çocukluktan çıkalı çok olmama rağmen asla vazgeçmediğim tutkularımdan. hatta tek bir taneye odaklanıp yere düşene kadar gözümden kaçırmamak gibi oyunlarıma dahi devam ediyorum. tutup tutmadığını kontrol etmek için dışarıda bakacak bir yüzey (çatı, arabaların üstü, asfalt vs.) bulup ara ara bakmaya devam ediyorum. yerde birikmiş beyaz örtünün üstünden geçen arabalara içimden okkalı bir küfür savurmaya devam ediyorum. sözlükte yazın ortasında kar'la ilgili bir başlık görünce kar yağmış gibi sevinmeye bile devam ediyorum.
belki de bembeyaz, kirinden pasınden arınmış hayatı özleyişimizdir bizi böyle yapan. renklerin, nesnelerin, şekillerin algımızda yarattığı karmaşa karşısında ihtiyaç duyduğumuz duruluğun ve sadeliğin tane tane düşmesi ve yavaş yavaş yerleşmesi.