karadayı mahir nam-ı diğer kenan imirzalıoğlunun eski mesleği badigartlık'tır efendim.
bir dönem kendisi benim bedigartlığımı yaptı. babası nazif efendi ise bahçevanımızdı. lakin bir gün nazif efendi işlemediği bir hırsızlıkla suçlandı ve işten atılmasına karar verildi.
mahir'in ise bundan sonra tek bir amacı vardı. o da peder beyini kurtarmak. lakin aynı vakitte imkansız bir aşkın - benim memişerimin aşkının- pençesine düştü. çünkü mahir, yalının biricik hanımı dünyalar güzeli bendenize istanbul hanimefendisi'ne yanıktı.
bir de kardeşi vardı mahir'in adı songül'dü. pek çirkin bir şeydi. minyon memişli kara kuru bir kızdı.
neyse kuzum, birgün mahir dayanamadı bana aşkıını ilan etti. bense çok sinirlendim. lakin mahir'in adeleli kollarından da etkilenmiyor değildim. mahir'in pazusunu istemsiz olarak okşamaya başladım:
- düzenli olarak spor mu yapıyorsunuz mahir kuzum?
o yayvan bıyıklarının altından gülümsedi. tam elini memişlerime doğru atacaktı ki songül paçozu bizi gördü. hemen bizi peder beyime ispiyonladı.
sonra da hepsini birden işten attık.
duydum ki mahir şimdilerde bir avukat hanıma aşıkmış. adı da ferideymiş bu hanımın. peki feride hanım benim kadar güzel midir?
elbette değildir. bir tırnağım etmez. ancak umarım mahirle mesud ve bahtiyar olurlar.