bir yoruk ozanidir. surekli ordan oraya goc etmis ve her goc ettigi yerde baska bir guzele asik olup, ona siirler yazmis, soylemistir. aslinda karacaoglan guzelligin kendisine asiktir guzelden ziyade, bu yuzden guzellik kavraminin icine giren her seye asiktir; doga, ilkbahar, cicekler, kuslar... ve bunlari anlamli kilan bir guzele de her zaman asik olmustur.
bana kara diyen dilber
kaşın kara değil mi?
bana kara diyen dilber
gözün kara değil mi dizeleriyle kendisine artislik yapan güzele ayar vermiş,
koyun meler,kuzu meler.
sular hendeğine dolar.
ağlayanlar bir gün güler,
gamlanma gönül gamlanma diyerek çevresine umut aşılamış halk ozanımızdır.
naçar karacoğlan naçar
pençe vurup göğsün açar da noolcak bu karga nın hali sebebiyle söylenmiştir.O zamanlar biraz avareydim tabi...
ha unutmadan hece ölçüsüyle söylemiştir tüm gönlünden geçenlerin biz daha serbest ölçüde bir şeyler yapamazken...
17. yüzyılda yaşamış asıl ünlü olanı. edebiyatımızda 6 tane karacaoğlan olduğu düşünülüyor. şiirlerini, türkülerini bildiğimiz en ünlü karacaoğlan, 17. yüzyılda yaşamış, asıl adı hasan olan karacaoğlandır. kendisi anadolunun birçok ilini dolaşmış, anadolunun güzelliğini şiirlerine de yansıtmıştır.
1606 yılında dogmus 1679 yılında vefat etmiş ünlü halk ozanı.dogum yeri belli degildir tıpkı ölüm yeri gibi bu nedenle birkaç yerde mezarına rastlamak mümkündür
incecikten bir kar yağar,
Tozar Elif, Elif deyi...
Deli gönül abdal olmuş,
Gezer Elif, Elif deyi...
Elif kaşlarını çatar,
Gamzesi sineme batar.
Ak elleri kalem tutar,
Yazar Elif, Elif deyi...
çocukken , 'ibrahim tatlıses teyzemin adına şarkı yapıyo da benim adıma neden yapmıyoooo!!' diye ağladığım zaman bana örnek verilen ve ezberletilen şiirin sahibi ozan.
yerli casanova. ama casanova tabi karacaoğlanın zıçtığı bok olamaz.
adı bazı kaynaklarda Simayil, kendi şiirlerinden bazısında ise halil ve hasan olarak geçer. akşehirli hoca hamdi efendi'nin anılarına göre karacaoğlan yetim büyüdü. çirkin bir kızla evlendirilmek, babası gibi ömür boyu askere alınmak korkusu ve o sıralarda çukurova'da derebeyi olan kazanoğulları ile arasının açılması sonucu genç yaşta gurbete çıktı. iki kız kardeşini de yanında götürdüğünü, bursa'ya, hatta istanbul'a gittiğini belirten şiirleri vardır. yine bu şiirlerinden anlaşıldığına göre, bursa'da ev bark sahibi oldu, evlat acısı gördü. anadolu'nun çeşitli illerini gezdiği, rumeli'ye geçtiği, mısır ve trablus'a gittiği de sanılıyor. yaşamının büyük bir bölümünü çukurova, maraş, gaziantep yörelerinde geçirdi.
vara vara vardım ol kara taşa
hasret ettin beni kavim kardaşa
sebep ne gözden akan kanlı yaşa
bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
karac'oğlan der ki kondum göçülmez
acıdır ecel şerbeti içilmez
üç derdim var birbirinden seçilmez
bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
aynı yunus emre gibi, anadolu' da çoğu yerleşim biriminin sahiplendiği büyük halk ozanı. genel kanı ise, mersin ve çevresine yerleşmiş bir aşirete mensup olduğu, bu aşiretten bir kıza aşık olduğu, aşiret beyinin akrabası olan biri kızı çadırına hapsedince aşireti terkettiğidir. alıkoyan şahıs, aşiretçe linç edilirken, karacaoğlan sır olmuştur. hakkındaki kimi manzumeler ve söylentiler, cennet ve cehennem mağaralarında intihar ettiğini iddia etmektedir. hatta halk arasında, kalbi çok temiz olanların cennet ve cehennem mağaralarının girişine gelip kulak kabarttığında, insanın içini titreten saz melodileri duyacağı söylenegelir.
bazı kaynaklarda adı ismail ve hasan olarak geçmektedir. yapıtlarına bakıldığı vakit, çok farklı yörelerin renkleri insanın karşısına çıkar. doğa, yapıtlarında başlıca temadır. göçebe olan karacaoğlan, doğadan kendini kesinlikle ayırmaz.
karacaoğlan, yaşamı hakkında çok az şey bilinmesine rağmen, anadolu' nun kültür mirası için çok önemli bir isimdir.
aşık edebiyatı' nın tek özgün şairidir.
dili sadedir. eğitim görmemiştir.
koşma ve semaileriyle ünlüdür.
yerel söyleyişlere de yer verir.
aşk, ayrılık ve doğa güzelliğini işlemiştir.
şiirleri günümüzde bilinen tek şairdir.
her güzele aşık olma potansiyeli taşır, yaş farkını hiç önemsemez.
nerede doğduğu konusunda çeşitli rivayetler olsa da şiirlerinin bir bölümünde de geçtiği gibi adana'nın kozan'lı olması en büyük ihtimal olan büyük türk halk şairi..
ayrıca yaşadığı büyük aşklara rağmen ölümü aşkın kaybedilmesi olarak gördüğü için kendisini aşk acılarıyla öldürmeyi göze alamayacak kadar ölümden korkmuş, aşka tapmıştır..
şöyle bir vakitler yiyip içerken
yiyip içip yaylalarda gezerken
gene mi geldin ben senden kaçarken
var git ölün bir zaman da gene gel
anayı atayı dün aldın yeter
var git ölüm başka zaman da gene gel..
yüzeysel bir bakış açısıyla; karı manyağı olarak görülebilecek karac'oğlan bence gerçek dahilerdendir. kendi sesinden eserleri şu anda dinleyemeyeceğimiz için aynur haşhaş isimli sanatçıdan serhoş isimli türküsünü dinlemenizi öneririm.