ırkçılığı dünya genelinde yaygınlaştırmak için bir gereç olarak kullanılan hayvan. kara kedi gördüğümüzde -tüh- deriz, saçınız çekenler var, başına kötü işler geleceğini düşünenler var vs vs...
bu hayvanın bembeyaz sevimli olarak gördüğünüz kediden ne farkı var. sadece renginden dolayı bu hayvana yapılan yakıştırma ırkçılıktan başka bir şey değil. amerika film sanayisinin dünyaya yaydığı bir olgu. ben kedilerden nefret ederim beyazını da siyahını da sevmem. ancak beyaz ya da renkli kediyi sevip siyah kediye kötülük yapan insanları anlamıyor ve bilmeden faşistlik yaptıklarını düşünüyorum.
serdar ortaç'ın orijinali rus fabrika grubu'na ait olan "My Takie Raznye" şarkısının üzerine türkçe sözler yazarak çaldığı ve piyasaya sürdüğü parça...
bir hayvanın, karizmada ulaşabileceği son noktaya ulaşmış hayvandır.*
hep kucağımda tarafımdan okşanırken etrafa sinsi sinsi bakan siyah bir kedim ve omzumda bekleyen, yine siyah bir kargam olsun isterdim.
serdar ortaç'ın platonik demeyi bilmediğini anladığımız şarkısı. ayrıca, "Yüz yüze bakışalım hangimiz fotojenik" derken ne demek istediğini ve şarkının geneliyle olan bağlantısını anlayan varsa sevabına aydınlatsın bizi...
hee burdan serdar ortaç'a sesleniyorum;
Kara kedi gireceğine aramıza, Seni şöyle alalım otur yakınımıza ** .
serdar ortaçın aynı ismi taşıyan albümündeki bir şarkı.
yalnız şölye bir durum var, müziği gülben ergen'in çilekli şarkısının müziğine fazlaca benziyor.
spider man'in bir dönemki kız arkadaşı. kediyi hatırlatan siyah bir kostüm ve maske giyer. ilk zamanlarında süper gücü olmamakla birlikte çok çevik bir hırsızdır. sonradan karışık bazı olaylarla bazı süper güçler de edinir. spider man'i süper kahraman olarak sever, normal hayattaki kimliğini pek takmaz. baştan peter parker olduğunu uzun süre bilmez, ihtiyaç ta duymaz. ama sonradan öğrenmiştir. inişli çıkışlı ilişkileri maalesef sonradan sürekli olamamış ve spider man mary jane watson'da karar kılmıştır.
dün bana üç buçuk attırmış kedidir efendim. şöyleki:
birinci katta kalıyorum ben sözlük. odamın penceresi bahçe tarafına baktığı için yüksek değil. yatağım penceye paralel uzanmakta. pc başında her zamanki gibi vakit geçirdikten sonra kendime nescafe yaptım ve sigara paketinde kalan son sigaraları içmeye koyuldum. pek insan gibi içmediğim için, odanın kısa süre içerisinde duman altı olmasına gönlüm razı olmadı, açtım pencereyi. dedim beş, on dakika açık kalsın bilahare kıçımı doğruldur kaparım nasıl olsa.
neyse, sonrasında yorgun olduğum için uyuyakalmışım. ota boka uyanan uykusu hafif biriyimdir bende.
gecenin bir vakti, oda zaten karanlık... bir şey üstüme atladı. ne oluyor aq dedim. dedim ama o cümleyi kurarken attığım yusufun haddi hesabı yok. kafayı kaldırıp baktım, kara kedi bana bakıyor hareket mareket yok. sadece bakıyor. üstüme çöken salaklıktan kurtulmak bir kaç saniye sürdü sanırım. sonrasında zıpladım yataktan yeter lan çık dışarı dercesine. ben kalktığımda geldiği gibi o da çıktı gitti pencereden. sorsan, korktum kaçtım senden der serefsiz. altıma sıçırttırdı gece gece manyak mıdır nedir!...
ortaçağ engizisyon kilisesi'nin salakça günah, yasak, şeytani tanımları üzerinden kendine batıl inanç edinmiş insanların ugursuz kabul ettiği nefis yaratıklardır. geceleri tüyleri, kuzguni parıltılar yayar, sarı ve ya yeşil gözleri o simsiyah tablonun içinde mücevher gibi parıldar. kediler aleminin en zarif yaratıkları olan bu minişler, küçük kara panterler gibidir
tuhaf sesli bir bayan vokale sahip sevidicek bir müzik grubudur. özellikle nerdeysen adlı şarkıları öpülüp başa konulur cinsten.
siyah tüylü ve genelde yeşil yahut bal rengi gözlere haliyle etkileyici bakışlara sahip kedilerdi. bu kedilerin özel olduğuna inananlar da vardır.*
