çocukluk dönemini bol karlı mekanlarda geçirmiş bir insanın daha az kar yağan hatta hatta hiç yağmayan bir şehre geldi mi, anlık kar yağışını gördüğü zaman kendinden geçip eskileri hatırladığı andır. o zaman çocukluk ne güzeldir der kendi kendine.
evet evet kar yağdı diye elit kesim sevinmez çünkü onlara yaz kış ilkbahar sonbahar kar vardır.
uludag mı dersin sarıkamış mı dersin alpler mi dersin giderler canları istediğinde kar topu oynarlar, kardan adam yaparlar ve kayak yaparlar. biz mi biz ise karı sadece kıştan kışa görüyoruz o da yağarsa.
- ee cnm noldu anlat. nasıl geçti buluşmanız?
+ ay şekerim bırak yhaa, varoş çıktı bizimki.
- nerden anladın kız, çok parası var, sosyetik diyodun?
+ ay ne biliim, birden "ay ne güzel kar yağmış" diye sevindi.
- ay cidden varoşmuş kıs.
en azından hayattan zevk almasını bilen insandır. elit kesim gibi sadece parayı düşünmez, cebine giren paraya sevinmez. yeterki toplumda kar yağdı diye sevinen insanlar azalmasın, onlar candır, bizdendir.
altyapısında derin psikolojik çıkarımlar olabilir.
misal, parayı bulanların duygularının kalmaması, hayatın sunduğu onca güzellik karşısında en ufak hissetme belirtisi göstermemesi.
ya da ben çılgın atıyorum.
tam tersini şiddetle savunacağım durumdur. kar yağdı diye sevinebiliyosan; evin sıcacıktır, kömürün veya doğalgazın ne zaman bitivereceğini düşünmüyorsundur. kartopu oynamaya veya kardanadam yapmaya çıkarsın çünkü çizmelerin bir damla bile kar suyunu geçirmez, montun ise yepyenidir, soğuğa meydan okur. yeni başlayan kar yağışını izlerken aklına ertesi gün okula yırtılmış bir bez ayakkabıyla gitmek zorunda olan çocuğun değil de, elinde kahvenle yapacağın keyif geliyorsa; eğer yağan karda neşeli ve huzurlu anlamlar arabilecek kadar arkan rahatsa varoşta da değilsindir muhtemelen.
evet çok sevinirler hemen kartalkayadan uludağdan yerlerini ayırtıp bordlarını el arabalarına yükleyip kış tatili için kayak merkezlerinin yollarını tutarlar.
kimi eliti ezer, kimi varoşu yerer,
ama hiç bir yetişkin karı sevmez.
sevsede 2 ya da 3 günlük sever, sonra tekrar kalbini kasvet bağlar.
varoşun ki yaşam şartından, elitin ki iş şartından olur.
ama çocuklar öyle mi?
her halükarda karı sever.
zengin olsun, fakir olsun, zayıf olsun, şişman olsun hiç farketmez.
çocuklar yağmuruda sever.
çocuklar güneşide sever.
hatta ve hatta çocuklar depremide sever. ''ne güzel sallanıyoruz'' der.
kar elit insanlar için bu kadar önemsizse neden kayak merkezleri elit insanlarla dolar taşar diye bir soru takılır akıllara. varoşlar kar ayaklarına gelince sevinir, elit tabaka para verip karın ayağına gider de sevinir.
hayatımıza bir renk ki renklerin en güzeli beyazı getirdi diye seviniriz kar yağdığında ki sanıyorum bunun varoş ya da elit olmakla bir alakası yok; ki bence kar yağdığında en çok çocuklar sevinir buradan da bütün çocuklar varoştur gibi bir anlam çıkaramaz kimse.
kendilerini entellektüel veya elit olarak gösteren bilincsiz insanlardan daha da bilincli olan "varos" olarak adlandirilan kisilerdir.
Sevinmelerinin sebebi, kar yagisinin ayri bir eglence, ayri bir bereket oldugunu bilmelerinden kaynaklanir. Tahil ürünleri icin gerekli olan kar yagisini bu dengesiz, bicimsiz düsüncelere sahip, kendilerini insan bireyi sanan, dürrük kafali, yobaz olarak adlandirdiklari varoslardan daha da yobaz, bilincsiz insan eniklerinin bu duyguyu bilmemelerine alt kesimin dötleriyle gülmeleri dogaldir.
''kar beyazla özdeşleşir... temzilik, paklık, doğallık. tüm renkleri örten bir perde. aynı zamanda eşitlik nişanı. doğanın tek renge bürünmesi...''
demiş arkadaş haklısın bu sıfatlar*** senin tabirinle varoş dediğin insanlara yakışır. duygularıyla hareket ederler. yiyecek bir lokma ekmeği olmalarına rağmen onu bile birbirleriyle paylaşırlar aklın almıyor değil mi? almaz tabi..
kendini bilmez bir züppenin saçma saçan bir tespitidir.
yağan karın kişiyi mutlu etmesi varoşluğunun değil insan olduğunun belirtisidir. sevinmek gibi doğal bir faaliyette bulunması da yine bundandır.
lakin bu tepki, insanımtraklar arasında yadırganarak farklı bir şekilde nitelendirilmiştir.
komik hakikaten.
farzedelim varoş, ve farzedelim sadece varoşlar sevinsin kar yağdı diye... elleri, ayakları; yürekleri üşümese de keşke sevinse varoş kar yağdı diye, düşünmese yakacağım yok, giysim yok üşüyorum demese...
ayna nın denizden geliyoruz albümünde remix olarak çıkardığı şarkıda der ki;
varoşların aşıkları gerçek olur çıkarsız
ben de seni öyle sevdim gözüm gibi yalansız
iş ararken kahvelerde inanan gözlerin vardı
aş pişmeyen ocaklarda aç doyuran umutlardı
yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
yalınayak çocuklarda tertemiz gelecek vardı
söyle birbirimizi nasıl sevdik
saçları sırma gelincik
gözleri sürme gelincik
suçumuz neydi bizim
varoşların sevdaları gerçek olur çıkarsız
gözlerinde bir ümitti yanıyordu güneş gibi
yoksulluğun pençesinde arıyordu gözlerimi
yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
o dalgalı saçlarında gül kokan rüzgarlardı
şimdi sarılıp o geçmişe ağlar
ağlar açılmaz yüreğim
suçumuz neydi bizim.
antalya'da doğmuş 20 yaşına kadar orda yaşamış, 12sine kadar bale ve caz dersleri almış,12sinden sonra beste adına kendini eve kapamış cazcılar, sunma aşamasında olduğu bale gösterisi için saklıkent gibi yerlerde kayak yapamamış balerinler tek beyazlığı falez otelin üstünden seyredilebilen, geyik bayırında görmüştür. bu insanlar istanbul, ankara gibi yerlerde sanatlarını icra etmeye başlaması üzerine kariyerlerini bir kenara bırakıp, yağan kar ile "lalahoo ne güzel yağıyor laaan" nidaları ile elitliği bırakıp sevinir.