoktur.
ha bir de bonus batı karadeniz var.
Ama hiç batı karadeniz dizisi göremezsiniz. Batı karadenizle ilgili tek şey kömür.
Bir de sağlam ormanları var hakkını yemeyelim.
akdenizde öğrencilik yapan birisi olarak balığın suyu özlediği gibi özlemişim dediğim toprağımdır.
(bkz: hamsi)
(bkz: fındık)
(bkz: çay)
(bkz: yağmur)
(bkz: çamur)
(bkz: yayla)