istanbul'a kar yağdı tüm ülkeye kış geldi sanıldığı gün.
istanbul'a kar yağdı tüm ulusal kanallar bundan bahsedecek.
istanbul'a kar yağdı tüm okullar tatil, memleketin başka yerlerine daha önce hiç kar yağmamış,orada okullar yokmuş,orada tüm yollar açıkmış gibi.
istanbul'a kar yağdı herkes ilk kez kar görmüş gibi olacak yine.
bu kendini tekrarlayan tüm haberlere rağmen kar yağması çok güzel.
kış ve kar severleri,kış insanlarını mutlu eden doğa olayı.
gece 2de eve donerken arkadasa hava cok guzel ben yurucem siz arabayala gidin dedim.. yururken de icimden havanin bu kadar yumusak olmasina sasirdim.. elimde bi bardak sicak sarap yollarda yururken "lan dedim kar da yagmadi bu sene bu sehre"
aradan 3 saat gecti.. tam yaticaktim.. baktim bisi yagiyo.. ne yagmur kadar gurultulu ne cami islaticak kadar belirgin.. cami actim.. bi baktim havadan pamuk yagiyo.. bildigin pamuk yagiyo.. bi bucuk saattir kari izliyorum.. yavas yavas yerlerin beyazlasmasini.. babamla annem uyumadan once donusumlu olarak kitap okurlardi bana her gece..
pamuklu pijamalarimi giyer babamlarin benim icin kaloriferde isittigi yastiga basimi koyar gozlerimi kapardim.. sonra bazen stormy hindistana giderdi bazen pal sokaginda cocuklar dovusurdu bazen toprak yeserirdi.. ben de uyuyakalirdim.. o zamanlar farkinda olmadigim bi huzurla..
simdi kari izlerken bi an, o zamanlara gittim.. 20 sene oncesine..
kar bu gece benim zaman makinam oldu.. onca resmin video kaydinin yapamadigini yapti.. ekranda salak facebook butun resimleriyle ve sozum ona hayatimizin ozeti olacak timeline denen olayiyla siritiyo.. karin yaninda boyali bi orospudan farkin yok feysbuk.. kar bi kere beyaz.. bembeyaz..
insanın içini parça parça eden bir müziği var. desem boş..
bu mevsim gelip geçici
bu yağan kar.. yağan karlar..
biliyorum ki gelecek yine ilkbahar... ilkbahar...
açacak binbir renk binbir çiçek
gökyüzü, beyaz bulutlar geçecek üstümden saçlarımda
esecek ılık rüzgarlar
ama sen... sen kalacak! kalacaksın içimde..
ama sen.. sen açacak! açacaksın içimde hep !
işte bu şarkıyla geldim
la lala lala lala, la lala lala lala
sevdim yalnızca çok sevdim
dağlarda duman,
göklerde bulut,
yerlerde çimenlerle sana koşacağım!
asla bitiremeyeceğim bunu.
bayadır okuyorum kendisini, bazen bir sayfa bazen on ama bitmiyor. sıkıldığımdan değil romanın büyüsünden ötürü bitmiyor. okuma sıklığım da çok aralıklı. bazen 3-4 ay bile dokunmadığım oluyor. bunun yüzünden çok kitap okuyan bi tip de değilim. sırf bu kitap beni bağlıyor, sırf bu kitap beni çekiyor. hiç bitmesin istiyorum. ka'nın ipek'in hayatlarını, o kar yağışlarıyla dolu soğuk kars caddelerini okumayı bırakamıyorum. öyle bir şey yazılmış ki öylesine anlatılmış ki sanki biterse çok üzülecekmişim gibi geliyor bana. bir hayat tanırsınız bir hayatı yaşarsınız çıkıp gitsin istemezsiniz ya öyle bi hal işte. bir sonu bir son sayfası olduğunu bildiğinizden onun devamlılığını sağlamak için *, o son sayfaya geliş sürecini yavaşlatmak için, doya doya onu yaşamak bigün gerçekten kaybedeceğinizi bilerekten ona göre hayatının tam içinde yaşamak istediğiniz için, bitirmiyorum. öyle bir şey. altü üstü hangi cehennem matbaada yazılmış olduğu belli bir yazı bütünün oluşturduğu birbirine yapışık sayfalar diye geçemiyor insan. o yapışık sayfalar gün ve hatıra olmuş, hepsi birer resimli kanıtı ka'nın ve kars'ın. başlı başına insan gibiler. sonra kendi hayatınızla karşılaştırıyorsunuz ka'yı, sevgilisini, kars'ı, soğuk caddeleri ve o soğuk yerlerin hemen yanındaki sıcacık evleri. karanlık, soğuk ama tek tük ışıkları yanan o güzel evleri. ka, ben oluyorum ipek de benim sevgilim.
insan, hayatının belirli evrelerinde bence bunu yapmalı. hani okusam bir çırpıda yerini başka bir kitaba bırakacak o kitapta unutcam sanıyorum bunu. bazen kendisini okumayıp kapak resminden resimdekinin ka olduğunu ve otele gittiğini hayal ediyorum. sadece kapağının bile sayfalarca şey anlattığı kitap nasıl bir haftada biter ya da bitmeli ki zaten. geri zekalılar gibi kitaba uzaktan baktığımda bile kars'In o soğuk günleri aklıma geliyor halbuki kars'a gitmedim ama belki de romanda o sürekli yağıp dinen karın soğuttuğu kimi caddelerde üşüyerek yürüdüm birileriyle. sonunu hiç merak etmiyorum, o romandaki insanlar öylece kalsın, kimse ölmesin, o otel yıkılmasın, ka kars'tan ayrılmasın ve ben bu romanı hayatım boyunca okuyayım istiyorum. haftada bir sayfa. baktım ne zaman ölüyorum bitirmek için çabalarım. ama bitmesin bu soğuk kış ve o sıcak evler, ben de ölmeyeyim.
altında ölmek istediğimdir. özlemimdir kar. öyle bir kar yağsa ki her yeri kaplasa. adım atacak yer kalmasa ve bu beden o karlar arasında son nefesini verse... kara olan özlemim hiç dinmeyecek. belki bir gün kavuşuruz. kim bilir?..
"kar yağıyor, yılın ilk karı"
bu cümle çok etkileyici geliyor bana. sanki uzun zamandır hüzünle bekleyen birine müjdeli bir haber gibi. böyle başlatıyor orhan pamuk kar romanını.