herkese yada en azından bi yakınına karabasan en az birkez gelmiştir ve onu anlatır.
sizse *uzaktan ezik ezik bakmaya mahkumsunuzdur, hep bunun ezikliğiyle yaşamışsınızdır derken günlerden bir gün yada gece kımıldayamadığınızı fark edersiniz ve etraf karanlıktır hiç birşey göremezsiniz seviçle içinizden allahhhhhhh bu defa sanırım oldu geldi diye sevinirsiniz tabi gözlerinizi açmak aklınıza geldiğinde yine hayal kırıklığına uğrarsınız gelen giden yoktur, sadece çarşafa dolanmışsınızdır ve kımıldayamıyorsunuzdur.
karabasan- öhhö hööhhh...
c-hööö hasskk ka karabasan!
k-clinkkk mpff mpfff püffffffff..
c-basmıycan mı?
k-bilader beni yanlış anlıyosunuz. ortada bi yanlış anlaşılma söz konusu!
c-ne gibi abi?
k-sanki işim gücüm yok millete yük oluyomuş gibi lanse ediliyorum ona bozuluyorum.
c-hımmm. o değilde o sigarayı söndür istersen peder senin görevi devralcak yoksa.
k-ha pardon yaa valla çok özür mppffff. zirveye geliyon dimi?
c-he geliyom geliyom hadi görüşürüz.
k-tamam hadi hacim görüşürüz.
geceleri gelip, uykuda insanı rahatsız etmeye, hatta öldürmeye bile çalışan varlık.
dün gece saat 04 sularında gelip, uykumun içine etti.
ne istediğini de söylemiyor. sırf gıcıklık olsun diye yapıyor.
gece saat 02:00 itibarıyla başıma gelip beni sabaha kadar uyutmayan metafiziksel varlık. tırstırıcı etkisinin artmasının sebebi matrix'de bahsedilen uyku ile uyanıklık arasındaki o ince çizgide sesinizin çıkmaması, soluğunuzun kesilmesi ve kasılıp kalmanızdır. bana şu şekilde gelmiştir kendisi ve mantıksızlığın dik alasıdır. kendisini dün gece şöyle tecrübe ettim ne yazık ki. * kendi arkadaşlarımla ilgili bir rüya görüyordum, birden heroes dizisinden the haitian üzerime çullanıp, boğazımı sıktı. sylar moduna girip parmağımla kafasına doğru işaret yaparak kesmeye çalıştım diyeceğim ama gel gör ki elde kuvvet ne gezer. içimden dedim ki hiro nakamura var. o kurtarır beni ıstıraptan. hem kılıcı da buldu. nathan petrelli gelir mi diye geçirdim aklımdan ama o da gelmedi, zaten the haitian'da ikinci fatiha'mın ortasında yavaştan terkeyledi beni. tamam kafayı yemişliğimi kabul ediyorum. ama kardeşim rüyada bile bahtsızlık devam ediyor. heroes'tan gele gele the haitian mı gelir kardeşim ya. ulan ne bileyim niki gelsin, amigo kız gelsin, prison break'ten sara tancredi gelsin. lost'tan kate gelsin. * hayır kardeşim olmaz böyle şanssızlık.
stres, kaygı zamanlarında yatılan uykulardan bir türlü uyanamama, aslında uyanma ama, gözünü açamama, kolunu kaldıramama, başını döndürememe durumları. ilk yaşanıldığında berbat bir tecrübedir. sonralari, bu durum yaşanıldğında, yerinde olan bilinciniz, nasıl olsa biraz sonra geçecek diye telkinde bulunur, boşu boşuna hareket etmeye çalışmassınız. korkulacak şey değidir yani.
hayatımın sıkıntılı dönemlerinde uykumu kabusa çeviren, bazen geldiğini hissedip kendimi uyandırmayı başardığım bazen de içine yuvarlandığım iğrenç durum. bağırmak istersin bağıramazsın, hareket edemezsin, kulakların uğuldar. sıklaşması halinde uyumaya korkar hale getirir insanı, öyle de lanet bir şeydir.
rem felci denilen olayın halk arasındaki adı. beyin normal uykudan rem uykusuna geçtiğinde vücudun motor sistemini kilitler. bunun nedeni istemsiz bir şekilde kendimizi yaralamamamızdır. misal rüyanızda koşuyorsunuz beyin bacaklarınızın hareket etmesine izin verseydi yatakda debelenip duracaktınız vs vs. rem uykusundan tekrar hafif uykuya geçerken bu olay kaybolur. ancak rem uykusundan ani bir şekilde uyanırsanız beyin bir süre daha rem felcinde kalır. bu süre içinde hareket edemez ses çıkaramazsınız. üstünüzde ağırlık hissetmeniz aslında hareket edemediğiniz için meydana gelen bir yanılsamadır. kötü bir kabus görürken aniden uyanmak bu duruma örnek verilebilir. yada dış etkenlerden ötürü aniden uyanmakta bu duruma sebep olabilir. inle cinle bir alakası yoktur gayet normal bir olaydır ve bilimsel açıklamasını bilenler bu ilginç tecrübeden korkmak yerine oldukça zevk alabilirler.
genelde uyku bozukluğu belirtisidir.. derin uyku evresinde beyin, ruyaların etkisiyle hareket etmememiz, uyur gezerlik yapmamamız için vucudu felç eder. bu derin uyku ve felç sırasında aniden uyanan insan da doğal olarak hareket edemez ve uzerinde bir baskı hisseder. vucut kendini belli bir sure sonra açar ve rahatlarsınız. cinle, periyle alakası yoktur.
şu ana kadar hiç karşılaşmadığım ama hakkında sayısız efsane duyduğum yaratık.örnek:
her zaman takıldığımız internet kafedeyizdir,yan tarafta heyacanlı bi muhabbet başlar istemeden kulak misafiri olunur.
-olum dün nooldu lan bilmiosun?(heyecanla)
-nooldu lan annat(merakla)
-aga dün bana goncaloz geldi.(ilk duydugumda one msnskym dedim ama karabasanmış).aga kapıdan ses geldi,baktım tuhaf bi sis gibi birşey kapıyı araladı ve yaklaşmaya başladı ama ben sadece izliyorum.(allah allah dinlioruz)
-eee olum sonra(daha bi merakla)
-aga hareket edemiyorum yatakta ölece izliyorum.yaklaştıkça yaklaştı,bole panter gibi bişey ,sonra üstüme cıktı ve boğazıma sarıldı
-vay mna koyim ee
-aga hareket edemiyorum elim kolum bağlı,yumruk atıcam olmuo,tekme atıcam olmuo ölücem
-hassiktir ee nası kurtuldun
- mnskym dedim bu boyle olmıcak tükürmeye başladım suratına oda kayboldu
-aga bizim de başımıza gelirse ole yapalım bari işallah gelmez(yok artık lebron)
-yok olum siz yatmadan duası var onu edin daha garanti.
-vallamı ole yapalım ozaman.
hayatımda ilk defa geldiğinde, kalbimin üzerindeki elini tutup yakaladığım ve yüzüne baktığım, ne beden uyurken beynin uyumaması, ne de beyin uyurken bedenin uyumamasıyla yakından uzaktan alakası olmayan, tamamen gerçek ve var olan insan dışı bir varlık! *
Sıkıntılı psikolojimin bana kurguladığını düşündüğüm hayvan mı? insan mı? in mi? cin mi? ne olduğunu anlayamadığım "ara ara gelin fazla özletmeyin gelinde geceleri çay içelim" dediğim ne hikmetse evde sayesinde bu gece de kara hasanlar geldi mi? diye dalga konusu olduğum gıcık kıl olduklarım
ev arkadaşımın başına da gelmiş güler misin, ağlar mısın, hatta altına zıçar mısın denilebilecek garip bir olaydır. şöyle ki;
arkadaşın uykusu acayip ağırdır, yani uyurken ağzını burnunu kırsan uyanmaz o derece neyse bi sabah tuvalete gitmek için uyandığımda arkadaşımın odasının ışığının açık olduğunu farkettim lan napıyo bu dingil sabahın köründe acaba, kesin ışığı açık unutup sızdı salak diye düşünüp odasından içeri kafamı uzattım ve arkadaşın hiç kıpırdamadan angut gibi tavana baktığını gördüm.
napıyosun olm derken
- abi dün gece başıma bi olay geldi inanmazsın, gram uyku uyumadım
+ e anlat
- gece bi kız beni çağırdı, yardım istiyordu bende peşinden giderken bi uyandım balkondayım noluyo a.q. ben napıyorum burda felan bi afalladım neyse acayipte uykum var tekrar yatağa döndüm yattım aradan 5 dakka geçti geçmedi üstümde bi ağırlık, hiç bir yerimi oynatamıyorum. sonra birden boynumda bi dudak hissettim, ciddi ciddi dudak. başladı beni öpmeye, uğraşıyorum ama ne sesim çıkıyo ne de bi yerimi oynatabiliyorum derken bu beni bi kaç kez daha öptü, ahanda ırzıma geçiyolar felan diye düşünürken aklıma ayet el kursı duası geldi onu okumaya çalıştım ama yok, bi türlü okuyamıyorum neyse bu arada hala ırzıma geçiliyor, iyice delirmek üzereyken kendime geldim, hareket etmeye başladım ondan sonra da böyle sabaha kadar uyumadan bekledim.
arkadaş o olaydan sonra yaklaşık 15 gün kadar uyku problemi yaşadı, entryimin başında belirttiğim gibi kendisinin uykusu çok ağırdır ve sürekli uykusunda konuşur hatta kendisiyle aynı odada yatmak bile imkansızdır. sonradan edindiğimiz bilgilere göre uykusu ağır olan insanlarda bu durum daha sık rastlanıyormuş, bizde yaşadığı bu olayı uykusunun ağır oluşuna ve o gece içtiği 2 biraya bağlayarak yaşamımıza devam ettik.
arkadaşlar, beyin çok yorgun olduğu zaman(sabahlamak, gün içinde aşırı sinirlenmek-üzülmek) ya da uyurken bir şekilde rahatsız olduğumuz anlarda(gaz, şişkinlik, üşüme, uyuşma vs...) beynin bir bölümü uyanırmış ama beden tam olarak uyanmadığı için yine beyin tarafından vücudu bilinçsizce hareket edip darbe almaktan korumak için felç edici bir kimyasal salgılanırmış ve insanda geçici bir felç hali yaşanırmış.
zaten insan karabasan(uyku felci) durumunda olduğunu anlıyor. paniklememek lazım zira yersizdir. bunun yerine direnç göstererek bedeni uyandırmaya çalışmalıyız bu sayede karabasan anında geçirilen zaman daha aza indirilebilir. ama en etili çözüm besmele çekmek ya da başka bir dua okumaya çalışmaktır. dün gece ben besmele çektim ve yaklaşık 10 sn. sonra çözüldüm. bir de şiddetle uyarıyorum ki karabasan görüp uyandıktan sonra hemen tekrar yatılmamalı kalkıp bir su içilmeli ya da hava alınmalıdır zira aynı olayla birkaç saniye sonra tekrar karşı karşıya kalınıyor(tecrübe)
ben bir kabustan uyanmaya çalışırken, herseferin de geri içine düşüp.. ben den kurtulmaya çalışan bi kabusgören taşıyordum, herseferinde geri içime düşen.. kabusumda..(e zor tabi..)
Bu yaz Turkiye'ye tatile gittim, ablamda kalıyordum. Ablam ve kocası kendi yatak odalarında ben ise oturma odasında yatıyordum.
Türkiye'ye tatile gelmeden önce uykuda ağırlık bastığında (Karabasan diye bir şey olduğunu bilmiyordum) bir türlü uyanamıyordum, fakat daha sonra bunun taktiğini buldum. Karabasan geldiğinde eğer ağzınız açıksa, ağzınızı bütün gücünüzle kapatıp dişlerinizi sıkın. Eğer karabasan geldiğinde ağzınız kapalı ise, ağzınızı sonuna kadar açıp tekrar bütün gücünüzle kapatıp dişlerinizi sıkın. Böylelikle kolayca uyanacaksınız.
Neyse, tekrar olaya dönelim. Dediğim gibi, Turkiye'ye gelmeden önce karabasan diye bir şeyin olduğunu bilmiyordum. Daha sonra tatilimin ilk günlerinde uykuda üzerime ağırlık basmıştı. Bunu bir gün evde ablam kocası, ben ve ablamın 5 yaşındaki kızı oturup 6. his filmini seyrederken, bu olayı anlattım. Ablamın kocası da 'Karabasandır o' dedi. Bir anda konu tamamen açıldı ve karabasan hakkknda çok konuşulmaya başlandı. Ve o gece hepimizi ürktük.
Ablam oturma odasına yer yatağı açtı ve hepimiz oturma odasında uyuduk. Ama o gece karabasan hiç birimize gelmedi. Ben uyurken ablamın kocası saat 8'de ise gitmiş, artık hava aydınlanmış sabah olmuştu. Ablamında korkusu gitmis sabah 8:30'ta kızını da yanına alarak kendi yataklarına gitmişler (Ben bu sırada uyuyorum).
Tabii ki ablamın kızı ufak, erkenden uyandığı için yatakta oyuncaklarıyla oynuyormuş. Saat 9:00 sıralarında ablama karabasan gelmiş. Ablam bi türlü kıpırdıyamıyor hatta yanındaki kızını oyuncaklarıyla oynarken görüyor fakat ona konuşamıyormuş. Tam o sırada ablamın kızı oyuncağıyla ablama dokunmuş, ve dokunur dokunmaz ablam uyanmış. Daha sonra Ablam kızını alıp tekrar oturma odasına gelmiş (Ben hala uyuyorum bu sırada). TV'yide açmış, ablamın kızı çizgi film bakıyorken. Ben ise sırt üstü yatıyordum.
Tam o sırada olanlar oldu, karabasan ablama geldikten hemen sonra banada geldi. Üzerimde inanılmaz bir ağırlık vardı. Hissediyordum onun olduğunu, gözlerimlede açık olan TV'yi görüyordum ablam ve kızını görüyordum ama onlara konuşamıyordum. Tabii ki hemen sizlere yukarıda bahsettiğim taktiğimi uyguladım, bu taktiğimi yaparkende karabasan'i resmen gördüm. Taktiğimi yaparkende karabasan yavaş yavaş gözümün önünden yok oldu. Ve bağırarak uyandım. Hemen yan tarafta uzanarak TV seyreden ablamda "Ne oldu?" diye sordu. Bende ona gülerek "karabasan geldi ve onu gördüm" dedim. Gülüyordum çünkü ondan kurtulmayı biliyordum.
Hemen o gun içinde kuran olan ipli kolyelerden aldık. Ve onları boynumuza taktık. Ve ondan sonrada, hiç Karabasan gelmedi (yaklaşık 2-3 ay oldu).
Daha sonraları büyüklerime bu konu hakkında sorular sordum. Bazıları inanma böyle şeylere, sadece yorgunluktan üzerine ağırlık basmıştır dedi, bazılarıda hikayeler anlattılar. Yukarıda başıma gelen olay gerçektir ama karabasan var mıdır yok mudur onu bilemem...
artık bu duruma aşina bir bünye olarak şunu söyleyeyim. sinirle, stresle pek alakası yoktur. tamamiyle nefes alamamakla ilgilidir. sırtüstü yatınca gelir. kimileri uyuyamaz bu şekilde*. en iyi önlem budur. uzunluğu ve kısalığı da buna bağlıdır. eğer o sırada yatakta dönerseniz veya pozisyon değiştirirseniz gider. ve uyandıktan sonra o bikaç saniye içinde mutlaka pozisyon değiştirilmelidir. dua etmek pek işe yaramaz. ama ediniz. karabasan esnasında zihnimizin oyunları gerçekten ürkütücü olabilir. ne kadar alışık bile olsanız yıllardır muzdarip olduğunuz bu sorun sizi hala korkutabilir. bilinçaltındaki en garip korkularımızla yüzleşebiliriz. pek sık karşılaşmayanları etkileyebilir baya.