bolca var bu yoksunlardan.
neymiş efendim, sovyet karabağ'ı azerbaycan'a vermiş ama aslında ermeni nüfusu varmış, haklarıymış.
bir de bunu entel dantel olacam diye hümanistlik yapan türkiye tayfası söylüyor.
sorun değil, hemen useless kendilerini silksin de ne olduğunu anlasınlar.
ibretlik olarak izliyoruz efendim:
en baştan başlıyorum. karabağ'ın isim kökeni çok açıktır. kara bir bağ işte dahası yok. oha amk geriye git dedik de o kadar değil ne yaptın milattan önceden başla istersen diye düşünüyorsanız sakin olun mk bunu niye söylediğimi de açıklıyorum. karabağ'ın ermenice adı yoktur. evet, bildiğiniz yoktur. şu an ki de jure dağlık karabağ isminin resmi ermenice şekli Lernayin Gharabagh şeklindedir. ne lan şimdi sadece bunla ermenilerin olmadığını mı kanıtladın güldürme adamı hahaha diyorsanız, daha bu yazımın başlangıcı, küçük bir bilgi canısı. dur sen daha dur.
yıl- yer: 1823'de Karabağ
Ailelerin sayısı
Azerbaycan Türkleri: 15.730 (yaklaşık %75)
ermeniler: 4.365 (yaklaşık %25)
sonradan, 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve 1804 - 1813 iran - Rus Savaşı sırasında karabağ ermeni göçü alıyor. 1825-1826 tarihlerinde 18.000, 1828'de 500.000, 1829 Osmanlı-Rus Edirne Antlaşması ile 84.000 Ermeni Karabağ ve civar bölgelere aktarılıyor. bunun sonucunda 1832'de rus sayımına göre, bölgede %65 az. türkü ve % 35 ermeni kaydediliyor. yani bölgede şöyle ermeniler vardı, böyle vardı hikayesi yalan. bilerek, bilinçli ermeniler göç ettiriliyor.
bilinçli olduğunu da şu şekilde anlıyoruz,
19 Mayıs 1783'te Knez G. A. Potyomkin II. Katerina'ya (rus çariçesi yani kraliçesi) yazdığı mektupta şöyle diyor:
''Fırsat bulunca Karabağ'ı hemen ermenilerin kontrolüne vermek ve böylece Asya'da bir Hristiyan devlet kurmak lazım''
bunları yapmaktaki ana amaç az. türklerini bölgede azınlık durumuna düşürmekti yani.
kaynak: 18.yüzyılda Ermeni-Rus ilişkileri, Erivan, 1967, s. 204-205 'ten aktaran Dursun Yıldırım ve Cihat Özönder, Karabağ Dosyası, Ankara, Türk kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1991, s. 84.
kaynak2: http://www.karam.org.tr/Makaleler/931732456_acar.pdf
geliyorum günümüze yakın tarihlere. Karabağ tartışması 1988-1989 yıllarında bölgede karabağ'ın bazı kesimlerde yoğun nufusa sahip olan ermenilerin bağımsızlık kararı almasıyla başlıyor. ermeniler rusya'nın da ''hadi koçum'' demesiyle beraber büyük ermenistan hayali ile kafkasları ve anadoluyu hızla örgütlemeye başlıyor ve bunları gören az. türklerinin de elleri armut toplamadığı için bu olay etnik çatışmanın temelini oluşturuyor. o zaman daha iktidar olalı 1 ay bile olmayan sovyet lider yeltsin, yanına bizim 'baba' * nursultancığımı da alıyor ve önce xankendli'ye oradan da erivan' a geçiyor ve azerbaycan- ermenistan arasındaki ithilafı çözmek için uğraşıyor. yeltsin'i 40.000 ermeni meydanda toplanarak karşılıyor. bu olaydan 4 gün önce ermenistan referandum ile sovyetlerden çıkımaya ve bağımsızlığa evet demiş. neyse bunlar ermeni ve az. türkü lideri bir araya getiriyor ve gerçekten bir çözüme varılabiliyor. özellikle ermenistanın gördüğü tek adam gibi lider olan Ter-Petrosyan da bu konuda barışçıl tavır izliyor. ne varki o 40.000 kişilik karşılama bir gösteriye dönüşmüş ve bağımsızlığa evet diyen ermenistan 2 gün sonra bağımsız olmuş. ter- petrosyan'ı deviriyorlar ve başa baya bildiğin ermeni ırkçısı birini getiriyorlar. sonra da 1980'lerin ilk yarısında mahalleden mahalleye taş atma çapında olan etnik 'atışmalar', 1990'da iki ülkenin birbirine girdiği bir savaşa dönüşüyor. bir genel kültür olarak, bu etnik çatışma sscb'deki ilk etnik çatışmadır.
şimdi bizim ermeni sevicilerin çenesi kapanmıştır umarım.
--
useless gururla sundu. şimdi kısa bir reklam arasından sonra akşama doğru savaşta iki tarafın tutumlarını yazacağım.
---
