kara çarşaf özgürleştirmez ama kara çarşafa hoşgörüyle yaklaşmak özgürleştirir.
yoksa, ben özgürüm ayağına şehrin ortasında bikiniyle eylem yapıp sora "kara çarşaflılar şöle, başörtülüler böle" diye atıp tutarsan seni kimse siklemez.
özgür irade ile kara çarşaf giyen olmadığına göre yalandır. şayet nerede carşaflı görsem dinden dünyadan habersiz kocasının emri ile çevrenin baskısı arasına sıkışmış ve bunlardan anne sevgisine sığınmış yüreklerdir.
eğer dini bir boyutu olmasa (sizin dinden anladığınız yani/kadını kısıtlamak), ben kesin bunu giyerdim. böyle ince, efil efil. özellikle beni kimsenin tanımasını istemediğim yerlerde. hatta peçemi bile kapayıp gezerdim.
kadınları yalnızca yatakta düşünen zihniyetin sokağa da çarşafla çıkarması doğal sonuçtur. birde kadınların kendilerini böyle kabullenmesi hiç anlaşılır gibi değil.
kara çarşafı hücre olarak görenleri gün yüzüne çıkarmış hededir.
kara çarşaf hücre değil bahçedir. osmanlıdaki evlerin bahçeleri gibi bir bahçe. etrafındaki duvarlar yüksektir, dışarıdan kimse göremez içini. ve yalnızca izin verdiklerin girebilir bahçene/evine.
öte yandan açık giyinmek hücredir. hapistir. ilk başta kendi egonun hapsindesindir. güzel gözükmek için, dikkat çekmek için vücudunu gösterirsin etrafına. dört bir yanını sarmıştır egon. daha sonra etrafındaki erkeklerin şehevi arzularının hapsindesindir. daha da sonra etrafındaki kadınların kıskançlıklarının hapsinde.
(önemli not: iş bu entryde kara çarşaftan kasıt tesettürdür.)