Semtimizin kızıydı bu. Biladerimizdi. Sonra baktık ki yaşadığı mahalleyi beğenmiyor, buca'ya laf ediyor... ocak dışısın dedik. Sonra da taşındı zaten buca'dan. Umarım semtimizin değerini anlamıştır ama son pişmanlık da bir şeye yaramaz tabi.
Bu hesabında bana daha sempatik geliyor, ayrıca cömertçe artı dağıtan bir yazarımızdır kendisi.
Bu arada tam emin değilim ama malatyalı olup izmirde yaşıyor galiba.
mantıklı bir sorgulama yapmıştır. nick altı başlığıdır konuyu dağıtıyoruz ama yazdığını ve yazdığı şey üzerine yazılan entryi okudum ve nacizane bir yorumda ben katayım dedim. sevgili yazar * arkadaşımız kusuruma bakmaz inşallah.
şöyle ki ; inançlı olmak hiçbir şeyi sorgulamamak her şeyi kabullenmek demek olmamalı sanki. inanıyor muyuz ? evet. inancın gereklerini yapıyor muyuz ? elimizden geldiğince evet. yasaklanan şeylerden uzak duruyor muyuz ? nefsimize yenik düşmedikçe evet. hatalarımız yok mu ? milyonlarca var. tüm bunlar bir yana ama ben şahsım adına hiç istemeden daha dün ufak çaplı bir isyan ettim mesela. etmemek mümkün değil ki. beynin var kalbin var ruhun var ve sen düşünebilen, hisleri olan bir canlısın. bunları bizzat yaradan vermiş sana bana. kullanmanı istemese kullanmana engel olurdu mutlaka. bedeninin ve ruhunun tamamına da hakim olamazsın asla. bunu yapabilenler zaten insanın bir tık üstü olurlar. tüm duygularını ve düşüncelerini kontrol edebilmek yani.
mutlaka ki beterin beteri var ne acılar çekiliyor ne dramlar yaşanıyor. olan her şey allahtan tamam ama insan sessiz kalmaya sineye çekmeye çalışsa bile en başta "sine" karşı çıkıyor bu sessizliğe. dünyanın adaleti yok bu bir gerçek. bazılarına çok hafif gelen şeyler olayı yaşayana çok ağır gelebiliyor bazen. dışarıdan bakınca her birimiz "kedi götünü görmüş yara sanmış" diyoruz. bizim içinde diyorlar mutlaka. velhasılı elden bir şey de gelmiyor nizam neyse onu yapacaksın ona uyacaksın mecbur ama insan bazen isyan ediyor istemese bile.