karşıt düşünceye bile üslubunu bozmayan kaliteli bir yazardı. şimdi fütursuzca saldıranları gördükçe kendisini daha çok arıyorum. inşallah iyi ve mutludur.
sizlerin çoğu ateri oynarken biz burda bu adamla yazardık.
uludağ büyüsün ekşiyi geçsin derdik.
türkü yazardık, türk ü yazardır. memleket, bilgi yazardık.
bir o yazardı bir ben yazardım.
başlık gelirdi aklıma türk ten bahseden, bi bakarım kara hilal açmış.
demin gene başlık açayım dedim. yutubun derinlerinden bulduğum bir türküyü ekliyim dedim. adam açmış ve gitmiş.
5 sene önce tanımıştım bu adamı. ' o zamanlar buralar hep dutluktu. '. siyasi yazardı ama asla çirkinleşmezdi. siyasetle alakam olmadığı için yorum yapmaya hakkım da yok.
sevgili kara hilal, ben senin izinden yürüdüm ve öğretmenlik yolunda ilk adımımı attım. ister misin kpss beni öğretmen, seni müdür olarak aynı okula düşürsün? öyle sevinirim ki... anlatamam.
her neredeysen, ne yapıyorsan, iyi bir yıla attığın ilk adımlar olsun gelecekteki meslektaşım.
kendisi en zor zamanlarda en iyi dosttur. gemide giderken kaptanın en yakınındadır. en zaman ki gemi su almaya başlar işte o zaman gemiyi en başta terk eden de gene o dur. çok iyi yüzme bilir. michael phelps den daha iyi yüzücüdür.
allah kimseyi suya düşürmesin, ıslanmak zor, kurulanmak daha zor...
peşin edit: emanet sahibine teslim edlildi.
--spoiler--
benim entrymi kendi nickaltına girecek kadar yazardır. ver ulan entrymi!
--spoiler--
al entry ni hayrını gör. senin entry ni senin gerçek nickine yazacak kadar yazardır.
sanırım bıraktı sözlüğü. uzun zamandır yazmıyor! arkasından konuşmak doğru olmaz. her ne kadar tanımasam da efendi bir yazardı ve sanırım öğretmendi. zor iş çolukla çocukla debelenmek, hele ki şimdi ki nesili düşünüyorum da... zor zor! aldığı 1300 lira maaş o da bazılarının gücüne gitmiş. gitmesin efendim, değil 1300'e 5000'ne bile ben o işi yapmak istemem. işi aşağıladığımdan değil bu neslin veletleri ile yüz göz olmak istemediğim için.
köleliğin alfabesi, hürriyetin elif ba sını bir kenara atıp devlet paramı ver millet sen sürünmeye devam et diyen ülkücü genç.
arkadaşın kendisi ayın her 15 inde maaşı asgari ücretin en az 4 katı kadar hesabına trink iniyor. çocuğuna, eşine ne istiyorsa şak diye alıyor. para derdi mi o da ne? devletimiz sağolsun. devlet bakıyor bizim sülaleye. millet çalışsın versin vergisini biz çatır çatır yeriz biraderim. biz devlet memuruyuz çok çalışıyoruz ne kadar hmm saat 8.30 dan akşam 17.00 e kadar. hafta sonları, milli, dini bayramlar, karlı günler, yazın üç ayı hep tatil. çok çalışıyoruz hem de çok yoruluyoruz, sırtımızda milletin çocuklarının yükü var. vay anam vay...
millet senin gibi değil aslanım, çocuğunu okula gönderen veliler öyle değil aslanım, üç kuruşa kölelik yapıyor, izin mizin filan da yok. akşam 17.00 nerde en az 21.00 de evinde.
otur ağla ey milletim devletin doğunca senin kıçına vurup, ölünce seni yıkıyor. sana da bir mezar yeri veriyor rahatça öl diye ama o da parayla en berbat yer 85 tl...
uludağ sözlükte ilk yazmaya başladığımda yazılarıyla beni mest etmiş, hiç bir siyasi görüşüm olmamasına karşın kendisinin ülkücü olması beni hiç ilgilendirmeyen, lakin ülkücü duruşu nedir diye sorduklarında ilk örnekten kendisini göstereceğim, siyasi görüşü veya dini inancı tam aksine olsaydı da aynı şekilde duruş ve görüşüne saygı duyacağım usta kalem, büyük yazar*.
entrylerini okuyunca tanımak isterdim dediğim değerli bir yazarmış. ama malesef ben merhaba dediğimde kendisi elveda demiş. yine de hala bir şekilde adından bahsettiriyor...
başbuğ atatürk başlığında önemli bilgiler veren üstad. anlayamayanlarca başbuğ sıfatı sadece bir partiye mal edilmekte olsa da dirayetli bir şekilde açıklamalarını yapmıştır.
özgür sözlük'te tanıdığım güzel insan. nice öğütlerini esirgememiştir benden. kırdığım oluştur, belki de kızdırdığım. ama sevdiğim bir adamdır, çok sevdiğim. bu onun umrunda mıdır bilmem. ama yinelemek isterim sevgimi ve saygımı.
uzun süre önce "sanal" alemde tanıştığım "gerçek" adam. bu tanışma sanal anlamda kalmamalıydı. netekim kalmadı da. geçtiğimiz hafta bir vesile ile kendisiyle, değerli eşiyle ve yakışıklı oğlu "badirenin bahadırı" ile tanışma fırsatı bulmuşuzdur. 9 saatlik yolu sırf onun için tepmedim ancak, 9 saat teptiğime değecek tek olay onunla tanışmak, yemek yemek ve çay içmek olmuştur. söylemeden geçemeyeceğim, artist oğlu daha iki yaşında olmamasına rağmen yarım tavuk döner yiyip akabinde kürdanla diş karıştırıyor. eminim kara hilal'de küçükken benzeri hareketler yapıyordu. şayet vaadini yerine getirebilirse daha çok gidip gelece 9 saatlik yolu. *
