dün bana üç buçuk attırmış kedidir efendim. şöyleki:
birinci katta kalıyorum ben sözlük. odamın penceresi bahçe tarafına baktığı için yüksek değil. yatağım penceye paralel uzanmakta. pc başında her zamanki gibi vakit geçirdikten sonra kendime nescafe yaptım ve sigara paketinde kalan son sigaraları içmeye koyuldum. pek insan gibi içmediğim için, odanın kısa süre içerisinde duman altı olmasına gönlüm razı olmadı, açtım pencereyi. dedim beş, on dakika açık kalsın bilahare kıçımı doğruldur kaparım nasıl olsa.
neyse, sonrasında yorgun olduğum için uyuyakalmışım. ota boka uyanan uykusu hafif biriyimdir bende.
gecenin bir vakti, oda zaten karanlık... bir şey üstüme atladı. ne oluyor aq dedim. dedim ama o cümleyi kurarken attığım yusufun haddi hesabı yok. kafayı kaldırıp baktım, kara kedi bana bakıyor hareket mareket yok. sadece bakıyor. üstüme çöken salaklıktan kurtulmak bir kaç saniye sürdü sanırım. sonrasında zıpladım yataktan yeter lan çık dışarı dercesine. ben kalktığımda geldiği gibi o da çıktı gitti pencereden. sorsan, korktum kaçtım senden der serefsiz. altıma sıçırttırdı gece gece manyak mıdır nedir!...
Madem siyah kedi ugursuzluk getiriyor e o zaman beyaz kedi de ugurdur! mantığının sesini duymak istememdeki başrol oyuncusu hayvan. bir höööööööööööööööyt çekesim var...
kediler arasında en zeki, en sıcak kanlı, en oyuncu, en enerjik ve en çevik kedidir. kediye yakışan en güzel rengi taşır, sapsarı halka şeklinde gözleri ve hafifte kabarık bir yelesi varsa, üstelik biraz tombulsa tadından yenmez. kötü şans getirdiğine inananlarıda hunharca sikmek lazım.
