Mahallenin çocukları( neden? Çünkü onlardan önce benim dışarı çıkıp, kar yığınlarının üstüne kendimi atmam lazım, ilk benim dağıtmam lazım. )
Ve Çocukken kaybettiğim terliğim;
Çok küçüktüm,
kar her tarafı doldurmuş, babam kapının önünde kardeşimle kardan adam yapıyordu bize. Dururmuyum, annemden habersiz fırladım babamla kardeşimin yanına, tabii ayağımda terliklerimle.
Gömüldüm kar yığınının içine.
Epeyce oynadım.
Kardan adamı da tamamladık. Eve girme vakti geldi. Daire kapısının önüne gelince annem baktı ki ayağımda çoraptan başka bir şey yok.
Ara ki bulasın terlikleri. Neyse bir güzel fırça yedikten sonra sobanın yanı başına kıvrıldım.
Geldi geçti zaman, karlar eridi benim terlikler yok. Bulamadık.
evimin arkasındaki parkta bim poşetinin üzerine oturup yokuş aşağı kaydığım 3 yıl öncesinden başka bir şey hatırlamıyorum. zira çok ama çok eğlendiğim nadir günlerden biriydi.
ilkokulda, botum kalitesiz olduğu ve ayağım ıslandığı için annemin tembihlemesi üzerine, herkes karlar içinde oynarken kar birikmeyen yerde oynamaya çalışmak.
Kaliteliden kalitesize bir sürü botum var şimdi. Karda oynamayı hiç sevmiyorum.
askere gidene kadar kar topu kardan adam ve eğlence askerden sonra ise dışarıda kalan tüm canlılar. rabbim her birisine yardım etsin. elimizden geleni yapıyoruz lakin etki alanı çok küçük ve ülke kocaman..
Balattayken evimiz cadde üzerindeydi. Ev üç katlı müstakil şu eski evlerden. Tam ikinci katın penceresinin önünde sokak lambası vardı. biz her kar yağdığında ikiz kardeşler pencereden lambanın önünden geçen kar tanelerini saymaya çalışırdık birde yoldan geçen arabaların kaçında kar zinciri takılı diye. Çok keyifliydi be. iyi ki çocukken ordaymisiz. Özlüyor insan tabi. Şimdi olduğumuz yerde sokak lambaları bile kafasına göre yanıp sönüyor tek başına kardeş olmadan da tadı çıkmıyor zaten.
ayrılık, yalnızlık, kendini bulmak gibi düsüncelere sokuyor beni...
ayak izi bile olmayan sokaklarda tek basına yürümek geliyor gözümün önüne..
yalnızlıkla alıp veremediğim yok hatta iyi bir şey bu. insan kendini buluyor..