okduğum zaman beni eskilere götürüp, gülümsememe neden olan şarkı.
Aşkın Nur yengi'nin şişeyi üflediği zamanlardan kalma bir şarkı. o zaman bir iki tane özel kanal vardı yanlış hatırlamıyorsam. Atv'de verdiği bir konserle tanıtmıştı kasetini. O zamanlar çıkıp rahat rahat söyleyebiliyorlardı tabi. ne mp3 var, nede cd-writer.
yağmur damlaları düşerken arabanın camına, sevgiliyle son buluşmada* fonda çalan, sevgilinin eşlik ettiği şarkıdır. şarkıya eşlik etmeye başlarsınız susar sevgili, elinize dokunur usulca. düşünürsünüz böyle olmak zorunda mıydı? bu kadar zıt karakterlere sahip olmak zorunda mısın? denir, iç çekilir. yaralayan, kanatan, aşkın nur yengi parçalarındandır.
oktay kaynarca'nın oynadığı hüzünlü bir klibe sahiptir. türk pop müziğinin gelmiş geçmiş en iyi slow parçalarındandır, dinleyipte hüzünlenmeyeni tanımadım daha.
--spoiler--
sen başka şeyler söyle
düşlerim bana kalsın
ah gitti giden yazık
ardında iz birakıp
--spoiler--
aşkın nur yengi'nin seslendirdiği, söz ve müziğini ayhan çakar'ın yazdığı, aranjesini sadun ersönmez'in yaptığı çok özel şarkılardan biri. tüm vurucu duygusal şarkılarda imzası olan sadun ersönmez, yine harika enstrümanlarla şarkıdaki duyguyu tüm iliklerimize işliyor.
kış aylarında, ki izmir'de çok azdır, 4. biramın bitişiyle bu şarkıyı açarım. başında sessiz bir giriş kısmı vardır şarkının, tam bu süreçte 5. biramı dolaptan alır, sıcak bardağı dondurucuya bırakır, donuk olanını alıp salona koşarım.