son sahnede nazım hikmet in kerem gibi şiirinden meşhur bir dizeyi araya serpiştiren komünist senaristlerin yazdığı dizi.
ulen buna ne gerek var? komünizm propagandası mı yapıyorsunuz? eee ben ülkücüyüm, benim gibi bu diziyi izleyen ülkücüler için ne cevap vereceksiniz sayın senaristler?
bunca zaman bu diziyi izledim, başlarım sizin komünist göndermelerinize ha.
edit : anlaşılmayacak bir şey yok millet. araba patlayınca kimin öldüğünü göremedik ama aradan geçen 8 ayda mahir gitmiş birilerinden intikam almış, birilerini fena halde öldürmüş, doğramış vs vs. onun davası görülüyor işte.
dizi finalinde mahir'in annesi'nin yahut küçük nazif'in hakka yürüyeceği dizi. kadın önce ölümden bahsetti. aha bu gidici dedim sonra allah sıralı ölüm versin deyince küçük nazifle ikisi gidici diyorum.
son bölümünü az önce bitirdiğim. sezon final bölüm fragmanından anladığım kadarıyla. ölen kişi küçük nazif olacak, mahir'de ortalığı kasup kavuracak. malum nazif karadayım diye hitap ediyor mahire bu lakabıda bu şekilde almış olacaktır.
AYTEN KARAKTERiNE GERÇEKTEN ÇOK ÜZÜLDÜĞÜM DURUMDUR. BOY YOK 2 METRELiK MAHiRE ASILIYOR. BiRDE BARUTA TAKILDI. YEDi DARBEYi. DiZiDE BACIMIZDA OLSA SONGÜL KARAKTERi 10 ÜZERiNDE 11 PUAN ALIR. OTUR SEYRET YEMEK YOK. GÜZEL DiZi.
Herkesin mahirin bacılarına yanık olduğu dizi. sen kalk o kadar nüfuslu şehirde (hadi o zamanlarki nüfusu az desek istanbulun yinede çok insan yaşıyor) komiser gider mahirin bacısına vurulur, seyis denilen mor dudaklı gider ilknura vurulur. e bu mahir ne yapsın şimdi?
herkes mi mahirin bacılarına vurgun olur, ayrı bir film çıkar yeminle, "mahirin bacıları" sinemalarda...
hikâye dönecek ya tabi, senaryo bu, olacak ya, hepi topu iki kız kardeşi var, ne kadar diziyle alakalı adam varsa mahirin bacılarına yangın.
şu dizi bitsede bergüzar'ın cildi bir rahatlasa ayrıca, yazık kızın cildi ağır makyajdan sivilce manyağı oldu.
sincap dalyan yine çok şeker. gülünce aynı sincap.
berdan desen, mor dudaklı seyis gelince ikinci plana itildi.
songül desen tapıyoruz. ilknur desen kaçıyoruz...
orhan desen mor dudaklının yolundan gidiyor.
o gazete dağıtıcı piçi kimse vurmayacaksa ben vurmaya talibim. beynimizi yiyiyor her hafta. yazıyooooor, yazıyor.
ayten desen amı götü dağıttı, sema öztürk desen sanırım sürekli o gencecik yaşında operasyon geçiriyor, o güzel kadın çirkinleşmiş. ne gereğin var genç yaşta anlamadım ki.
halit ergenç ise ciddi anlamda karısını kıskanmıyorsa ben onun yerine kıskanıyorum. çelik gibi sinirler, ve sağlam irade dedikleri bu olsa gerek.
bu arada en iyi rol yapanlardan biride mor dudaklı seyis kanaatimce. ben bile ekran başında hafiften tırsıyorum. bide sevabına gazeteci piçi vursa duacısı olurum.
pazartesileri hayatla bağımı iki saatliğine bile olsa koparmama sebep olan dizi. eski atraksiyonu kalmasa bile cancağızım ölmüş olsa bile hala eski tadını yitirmemiştir. birde şu Mehmet zayım ölse çok güzel olacak her şey.
Karadayı 74.Bölüm Fragmanı ile ATV Ekranlarında 9 Haziran Pazartesi günü izleyiciler ile buluşacaktır. Herkese şimdiden iyi seyirler diler yorumlarınızı bekleriz. Kaynak: http://www.dizibolumfragm...yi-74-bolum-fragmani.html
kenan imirzalıoğlu'nun sadece bu dizide tükettiği çay miktarı, oynadığı bütün dizilerde dövdüğü adam sayısından fazla olan dizi. dizinin kendisi desen vıcık vıcık aşk sahnelerinden ibaret. geriye kalan zamanda da (dizi bu arada 2 saat falan sürüyor) hikaye bin bir çeşit entrika etrafında dönüyor. bir kötü adam ölse de hemen yerine bir yenisi geliyor. sırf reyting getirsin diye akla sığmayacak abartılı bir sevda hikayesi anlatılması ilk başta etkileyici gelse de bir süre sonra insanın içini bayıyor. bu zamanda böyle bir sevda yaşayan yetişkin bir insan mı kaldı yahu. koskoca kadın hakimlik kariyerini, itibarını, ailesini ve hayatını bitirmek uğruna yine de aşkından bir türlü vazgeçemiyor. aşkı desen ailecek hapishane müdavimi olmuş zaten. babaları hapse girip çıka çıka artık folloş oldu. küçük kardeşi desen koğuş ağası bile oldu. ayrıca bir adet türkan şoray benzeri 1.45 boylarında kız var. o nasıl bir itici oyunculuk ve ses tonudur yarabbim. işin kötüsü onca kadın karakter öldü bu hala yaşıyor. bu arada bergüzar korel'in kenan la olan aşk sahneleri halit ergenç için fazla sorun oluşturmuyor sanırım. belli ki bölüm başı için oldukça iyi para teklif edilmiş. maşallah zamk gibi yapışmış bir vaziyette birbirlerinin tükürüklerini ve terlerini içmedikleri kaldı.
bu saatten sonra izlemek isteyenler için özet geçiyorum.
-ama mahir biliyorsun aşkımıza emek verdim, beni bunlarla suçlayamazsın.
-biliyorum sevdalım, lakin ne yapmamı bekliyorsun, gözümün nuru, hayatım.
bir de dipnot: bütün diyaloglarda dönem dizisi o dönemin ağzı ayağına "lakin" kullanılır.
şaşırmayın.
ara sıra "ama" ağızdan kaçıyor ama olacak o kadar.
zaten başkada kelime yok.
deveyi yüzüp kulağına gelip gelip kuyruğuna geri dönen ve izleyenleri çıldırmasına neden olan enteresan bir dizidir. tamam savcı turgut öldürüldü. ölmeden önce kanı ile hapishane duvarına bakan ibnesini yazdı, sonra ne oldu, hapishanede işi biten istifa eden karadayıya ne güzel delil çıkacaktı, onu çağıracaklardı o duvarı silip badana edecekti falan da filan da. en önemlisi bir numaralı delili hayatı pahasına yetkililere teslim ettiler bakalım oradan da gizli bir el gelip bu belgeleri yok ederse yuh artık derim.