aksine deli gibi yağmıştır. sabah 7.30 da kafayı gömdüm işe şimdi bir kahve yapayım diye kalktım camdan bir baktım ki arabaların üstleri binaların çatıları her yer bembeyaz. hangi ara yağdı lan bu kadar ofise gelirken yağmur bile yoktu..
kuraklık deprem kadar tehlikeli. bizler de bireyler olarak önlemler almalıyız. eskiden beri kaynakları gereksiz yere harcamamaya çalışan ben daha fazla dikkat eder oldum. muslukları gereksiz yere açmamaya çalışıyorum, duşta geçirdiğim süremi azalttım, balkonu arabayı yıkamak yerine silmeyi seçiyorum. hepimiz önümüzdeki günlerde daha dikkatli olmalıyız. allah 1 damla suya muhtaç etmesin.
şimdilik gündemin ana maddesi deprem. ancak en az deprem kadar konuşulması gereken bir kritik konu da kuraklık. istanbul'da barajların doluluk oranları %35 seviyelerinde. 17-18 milyon insanın yaşadığı şehirde bu su kime, kaç gün yetecek?
Ne kar yağıyor, ne yağmur. Böyle giderse deli çılgın bir kuraklıkla karşı karşıya kalacağız Zaten ülkemiz bol su oranına sahip değil. BAkalım seneye bizi nasıl bir kış bekliyor olacak...
küresel ısınma, sera etkisi, bina fazlalığı-yüksek bina çokluğu-, kişisel araç fazlalığı -özellikle lüks olanlar-, sigara, egzoz vb. zehirli gaz salgılayan ürünler,ağaç, orman ve yeşillik alan azlığı vb. sebeplerden ne yazık ki normal saymak durumunda kalınan durum ve bu durum yüzünden yer altı sularının depolarının tükenmesi durumunda ciddi bir susuzluk, kuraklık söz konusu olma ihtimali var gelecek yıllarda. isteyenlar daha kapsamlı şekilde internetten araştırabilirler. https://onedio.com/haber/...bilgi-sahibi-miyiz-810343