dışarda gözünüzün önünde düşenlere gülememeye inat, bi kahve alıp ayağı kayanları seyretmenin eşsiz zevkine varılan olaydır. hele bir de eviniz hafif eğimli bir yerde ise. kahkaha atmanıza da mani yoktur.
ben dikilitaşta oturduğum sıralar yapardım. hala götüstü düşen teyzeleri hatırladıkça gülerim.
karşıda manzaranızı kapatan kocaman gri bir bina veya şehir çöplüğü yoksa huzur verir. hali vakti yerinde olan birçok kişi için en güzel doğa olayıdır kar yağışı.
çok özlediğim ve biran önce gerçekleştirmek istediğim eylemdir. ayrıca bana çocukluğumu hatırlatıp özletmiştir. birde soba yansa kestane pişirsek üstünde süper olur.
össye hazırlandığım sene (2006), istanbul'da son yılların en büyük karının yağmasıyla birlikte yaptığım eylemdir. zira anne chimaeranın 'seneye de yağar çıkarsın dışarı evladım.' sözlerine kanılmıştır, o güzel örtüye dokunamadan evin içinde koca kış geçmiştir. sonuç mu? **
kar küresini salladıktan sonra, karşısına geçip izlemekten daha zevkli ve heyecan vericidir. kar tanelerinin gökyüzünden süzülerek, sessiz ve yumuşak şekilde yere inişi kalbe huzurla karşık çocuksu bir sevinç verir.
finallerin mecbur bıraktığı eylem. dışarıda çığlık çığlığa kar topu oynayan insanlar vardır oysa. arada bir pencereye çıkılıp "allahınız yok mu lan sizin, finaliniz yok mu olum?" diye bağırmak rahatlatıcı olacaktır.
Nedense insanı zengin tribine sokan eylem. Sanki bir dağ evinde, garajda range rover, beyaz boğazlı kazak, Şömine çatırdarken Elinde dumanı üstünde bir kupa vArmış gibi hisseDiyor insan. Halbuki camın Önünde çocuklar değil koca koca danalar eĞlenmedikleri çok belli olmasına rağmen kartopu oyNuyor.
bir elde buharı üzerinde tüten bir fincan sıcacık çay diğer elde sigara, pencereyi açıp ankaranın sessizliğini dinlerken hafiften huzur ve ince bir efkara büründürendir.