babam izliyor bende bakayım dedim aynen şu diyalog geçti.
karadayı: sen ölmemişmiydin savcı bey.
turgut: biliosun ezelim reaksiyon tutmadı ya.
ezel: beni ne karıştırıonuz lan.
turgut: olm tamam amk saçmalamayın.
feride: lütfen seyirciye aptal muamelesi yapmayalım.
arka sokaklar rıza baba: bizi hiçbir zaman geçemeceyeksiniz saçmalama konusunda.
hadi beyler göreyim sizi.
babası vefat etmiş insanları duygulandıran dizidir. sadece bana mı oluyor bilmiyorum ama ne zaman mahir ile babası karşılassa bi hüzün çöküyor. kalp krizi geçirip hastaneye yattığı bölüm de bile sanki mahir olup çıkıyor insan. sanki kendi babamız gibi yaşatıyor dizi, sanki sen tutuyosun onun elini, sanki sensin onun nefesi. yaşıyor işte er kişi.
buraya yazıyorum bu sezonun ve hatta finalin kilit karakteri belgindir. (bkz: funda eryiğit) Bazı ipuçları da zaten ben dahil bazı izleyicilere belginle feridenin kardeş çıkma ihtimali olduğu izlenimini uyandırmış . Okuduğum bir bölüm eleştirisinde anne bir kardeş çıkacakları düşünülmüş ancak hatırlatalım annenin zaten geçmişinde öyle bir olay vardı ve yerli yersiz seyirciye onu araya sıkıştırdılar . Kaldı ki belginin karanlık yönü de bize beyefendiyi işaret ediyor.Her koşulda finalde beyefendiyi öldürenin veya bu yolda ölenin belgin olacağını düşünüyorum . Ayrıca kardeş varsayımı gerçekleşse de gerçekleşmese de bu iki kadın bir araya gelip biri olayların hukuki cephesinden biri kuralsızca içerisinden peşine düşüp güçlerini birleştirseler diziye hareket gelir.
ayrılığı iliklerime kadar hissettirdikleri için sonsuz teşekkürler. kör kuyularda, derin kederlere gark ettiler halihazırda hassas olan bünyemi. merhaba depresyon, merhaba karanlık günler.
bütün her şey iptal edilerek elde bir tencere mısır patlağı yanında mandalin portakal tuzlu ayva eşliğinde yer yer ağlayarak yer yer gülerek izleyeceğim tv izleme sebebim dizi.
ha bu arada kukiciğimde seviyomuş lan bu diziyi. gel bebeğim bigün beraber izleyelim.
her pazartesiyi iple çekmeme sebep olan dizi. beni bu diziye bağlayan en önemli sebeplerden birisi ise seneryosunu 2 tane kadının yazması. yani o kadar vurdulu kırdılı argolu bu diziyi 2 kadın uyarlıyor. öyle ki; kabadayıların buluşma mekanı mumlarla dolu. bir sürü mum yanıyor. her adım da 7-8 tane kalın mumlar var. ulan sanki fantezi peşine gelmiş adamlar. öyle romantik sahneler var ki, filmin ismi karadayı ama ağlayan ağlayana. sular seller gibi ağlıyo hepsi. aşk aşk aşk hep aşk var. nostaljik şarkılar, günlük tutmalar, birbirine edilen iltifatlar, yer yer kavgalar ve aşk acıları.
hani öyle bir senaryo ki elin kuaförcü kadınını bile mafya niyetine kabadayıların arasına sokmuşlar. mahirin boşanan kız kardeşi mafyadan birine aşık. diğer kız kardeşi ise yine mafyadan birinin kardeşine aşık. mahirin erkek kardeşi de mafyanın karısına ( yılan merdan) aşık. mahirin ilk sevgilisi ayten de zamanında mafya ile (barut nejdet) evlenmişti. halen mahire aşık. ulan hakime hanım bile kardayı'ya aşık.
görünen o ki; bu diziyi yazan senarist kadınlar feci bir aşk acısı çekmiş. dizinin ismi karadayı değil de, karaaşk olsa olurdu. ha bir de mahirin avukatı da mahirin büyük kardeşine aşık. o adama da çok acıyorum . elinde çanta sik gibi gezinip duruyor. gitti kadın elden haberi yok. final sezonunda ya 20 kişilik toplu nikah töreni yapılır. ya da tüm aşklar teker teker ölür. keşke songül ölmese. çok güzel kız o. peri gibi.