kar yağmaması

    9.
  1. Burada okuz gibi yagiyor tam su an. Gecersiz onerme.
    5 ...
  2. 3.
  3. Oğlumun tek beklentisi kar bu sene ve tek sorunu da yağmaması. Ben şimdi küçücük çocuğa ne diyim, e yağ daaa!
    3 ...
  4. 8.
  5. Sokaklara getirdiği sessizliğe hasret kalmaktır.
    3 ...
  6. 6.
  7. 1987 da istanbul'a 4 Mart sabaha karşı başlayıp 36 saat aralıksız yağan kar, maalesef bir gece önceki meteoroloji raporunda yer almamıştı.
    3 ...
  8. 38.
  9. 41.
  10. Tekirdağ’a yağamayandır.

    Ama soğuğu mevcut.
    2 ...
  11. 26.
  12. Feci bir durum..ayaz çekilmiyor. Hoş kar yağsa da dona çekiyor yine ayaz yiyoruz. Kötü ikilem.
    2 ...
  13. 39.
  14. aksine deli gibi yağmıştır. sabah 7.30 da kafayı gömdüm işe şimdi bir kahve yapayım diye kalktım camdan bir baktım ki arabaların üstleri binaların çatıları her yer bembeyaz. hangi ara yağdı lan bu kadar ofise gelirken yağmur bile yoktu..
    2 ...
  15. 7.
  16. Bu ne biçim kış mevsimi amk dedirten hava olayıdır.
    1 ...
  17. 6.
  18. Elhan-ı Şita

    Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş;
    Eşini gaib eyleyen bir kuş
    gibi kar
    Geçen eyyâm-ı nevbahârı arar...
    Ey kulûbün sürûd-i şeydâsı,
    Ey kebûterlerin neşîdeleri,
    O bahârın bu işte ferdâsı:
    Kapladı bir derin sükûta yeri
    karlar
    Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar!

    Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
    Bir beyâz rîşe-i cenâh-ı melek
    gibi kar
    Seni solgun hadîkalarda arar;
    Sen açarken çiçekler üstünde
    Ufacık bir çiçekli yelpâze,
    Nâ'şın üstünde şimdi ey mürde
    Başladı parça parça pervâze
    karlar
    Ki semâdan düşer düşer ağlar!

    Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar;
    Küçücük, ser-sefîd baykuşlar
    gibi kar
    Sizi dallarda, lânelerde arar.
    Gittiniz, gittiniz siz ey mürgân,
    Şimdi boş kaldı serteser yuvalar;
    Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan! -
    Son kalan mâi tüyleri kovalar
    karlar
    Ki havâda uçar uçar ağlar!

    Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir
    Berg-i semen, cenâh-ı kebûter, sehâb-ı ter...
    Dök ey semâ -revân-ı tabiat gunûdedir-
    Hâk-i siyâhın üstüne sâfî şükûfeler!

    Her şâhsâr şimdi -ne yaprak, ne bir çiçek! -
    Bir tûde-i zılâl ü siyeh-reng ü nâ-ümîd...
    Ey dest-i âsmân-ı şitâ, durma, durma, çek.
    Her şâhsârın üstüne bir sütre-i sefîd!

    Göklerden emeller gibi rîzân oluyor kar,
    Her sûda hayâlim gibi pûyân oluyor kar.

    Bir bâd-ı hamûşun per-i sâfında uyuklar
    Tarzında durur bir aralık sonra uçarlar.

    Soldan sağa, sağdan sola lerzân ü girîzan,
    Gâh uçmada tüyler gibi, gâh olmada rîzân,

    Karlar.. bütün elhânı mezâmir-i sükûtun,
    Karlar.. bütün ezhârı riyâz-ı melekûtun...

    Dök hâk-i siyâh üstüne, ey dest-i semâ dök,
    Ey dest-i semâ, dest-i kerem, dest-i şitâ dök:

    Ezhâr-ı bahârın yerine berf-i sefîdi;
    Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi! ...

    Cenap Şahabettin
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük