batıl yada bilimsel olması olayın aslında çok keyifli olmasını engellemiyor hatta adrenalin seviyesinin yükseltmesinden dolayı bir spor haline bile gelmesini sağlıyor,ilk deneyimde insan korksada daha sonra başa gelen olayda daha kontrollü ve daha akılcı davranırsa sözde yada özde gelen varlıkla testis geçilebiliyor* geçmesini beklerken uzuvları oynatamamak yada bağıramamak aslında pek eğlenceli bişey haline geliyor,geçici yaşanan basım yada bilimsel adıyla felç * farklı bir deneyim oluyor* vesselam olay sonunda ayağa kalkılabiliyor ve su bardak suyla bu değişik deneyim kutlanılabiliyor. sabah arkadaşlara keyifle anlatılabiliyor. *
Arkadaslarim yaptigim tipik cuma gezmesinden sonra, aksamustu saatlerinde gelen tatli uykum esnasinda, bir bucuk yil sonra, daha bir gariban haliyle geri donmus halimi hatrimi sormus hede.
Ozellikle stresli ve vucudun yorgun oldugu esnalarda genel olarak geldigi bilinen bir gercek olan karabasan eskiden bana cok fazla geldigi icin ben bayagi bir alisiktim. Tabi ki cok b.ktan bir durum zihnin acik "oglum noluyor lan" gibi bir durum. Gozlerim acik, sacma sapan bir sesme ve gozumun onunde tuhaf kus gibi birsey geciyor, sinirbozucu bir sesin israrla ayni seyi soylemesi, filan cok kotu. Kalkmak istiyorum ama icten ice "yapamazsin, azcik sabret biter" diye dusunuyorum. Cunku, israrla her karabasan gelisinde kaslarin kontrol disina cikip kitlenmesi ve ustune hulk hogan oturmus gibi bir durumun olusmasi cok kotu. Ama dedigim gibi bir ara hergun geldigi icin uzun bir zaman sonra benim icin eski bir dost tadinda olmustur...
uyku sırasında beyin vücut kaslarını geçici bir süre hareket ettirmez. uykudan uyanmış olduğunuz halde hâlâ hareket edemiyor olabilirsiniz. bu olay genellikle korkunç bir rüya ile birlikte olur. telaşa gerek yok, bu sadece geçici bir durumdur. sonuç olarak karabasan diye bi varlık kesinlikle yoktur.
gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki ramazan ayında daha da artan ve tamamen bedensel/fiziksel sebeplerle* vuku bulan olaydır. ben ilk yaşadığımda korkmuştum, ikincisiydeyse "nasıl olsa birazdan gideceksin" edasıyla bekledim ve biraz sonra geçti gitti.
gecenin bu saatinde daha da uyuyalı 10-15 dakika olmuşken insanı yataktan fırlatan şeydir. iğrenç bir çene ağrısıyla uyanabilirsiniz.
(bkz: korkuyorum sözlük)
uykuya daldıktan hemen sonra veya uyanmadan hemen önce beynin uyanık vücudun uyur vaziyette olması durumuna halk arasında uydurulan hikayenin ana karakteri.beyin ayağa kalkmak ister ancak vücut uyuyordur tepki yoktur esas oğlanda bir yaratığın ellerini kollarını tuttuğunu sanar.
kişinin gözleri açık olduğu ve etrafında konuşulduğunu duyduğu halde kolunu bile kaldıramayıp sesininin çıkmadığı esrarengiz bir durumdur. Eğer kişi karabasanlık durumuna bağışıklılık kazandıysa bundan sonraki karabasmalarda bilinçli olarak tepki vermemekte aksine onlarla arkadaş olmakta, hele birde bütün exorcist film türlerini izlediyse en korkunç karabasan bile sıradan bir hacı bakkal kadar değer bulamama durumu oluşabilir.Bi nevi koy dötüne rahvan olayı. *
fizik ötesi veya paranormal bir durum yoktur. her şeyin açıklaması elbette var. hatta gördüm, tamamen hissetim diyenlerin bile.
öncelikle daha önce açıklanmış ama pek sallanmamış açıklayalım tek tek.
beyin, sırları sonsuz olan muazzam bir aygıt. ne kaynağını ne de çalışma mekanizmasını ne de kapasitesini tam olarak bilmiyoruz.
henüz, uyku ve rüyanın ne olduğunu dahi tam bilmiyoruz ama yapılan en basit açıklama şu.
uyku esnasında hafıza bir nevi arşivleme moduna geçiyor. bilgileri önem sırasına koyuyor. örneğin bir erkek beyni düşünelim, o gün gidilen kafedeki garsonun ayakkabısı bilgisi anında çöpe ( çöpe atılmaz aslında çoook diplere saklanır, neyse), arkadaş grubunuza bir uğrayıp giden çocuğun adı arka raflara, çalıştığınız dersin bilgileri ön sıralara, yarın ki şampiyonlar ligi maçı ise en öne yerleştirilir. sonra bir kapı pencere açılır beyin iyicene bir havalanır. böylece pırıl pırıl bir beyinle uyanırsınız.
bu ensada sayısız bilgi geçer beyinden, rüya da, bu geçen onlarca bilginin yaratmış olduğu slaytlardır bir nevi. lucid dreaming yapanları, hafızdaki bir anı yakalayarak orada oynama yapabilir. bu da arşivleme işleminin iptaline ve yorgun uyanmaya sebebiyet verir. hipnoz ile eski anılara inme mevzu da bunun gibi birşey neyse.
şimdi gözünüzün önünden görüntüler geçiyor, mesela dün kaybolmuşsunuz, o sokağın görüntüsü, bir an hafıza üst üste biniyor ve gene kaybolacağım diye başlıyorsunuz koşmaya.
azizim, beyinden koşma emri geldi bir kere. kaslarınız o anda yukarda olan durumun farkında değil. kaslar işçi, beyin başbakan. işçiler bakıyor emir geldi. başlıyor kolunuz bacağınız sallanmaya, dangur dungur sağa sola çarpmaya.
hehe olmuyor tabii böyle birşey. çünkü beyin uyumaya başlayınca yandan bir şalteri kapatarak beyine verilen komutların vucudun diğer bölgelerine gitmesine izin vermiyor. ancak kaslardan gelen özel isteklere cevap veriyor zaman zaman.(kaşınmak vs)
tam o esnada bir şey oluyor ve süper makine insan uyanıveriyor. beyinde bir telaş. ulan adamı kapattıydık, bir anda uyandı şerefsiz diye. belgeler kağıtlar havada uçuşuyor.(yani anılar ve görüntüler)
insan, beynine emir veriyor. kolumu kaldır. ama kalkmıyor çünkü şalter kapalı. konuşmak istiyor ama henüz oraya enerji verilmemiş. neyse sonra yavaş yavaş kaldırılıyor tüm şalterler ve vucud kendine geliyor.
ha burada burayı sonradan ekliyorum. tabii ki bu şalterin kapalı kalmasının çeşitli sebepleri olabilir, yorgunluk, hastalık, nabız değişikliği vs. normal birşey değil yani bu.
karabasan dediğiniz şey bu. kaslarınıza emir verememeniz.
peki bunu gerçekçi biçimde gördüm, yaşadım diyenler var.
bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, uzaylılar kaçırdı, efendim odama hayalet geldi diyenlerin çoğu karabasan denilen, geçici uyku felcinden muzdariptir.
şimdi entry'yi biraz geri saralım, ama unutmayın, nasıl karabasan herkeste olmazsa bu da çoğu karabasan yaşayanda olmaz. ama olabilir. az daha sar geri hah dur.
uyanmışsınız ve beyinde görüntüler hala uçuşuyor. siz birşeyler yapmak istiyorsunuz ve o anda beyin hata veriyor. beynin içinde durması gereken, bazı koku, ses ve görüntüler dışarıya sızıyor.
bilindiği üzere göz görmez. göz mekanın bir fotoğrafını çekip beyine iletir. beyin de bize böyle bir durum var hacı diyerek gösterir. göz o sırada, mesela odayı görüyor. beyin de odayı bize yansıtmak isterken üzerine, beyindeki ekstra görüntüyü de bindiriyor. yani bildiğin foto montaj yapıyor şerefsiz.
bu esnada farklı kokular alabilir, sesler duyabilir hatta odada dolaşan birilerini görebilirsiniz. bu korkutucu bir deneyimdir. çok sık rastlanmasa da, çok nadir bir değildir.
bu noktadan sonra iki ihtimal var. ya uyanırsınız ve yaşadıklarınız korkutucu bir anı olarak kalır, ya da...
ikinci olasılık gerçekten çok enteresan. beyinin gücüne bir kez daha şaşırıyoruz. sakin kalmayı başarır ve beyninizle çok ters gidip hareket etmeye çalışmazsanız, bir arkadaşın yukarıda belirttiği, karıncalanma ve uyuşma hissi ile tekrar uykuya gidersiniz. o an beyinde ek mesai başlar. tüm arşivler dökülür ve az önce yaşanan tecrübe, adeta arşivin dehlizlerine kaldırılır. bu şerefsiz anılar, hipnoz gibi yöntemlerle ortaya çıkarılınca, beni uzaylılar kaçırmış, odamda hayalet varmış veya önceki hayatımda kraldım diyenler çıkar. bunlar sallamamaktadırlar. sadece rüyalarını gerçek sandıkları sahte bir görüntüyü, zihinlerinin karanlık odalarından gün yüzüne çıkartmışlardır.
neyse azizim, durum bundan ibarettir. hoş bir şey değildir ama korkmak da yersizdir.
ekleme: copy-paste değil alın teri. ayrıca eksileyen arkadaşa da bir çift lazım var; +rep beyler emeğe saygı. *
başlarda çok sallamadığım, hatta başımın üzerine yaptığı baskıdan sanki uçuyormuş hissi aldığım için hoşlandığım ama son zamanlarsa sık sık beni ziyaret eden hede.
şimdi uyanıkken fiziksel ya da psikolojik olduğuna inanmak istiyorum ama gece kulağıma fısıldarken bu fikirler kalmıyor tabi ortada.mecbur ne dua biliyorsak okuyoruz. bu arada karabasan gittikten sonra uyandığımda beynimin sol tarafında bir zonklama oluyor 10-15 dakika kadar ki beni en çok korkutan bu.
aramızda geçen birkaç olay;
- *
ben: noluyo lan uyandım mı... hass. geliyoOoo.. *zınnnnnnnnnnnnn* ıggkk..
o: kikikiki... fısır fısır fısır...
ben: bismmm
o: bunu ancak hızır paklar!*
ben: neeeeey! allaahımm bismm..
ve herkesin bahsettiği gibi etrafı görebilmekteyimdir. o an yatağın kenarında böyle korkuluk gibi, o türk filmindeki gulyabani gibi bişey belirir. eli, kolu, kafası seri bi şekilde sağpa sola hareket etmektedir. gittikçe yaklaşır, gittikçe yaklaşır ve korkunun zirvesindeki anda kaybolur gider.
-
-
huzurlu bi şekilde uyunmaktadır, odanın kapısının açıldığı hissedilir. ben acaba babam odaya mı geldi diye düşünürken bir gölge boynum, yanağım civarına gelir yerleşir.
ben: aha babam öpecek mi napacak özlemiş heralde adam.
o : ...
ben: ulan bi bokluk var ama..
o : zınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn
ben: haydaaaa bismm...
o : kapıyı kapar gider
-
daha çok karşılaşmamız oldu da hepsini yazmayayım buraya. bazen belimde bir tırnak batırma acısı, bazen beni yataktan düşürüp düz* taklalar attırdığını hissedip yatakta uyanmam, bazen duyduğum al sana al sana sesleri, bazen odaya sessizce girmeye çalışan insanlar olduğunu hissetmem, fısıltılar duymam gibi gerçekleşen bir sürü karabasan vakası yaşadım.
bu olayın benim için sadece abdestsizken yaşanması bu olayın metafiziksel bir yanı olduğu hakkındaki fikrimi güçlendiriyor ama bunu yaşarken kendimden birşeyler katmam (hızır paklar bunu falan*) olayın psikolojik bir boyutu olduğunu da gösteriyor. uyku düzensizliği konusunda özellikle son zamanlarda rekora giden bir insanım, 4'te yatıp 7'de işe gitmeler falan da bu olayın fiziksel bir olay olabileceği ihtimalini her daim güçlü kılıyor.
sanırım bu olayı ilk yaşadığımda bilim adamlarının açıkladığı gibi fiziksel bir olaydı yorgunluktandı. daha sonra ben buna anlamlar yükledikçe senaryolar da şenlendi, bahanelerim arttıkça* yaşama sıklığım da arttı.
ne olursa olsun yaşaması hoş birşey değil, özellikle fısıltılar falan çok korkunç oluyor, hiçbirşey yapamamak hareket edememek de bu korkuyu arttırıyor. bu olay fiziksel de olsa metafiziksel de olsa dua etmek bulabildiğim en rahatlatıcı kurtulma yöntemidir.
karabasan, bir yerden düşer gibi sıçrayıp kasılmak, gözünüzü kapattığınızda olduğundan daha karanlık görmeniz ve uykuya dalıcağınız sırada zihnin ani hayallere sürat etmesi, buna ister bilinçaltının hararetlenmesi densin isterse beyin yanılgısı burada zarar vermeye çalışan bir varlığın mevcut olduğu muhtemel ve geceleri babannenizin okuduğu yasin tebarekelerden ve dualarınızdan gayri sığınağınız yoktur. o yüzden o geceyi düşünmemek en iyisi toprağın altı zaten kötü nefes aldığımız ana şükretmek gerekir. ceylan otlarken bir ses duyar ve hemen oradan kaçar çünkü bilir çıtırtının geldiği yerde ya ölüm yada korkucağı bir şey vardır kurcalamaz (savaşma sıvış ilkesi) ama insanoğlu bunu yapamaz kurcalar kurcalar ve kendine zarar verir.
bu gece içinde 2 kez üzerinde tepinmiş muhterem kişi veya kurum. daha önce çoook küçükken ziyaret etmişti ama bugün tekrardan gelmeye karar vermiş belli ki... tamam gelsin lafımız yok ama beceriliyormuşum hissine kapılmam neden? ne yapıyorsun üstümde güzel kardeşim?
geldiğinde hakkında okuduğunuz bir sürü bilimsel makalenin hiç bir işe yaramadığı basıcı. bu cümleyi yazdıktan sonra gelecektir mutlaka. hakkında ne zaman atıp tutsam gelmesinden dolayı şu soruyu soruyorum: bana beynimin bir oyunu mu bu?
uyku sırasında görülen rüyaların harekete dönüşmesini engelleyen bölgenin kısa süreli felce uğraması. akabinde gözleri açmak, bağırmak istemek bağıramamak, hareket etmek istemek edememek...
Uyku felci, uyandıktan hemen sonra (hypnopompic felç olarak da bilinir) veya, seyrek olarak, uykuya dalmadan hemen önce (hypnagogic felç olarak da bilinir), bedenin geçici olarak hareket edememesi (felç olması) ile karakterize edilen bir durumdur.
Fizyolojik olarak, REM atonia olarak da bilinen REM uykusu sırasında oluşan normal felç ile yakından ilgilidir. Buna göre bazı bilim adamları ve fizikçiler bunun uyku döngüsünün "doğal" bir etkisi olduğuna inanır. Uyku felci beyin REM durumundan tamamen uyanık duruma geçse de beden felcinin devam etmesi durumunda oluşur. Bu durum, kişinin bilincinin tamamen açık olmasına rağmen hareket edememesine sebep olur. Ayrıca bu durum ile birlikte hypnagogic halüsinasyonlar olabilir.
Çoğu zaman, uyku felcine uğraya kişi tarafından bunun bir rüya sebebiyle oluştuğuna inanılır. Bu yüzden, insanların hareket etmek istese de hareket edemediği rüya sayısı bu kadar fazladır. Uyku felcinin sebep olduğu halüsinasyonlar bazen durumun normal bir rüya olarak algılanmasına, bazen de oda içerisinde hayali şeyler görülmesine sebep olur.
Uyku felcinin başlıca belirtisi uyanma öncesi veya uyuma öncesi görülen kısmı veya geçici iskelet kası felcidir. Diğer bir deyişle, bir kişinin uykuya dalarken veya uyanırken hareket edememesi veya konuşamaması hissidir. Uyku felci ile birlikte hypnagogic halüsinasyonlar olabilir. Bu halüsinasyonlar işitsel, dokunsal ve/veya görsel olabilir. Uyku felci kişi tekrar REM uykusuna dönmeden önce veya tamamen uyanmadan önce birkaç saniye veya birkaç dakika sürebilir. Çok uç durumlarda, 4-5 saat sürdüğü de bilinmektedir.
Uyku felci, rüya gören bir kişinin rüyasında yaptığı hareketleri aynen yapmasını engellemek için REM uykusu süresince oluşur. Uyku felcinin fizyolojisi hakkında çok az şey bilinir. Bununla birlikte, uyku felcinin beynin pons bölgesindeki motor nöronların post-sinaptik inhibisyonu ile bağlantılı olduğu önerilmektedir. Özellikle, düşük seviye melatonin kasların uyarılmasını engelleyecek şekilde sinirlerdeki depolarizasyon akımı durdurabilir, ve rüyada yaşanan fiilin gerçekte yaşanmamasını sağlayabilir (mesela, rüyasında koştuğunu gören bir kişinin gerçekte koşmasını engellemek gibi).
Ayrıca, bu düzensizliği yaşayanlar ve narkolepsiden muzdarip olanlar arasında belirgin bir ilişki vardır. Fakar, değişik çalışmalar çoğu insanın hayatlarında en az bir kez uyku felci yaşadığını göstermektedir.
Bazıları, değişik faktörlerin uyku felci ve halüsansyonların yaşanma olasılığını arttırdığını rapor etmişlerdir. Bunlar :
* Sırt üstü yatmak
* Düzensiz uyuma saatleri; şekerlemeler, çok veya az uyumak
* Fazla stres
* Ani çevre/yaşam tarzı değişiklikleri
* Olaydan hemen önce görülen berrak rüya. Ayrıca berrak rüya durumuna girebilmek için kullanılan bilinçli indüksiyon yaygın bir yöntemdir.
* Yapay uyku yardımcıları ve antihistaminler.
* Çin halk kültüründe, uyku felci "gǔi yà chúang" (鬼压床,鬼壓床, kelimesi kelimesine : "Hayalet yatağa basıyor": 鬼: hayalet, 压: basmak, 床: yatak), olarak bilinir. inanışa göre bir ruh veya hayalet uyuyan kişinin üzerinde oturup veya yatıp uyku felcine sebep olur. Bu ölümün güçleri tarafından, küçük çapta ruhun ele geçirilmesi olarak düşünülür ve genellikle kurban bir zarar görmez.
* Hindistan'da, uyku felci hakkında iki düşünce vardır. Bunlardan biri uyku felcinde olduğu gibi uyurken bilincin açık olması aydınlanmaya ulaşırken görülen işaretlerden biri olmasıdır. Fakat aynı zamanda kendi aydınlanması için yol alan kişilere saldıran rakshasanın da (Hindu şeytanlar]]) bir hareketidir.
* Japonya'da, uyku felci kanashibari (金縛り, kelimesi kelimesine: "metal içerisinde bağlanmış olmak": kana: metal, shibaru: bağlı olmak"), olarak bilinir.
* iskandinavya mitolojisinde, uyku felcine bir Mara sebep olur, ya da bir mare - kabuslara da sebep olabilen kötü bir dişi hayalet. ilk olarak Norse Ynglinga destanında görülmüştür, fakat bu inanış muhtemelen daha eskidir. "Mara"; eski Norveççe, isveççe ve izlandaca ismidir, "mare" ise Norveççe and Danimarkacadır.
* Newfoundland'de , yaşlı bir cadının ziyareti olarak bilinir, Newfoundland irlandacası ile Ag Rog).
* Meksika'da, subida del muerto (tepeye tırmanan ölü) olarak bilirnir.
* Yunanca'da, mora (Yunanca: μώρα) olarak bilinir, isim Slav bir kökenden gelmektedir.
* Almanca'da, Hexendrücken (cadı basması) olarak bilinir.
* Tükçe'de, karabasan olarak bilinir. Türkiye'deki genel inanışa göre bu metafiziksel bir olaydır ve özellikle inançlı insanlar buna bir cinin sebep olduğuna inanırlar, ve bazı dualar tavsiye ederler.
* Hazaragi dili'nde, Syahi Zer Kado (basan mürekkep) olarak bilinir.
* Güney Birleşik Devletler'de, insana binmiş bir cadı olarak tarif edilir.
* Kore'de, Gawinullim, (가위눌림 kelimesi kelimesine: "Gawi tarafından bastırılmak."), olarak bilinir. Gawi'nin anlamı tam olarak belli değildir fakat genellikle "ruhlar" veya "şeytanlar" olarak bilinir.
* Endonezya'da, Cavali insanlar tindihan derler, yerel lehçede okunuşu "tindhihen" (üzerine uzanılmak).
* Filipinler'de, uyku felci genellikle Bangungot ile bağdaştırılır.
* Vietnam'da,uyku felci, anlamı insanın üzerinde bastıran bir hayalet veya ruh olan "ma đè" olarak bilinir.
* Antiller'de, "duppy tarafından binilmek" olarak bilinir.
* Ortaçağ Avrupasında uyku felci, mara, incubi, succubi, diğer şeytanlar ve büyücülüğe bağlanırdı. ingiltere'de insanlar uyurken cadıların insanların göğsüne bindiğine, ve nefes alamama, kıpırdayamama gibi hislere bunların sebep olduğuna inanırdı.
* Geleneksel Rusya inanışında uyku felcine, kötü evlilik, ihanet için ev halkını cezalandıran ev ruhu domovoi sebep olur.
* Gelenksel islam kültüründe uyku felci bir cin ile açıklanır; insanlara benzeyen ve dünyada yaşayan bir ırk. "Cin" kelimesi kelime olarak gizli, görünmez, ıssız, yabancı olan herşey için bir yan anlam olarak kullanılır ve Kuran tarafından doğrudan işaret edilen iki yaratılmıştan biridir (diğeri de insandır). islami kaynaklarda, and islam iliminde, Cinler irade sahibi, dolayısıyla insanlar gibi yaptıklarından sorumlu yaratıklar olarak tanımlanmıştır. Onlar da insanlar gibi yaşarlar ve ölürler, toplum olarak yaşarlari bir kültürleri ve dinleri vardır.
* Laos kültüründe, "hayalet seni sessizleştiriyor" diye çevrilebilen "pee um" diye bilinir. inanışa göre hayalet geceleri gelir, kurbanın kollarını ve bacaklarını tutar, üzerine bastırır, hatta ses çıkartamasın diye ağzını bile kapatır.
* Finlandiya dlinde kabusa painajainen denir, fakat kelime olarak "basmak" demektir. Uyku felcinden esinlenilerek böyle bir kelime kullanıldığı düşünülüyor.
* Macaristan halk kültüründe uyku felcine "lid*rcnyomás" ("lid*rc: basmak") ve "lid*rc", "boszorkány", "tünd*r" veya "ördögszerető" gibi doğa üstü varlıklarla ilişkilendirilebilinir."boszorkány" kelimesi Türkçe kökü "bas-"'tan türemiştir.
* Bilimadamları uzaylı kaçırmaları, beden dışı seyahat, ve diğer paranormal olaylarından birçoğunun aslında uyku felci sırasında yaşananların yanlış yorumlanmasından kaynakandığını düşünüyor. *